08/12/2009 20:17
Suda çözündükleri zaman OH- iyonu verebilen maddelere BAZ denir. Bazlar acıdır , çözeltileri kaygandır. Sodyum hidroksit ( NaOH ) veya Kalsiyum hidroksit ( Ca (OH)2 ) gibi bazlar deriyi yakar. Bazlar mor lahanayı yeşile , kırmızı turnusolü maviye çevirirler. Su ile hazırlanan çözeltilerinde hidroksil iyonu meydana gelir. Bazlar asitlerle birleşerek tuz yaparlar. En bol ve ucuz bazlardan biri kalsiyum hidroksittir ( Ca (OH)2 ). Bu maddeye sönmüş kireç de denir.

Asit ya da tuzlar gibi bazlar da bir dizi ayırt edici özelliği olan kimyasal maddelerdir. Bu özellikler " baz işlevi " adı verilen bir bitin oluşturur. Bazların özel bir tadı

( kül suyu ) vardır. Renkli ayraçlara etki eder ( ftaleini kırmızıya , heliantini sarıya , turnusolu maviye boyar). Aside etkiyerek tuzu oluşturur. Bu tepkime sırasında su ve ısı açığa çıkar. Bazların sulu çözeltileri , iyonlaşmasıyla OH- iyonları doğuran elektrolitlerdir. Çözeltideki iyonlaşma , etkisiz biçimde gerçekleşirse bunlara kuvvetli bazlar denir ( örneğin; sudkostik , potaskostik ). Ama iyonlaşma yalnızca bölümsel olursa , bunlara da zayıf bazlar adı verilir (örneğin ; amonyak ). Bazların formulleri incelendiğine , bu bileşiklerin bir ya da birçok OH grubu içerdiği görülür. Formullerinde yalnızca bir OH grubu bulunduranlara " tekbaz " ( örneğin ; sudkostik : NaOH , amonyak : NH4OH ) , birden çok OH grubu içerenlere ise " çoğul baz "

( örneğin ; ikibazlı baryum hidroksit : Ba (OH)2 ) denir.

Her baza bir bazik oksit denk düşer ; bazik oksidin formülü bazın formülünde yer alan OH grupları arasındaki su elenerek elde edilir ; örneğin CaO formülü bazik kalsiyum oksit (sönmemiş kireç ) , Ca (OH)2 formülüyle gösterilen kireci karşılar. Gerçekte suyun okside etkimesi sonucunda baz elde edilebilir. Bu olgu alkali ve toprak-alkali bazların oluşumunda görülür. Bazlara metal hidroksitleri genel adının verilmesi işte bu uyumdan kaynaklanır. Nitekim bir metal hidroksitin genel formülü , M( OH )n biçimindedir. Formüldeki M bir metali simgeler. Her metalin bu tür bileşikleri vardır ve bu bileşikler arasında aynı anda bir ya da birden çok bazik oksit bulunabilir. Örneğin demirin ( Fe ) , bazik oksitleri FeO ( demir II oksit ) ve Fe2O3 ' tür ( demir III oksit ) ; dolayısıyla bazlarını demir II hidroksit denilen Fe(OH)2 ve demir III hidroksit adı verilen Fe( OH )3 oluşturur. Metal hidroksit kavramı , baz kavramını genişletir ; çünkü bu bileşiklerin büyük bir bölümü suda çözünmez ve baz işlevleri , temelde , tuzları oluşturan asitlerin etkimesi sonucunda ortaya çıkar. Bu özellikleri bazik oksitler de gösterir.

Arrhenius kuramına göre bir baz , iyonlaştırıcı bir çözücüde çözündüğünde OH-

İyonları veren bir maddedir. Bu tanım yeterince genel bir nitelik göstermez ve özellikle amonyağın ( NH3 ) bazik özelliklerini veremez. Oysa Bronsted ve ardıllarınca yapılan tanıma göre bir baz , H+ iyonu ya da proton alabilen , asit ise proton verebilen bir maddedir. Dolayısıyla bir asidin bir baza etki etmesi ya da proton değişimli bir tepkimeye girmesi kolayca açıklanabilir. Böylece Bronsted kuramına göre iki tür baz ortaya çıkar : bazik moleküller , amonyak ya da aminlerde olduğu ve

CH3NH2 + H+ <-> CH3NH3

Denkleminde görüldüğü gibi bir katyon vererek bir proton bağlar ; bazik anyonlar , asetat iyonlarında olduğu ve

CH3COO- + H+ <-> CH3COOH

Denkleminde belirtildiği gibi bir proton bağlanarak yansız bir molekül oluşturur.

Ne var ki bu örneklerde de CH3COOH molekülü , CH3NH2 molekülü ile CH3COO- anyonun eşlenik asitlerini göstermektedir.

Daha genel bir baz kavramını Lewis'e borçluyuz : bağlanmamış değerlik elektron çifti taşıyan bir parçacık , molekül ya da iyon , bu elektron çiftini alabilecek bir başka parçacığa (Lewis asidi ) verebiliyorsa , buna " Lewis Bazı " denir. Böylece yarı-kutuplu bir ortakdeğerlik bağı oluşur ( ikincil değerlik bağı ). Dolayısıyla Lewis , Bronsted asit ve bazlarının ayırt edici niteliğini oluşturan proton değişimini tek başına bir asit-baz tepkimesi olarak ele almaz ; buna ek olarak bir organomagnezyum türevinin , bir çözücüye ( adi eter , tetrahidrofuran ) birleşmesini , su amonyak gibi moleküllerin yada siyanür , etilen diamin tetraasetik asit ( E.D.T.A ) gibi iyonların , değerlik katmanında serbest yörüngeleri bulunan metal iyonlarıyla kompleks iyonlar vermesini de bir asit-baz tepkimesi olarak kabul eder :

Cu2 + 4NH3 <-> Cu(NH3)42 +

Bazların Bazı Özellikleri :

Kırmızı turnusolün rengini maviye , fenolftaleini pembeye boyar

Genellikle suda çözünürler , çözeltileri elektrolittir. Çözeltilerinin tadı acıdır ve elde kayganlık duygusu yaratır.

Asitlerle nötrleşme reaksiyonu vererek tuz oluştururlar.

Genel olarak metallere etki etmezler. Ancak AI , Zn gibi atmosfer metallerle , bunların oksitleri ve hidroksitlerine etki ederler.

Zn + 2KOH K2ZnO2 + H2 Al + 3NaOH Na3AIO3 + 3/2 H2

ZnO + 2NaOH Na2ZnO2 + H2O AI(OH)3 + 3KOH K3AIO3 + 3H2O

Önceki
Önceki Konu:
Deri
Sonraki
Sonraki Konu:
Sitrik Asit

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu