Bu soru sadece bizim için değil, bütün dünyada geçerli bir sorudur. Ünlü Amerikalı yazar Arthur Miller (sonradan ünlü sinema oyuncusu Marilyn Monroe ile evlendiği için ayrı bir ün kazanmıştı) yazdığı bir tiyatro oyununda 'kendi beklentilerini oğluna yükleyen ve onu zorlayan bir babanın dramını' yazmıştı. ‘'Satıcının Ölümü" adındaki bu oyun yazık ki kötü bir sonla bitiyor, kendi istekleriyle babasının istekleri arasında bunalan genç evini terkederken şu mektubu bırakıyordu: "Sevgili babam. Sen bir satıcıydın ve benim okuyarak senden üstün bir yerde olmamı istedin. Ama ben bu beklentini gerçekleştirecek kişi değilim. Ben daha üstün bir yerde olmayı istemiyorum, kendi yaptığım şeylerle kişiliğimi kazanmak istiyorum. Buna uygun hareket edebilmek için de evden ayrılıyorum." Baba, çocuğunun bu hareketinin kendi yanlışından kaynaklandığını anlar ve kendini suçlar. Oyun Amerika'da çok etki yaptı ve pek çok aile çocuklarıyla arasındaki tartışmalara tutulmuş bir ışığı bu oyunda buldu.

Anne baba olarak bizlerin de beklentilerimizde hakkımız olabilir ama çocuğumuzun beklentilerini öğrenmek, bu beklentinin nedenlerini düşünmek önemli değil mi? Belki çocuğumuzun beklentileri konusunda bizim de haklı bulacağımız nedenler vardır. Bunları gözden kaçırmak yanlış olmaz mı?

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: