08/12/2009 20:17
Bakteri:Çekirdek zarı ve organalleri olmayan (prokaryotik), tekhücreli mikroskobik canlılar grubudur.Genellikle benimsenmiş bir sınıflandırmaya göre schizomycophyta bölümünün schizomycetes sınıfını oluşturan bakteriler hemen hemen tüm doğal ortamlarda bulunur ve sayıları inanılmaz boyutlara ulaşır;örneğin bir gram bahçe toprağında milyarlarca ,bir damla tükürükte milyonlarca bakteri vardır. Bu canlılardan bazıları hastalıklara yol açmakla birlikte ,çoğu türleri zararsızdır, hata doğrudan insanın yararına sonuçlanan birçok biyokimyasal süreçte etkin biçimde rol alır. Özellikle biyosfer süreçlerindeki etkisi yadsınmayacak kadar önemli olan bakteriler olmaksızın toprak verimini koruyamaz ve bitkilerin yetişmesine, dolayısıyla bitkilerle beslenen hayvanların yaşamının sürüp gitmesine yardımcı olamaz.

Bakteriler, yakın türler olarak kabul edilen riketsiyalar ve virüslerden sonra ,bilinen tüm canlıların en küçük örneklerinden biridir. Boyutları mikron cinsinden ölçülür. Biçimlerine göre dört tip bakteri hücresi tanımlanmıştır:Küresel(kok ya da koküs), silidirimsi ya da çomak biçimi(basil), sarmal biçimli (spril) ve virgül biçimli bakterilerede (vibrio) denir. Koşullar elverişli olduğunda hızla çoğalarak,genellikle koloniler oluşturacak biçimde bir araya toplanırlar;bazıları ise hücrenin çevresini saran kirpiklerin ya da kamçıların yardımıyla hareket edebilir. Çevre koşullarına son derece iyi uyum sağlayarak büyük bir dayanıklılık gösteren bakteriler,toprakta ,suda,organik maddelerde,bitkilerin ve hayvanların vücudunda kendibeslek,çürükçül ya da asalak olarak yaşamlarını sürdürebilir.

Her bakteri hücresinin bir hücre zarı saran sert bir hücre duvarı vardır. Bazı bakteri türlerinde ¸bu zararla birlikte hücreyi dış etkenlerden koruyan, jelatinimsi yapıda bir de kapsül bulunur. Bazılarının kamçısı vardır,bazıları da kirpik denen kısa tüysü uzantılarla örtülüdür. Genellikle çevre sıcaklığı 5 derecenin hayvanlarda asalak yaşayan türler için 37 derece dollaylarıdır:sıcaklık 70 dereceyi aştığında bakteri üremesi tamamen durur. Bakterilerin çoğu,aşırı sıcak,aşırı soğuk ve kuraklık gibi elverişsiz koşullarda , son derece dirençli olan sporlar biçimine dönüşür ve koşullar düzeldiğinde yeniden etkin duruma gelir. Bakterilerin yeryüzünde belki de en bol bulunan canlılardan biri olması bu sporlanma yeteneğine bağlanır.

Bakterilerin çoğalması ve gelişmesi incelenirken , tek bir bakterinin değil, bütün bir bakteri kolonisinin çoğalması ve gelişmesi göz önüne alınır. Bakteriler genellikle eşeysiz bir üreme biçimi olan hücre bölünmesiyle çoğalırlar. Bir hücrenin iki yeni hücre oluşturacak biçimde ikiye bölündüğü ve oğul hücrelerden her biri yenien ikiye bölünerek çoğaldığı için geometrik bir dizi oluşturan bu çoğalmada, yeni kuşakların oluşma süresi 15 dakika ile 16 dakika arasındadır. En elverişli laboratuvar koşullarında (besin yerinde yeterince ve uygun fiziksel ortamı sağlanması durumunda) , bazı bakteri türlerinin logaritmik büyüme evresinin bitiminde oluşturduğu kolonide mililitre başına 10 milyar bakteri hücresi bulunabilir. Bölünmeyle çoğalma özellikle Eubacteriales takımından özbakterilerin temel ve ayırt edici üreme biçimi ise de, bakteriler arasında başka üreme biçimlerine de rastlanır. Örneğin sınıflandırmanın daha üst basamaklarındaki bazı takımlarda, bakterilerin tomurcuklanmayla, spor zincirleri oluşturarak, hüre içindeki temel birimlerin parçalara ayrılmasıyla ve daha ender olarak, eşeyli üremeye benzer bir genetik madde alışverişiyle ürediği gözlenmiştir.

Bakterilerin çoğunun DNA'ları halka biçiminde tek bir kromozomun üzerinde yer alır ve çekirdek zarında değil, sitoplazmada dağınık halde bulunurlar. Sitoplazmada, plazmit adı verilen daha küçük ve yuvarlak DNA dizeleri de bulunur. Bakterilerin sitoplazmasında ribozomlar gibi bazı yapılarda dağınık olarak yer almıştır.

Bir su kaynağında ya da birikintisinde, koli biçimi bakteriler olarak adlandırılan bağırsak bakterilerinin bulunması, suyun insan ya da hayvan dışkısıyla kirlenmiş olduğunu ve bu ortamda hastalık yapıcı mikroorganizmaların yok etmek üzere kurulmuş su arıtma tesislerinden geçirildikten sonra kullanıma sunulur. Kullanma üstünde olduğu zaman etkinlik göstere bilen bu canlıların denizde ve toprakta yaşayan bazı türleri 0 derecede bile etkinliğini sürdürebilir. Torak bakterileri için üst sınır 30 derece , sularına karışan kanalizasyon ve sanayi atıklarındaki bateriler yandan, su arıtma tesislerinde, özellikle lağım sularındaki organik maddeleri parçalamak için kullanılan bakteriler çevre kirliliğiyle savaşan etkili silahlardan biri olmuştur.

Havadaki bakteri yoğunluğu büyük ölçüde çevre koşullarına bağlıdır. 3.000 metrenin üstündeki yükseltilerde havadaki bakteri yoğunluğu ya da şiddetli bir yağmurun ardından kent sokaklarındaki bakteri kolonileri büyük ölçüde azalır. Tek bir hapşırık ya da öksürükle çevreye yayılan milyonlarca bakteri, damlacık çekirdekleri denen asıltı parçacıkları oluşturacak bir süre havada asılı kalır.

Bazı bakteriler besinlere bulaşarak hızla çoğalabilir ve mide bozukluğundan ölüme kadar varabilen (botülizmde olduğu gibi) hafif ya da ağır besin zehirlenmesine yol açabilir. Sulara bulaşmış bakterilerin su arıtma yöntemiyle temizlenmesi gibi, süte bulaşmış bakterilerin de pastörizasyon yöntemiyle yok edilir. Sağlıklı bir ineğin sütünde doğal olarak daha az bakteri bulunmakla birlikte, gene de steril değildir; üstelik sağma, şişeleme ya da kutulama gerekli önlemler alınmadığında, çevredeki bu bakteriler de bu çok elverişli ortama çok çabuk yerleşebilir.

Çeşitli maddelerin ve ürünlerin mikroorganizmalardan temizlenmesinde (sterilizasyon ) ,yüksek ısı,ışınlama ,etilen oksit,çeşitli antiseptik ve mikrop öldürücü maddelerin kullanılması gibi çeşitli fiziksel ve kimyasal yöntemlere baş vurulur.

Hastalık yapıcı (patojen) bakterinin toksin salgıladığı olgular dışında, genellikle bakterilerin hastalık yapma gücünü arttıran etkenlerin neler olduğu henüz neler olduğu açıklanamamıştır. Toksin salgılayan bakterilerin en bilinen örneklerinden biri, insanın üst solunum yollarına yerleşerek doku yıkımına yol açan difteri basilidir. Dokulara yerleşen bakteriler genellikle konak canlının zararına yaşarsa da, hastalık yapıcı bakterilerin çoğu konağın ölümüne neden olmaz.

Bazı hastalık yapıcı bakteriler vücudun belirli bölgelerine özgüdür: Meningokoklar beyin zarlarına, tüberküloz bakterileri en çok akciğerlere yerleşir. Oysa bazıları vücutta daha genel bir yayılım gösterebilir; stafilokok bakterileri deriye yerleşerek çıban oluşumuna, kana bulaşarak kan zehirlenmesine, kemiklerde çoğalarak kemik iltihabına (osteomiyelit) neden olur.

İnsanların ilgisi daha çok bakteri türlerinin zararlı etkileri üzerinde yoğunlaşmışsa da, bakterilerin,bakterilerin büyük bir çoğunluğunun insanlar için zararlı olmadığını, hatta bir bölümünün son derece yararlı olduğunu belirtmek gerekir. Örneğin çürükçül bakterilerin ölü organizmaları ve organik artıkları parçalaması ,çevre bilim açsından yaşamsal önem taşır. Böyle bir parçalama olmasaydı,canlıların varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan azot,karbon,fosfor gibi elementlerin doğadaki çevrimi de gerçekleşemezdi .

Çürükçül bakterilerin azot çevrimindeki katkısından başka,bazı bakteriler de atmosferdeki serbest azotu bağlayarak,bu elementi bitkilerin yararlanabileceği bileşiklere dönüştürür. Bu azot bağlayıcı bakteri türlerinin çoğu baklagillerin köklerindeki yumrucuklarda yaşar.

Bazı bakterilerin konak canlı üzerindeki asalak yaşamı, karşılıklı yarar ilişkisine dayanır. Örneğin gevişgetirenlerin midelerine yerleşen bakteriler selülozu parçalayarak inek koyun gibi tüm gevişgetiren hayvanların otları sindirmesine yardımcı olur. İnsan da sindirim kanalının son bölümlerine yerleşen ve K vitamininin bireşimi sağlayan bazı yararlı bakterilerin konağıdır.

Ayrıca çeşitli sanayi dallarında, özellikle de besin sanayisinde ayran, yoğurt, peynir, sirke, turşu gibi ürünlerin üretimindeki mayalanma süreçlerinde bakterilerden yararlanılır.

Bakterilerin, evrensel olarak kabul edilen bir sınıflandırılması henüz yapılamamıştır;özellikle üst basamaklardaki türlerin sınıflandırılması son derece güçtür. Böyle bir çalışmada,bakteri hücresinin biçimi ve boyutları,oluşturduğu kolonilerin görünümü, beslenme biçimi ve temel besini,metabolizma ürünleri,özgül kimyasal maddelere tepkisi,antijen birleşimi ve çevre koşullarına direnme yeteneği gibi çok çeşitli ölçütlerin göz önüne alınması gerekir.

Bugün bazı biyoloji bilginleri,bakteri (schizomycetes sınıfı) riketsiyalar ve virüslerle (microtatobiotes sınıfı)birlikte schizomycophyta bölümü içinde sınıflandırılır. Bu bölüm de, Protista ya da Procaryoae alemi (bitkiler ve hayvanlar aleminden ayrı bir canlılar alemi) için de bir Monera altalemi oluşturmak üzere Cyanophyta filumu (mavi-yeşil algler) ile birlikte gruplandırılır.

ABD'li bakteriyoloji ve taksonomi bilgini David Hendricks Bergey, özellikle bakteri hücresinin biçimine ve hareket yeteneğine dayanarak yaptığı sınıflandırmada, bakterileri Schizomycetes sınıfı içinde 10 takıma ayrılmıştır.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu