30/03/2014 14:30
Asrımız yazar ve gazetecilerindendir. Posta ve telgraf memuru olan Behaeddin Efendinin oğlu olup, 1864 yılında İstanbul’da doğdu. Doğmadan anne ve babası ayrıldığı için sıkıntılar içinde büyüdü. Annesinin ve akrabalarının yardımıyla, ilk mektebi sonra da 1883’te Darüşşafaka Lisesini birincilikle bitirdi.

Ahmed Rasim, okulu bitirdikten sonra bir müddet Posta ve Telgraf Nezaretinde memur olarak çalıştı. Ancak Ahmed Rasim, bu şekildeki bir memuriyetten sıkıldığı için, ayrıldı. İki defa Mearif Nezareti Teftiş Encümenine tayin edilmişse de, yine ayrıldı. Daha okul sıralarında iken ilgi duyduğu, hevesli olduğu yazarlık mesleğini 1927 yılına kadar aralıksız sürdürdü. Aynı sene İstanbul mebusu olarak meclise girdi. 21 Eylül 1933 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

Ahmed Rasim, kalemi ile geçindiği için en çok eser veren yazarlardan biridir. Yazarlığa Ahmed Midhat Efendinin teşvikiyle başladı. İlk olarak Tercüman-ı Hakikat Gazetesinde Fransızcadan yaptığı bir tercümesi yayınlandı. Sonra sırasıyla, Ceride-i Havadis, Tercüman-ı Hakikat, Ma’lumat gibi gazetelere yazı yazmaya başladı. Bunun yanında Güneş, Gülşen, Sebat, Hamiyyet, Şafak, Servet, Tanin, Tasvir-i Efkar vb. dergilere yazı yazıyordu. Bazı yazılarında takma isimler kullanıyordu. Mesela Leyla, Feride, Hanımlara Mahsus gibi.

Ahmed Rasim, çeşitli konularda tarih, roman, şiir, otobiyografi, vb. birçok dalda eser vermiştir. İlkokullarda okutulmak için dört ciltlik bir Osmanlı Tarihi hazırlamıştır. Roman ve hikayeleri ilk acemilik devirlerine rastlar. Ahmed Rasim de bu roman ve hikayelerinde Ahmed Midhat Efendi gibi okuyucuya bilgi vermeye çalışmıştır. Şiirleri eski biçimde yazılmış şarkı ve gazellerden ibaret olup, Nedim’in tesirleri görülür. Fıkra ve hatıralarında ise İstanbul’un son yıllardaki halini tasvir etmiştir. Burada çeşitli insan tiplerini başarıyla tasvir etmiştir. Dünyayı ve insanları hoş ve gülünç tarafları ile ele alan Ahmed Rasim’in eserlerinde yaşama sevinci her şeye hakimdir. Edebi zevkte ve dilde orta bir yol tutma tarafdarıdır. Sayıca yüzden fazla olan eserlerinde canlı bir Türkçe kullanmıştır.

Romanları : Meyl-i Dil (1892), Nakam (1899), Kitabe-i Gam (1899), Hamamcı Ülfet (1922).

Fıkra ve makaleleri: Tarih ve Muharrir (1329), Şehir Mektubları (1316), Eşkal-i Zaman (1334), Muharrir Bu Ya (1926), Menakıb-ı İslam (1325).

Hatıraları: Gecelerim (1312 - 1316), Fuhş-ı Atik Fuhş-ı Cedid (1340), Muharrir, Şair, Edib (1342).

Önceki
Önceki Konu:
Nasreddın Hoca
Sonraki
Sonraki Konu:
Kağnı

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu