25/12/2013 8:00
son devir din adamlarından. 1887 (H. 1304) senesinde Mora Yenişehir’e bağlı Alasonya’da doğdu. Bu sebeple Alasonyalı Cemal Öğüt veya Hacı Cemâl Öğüt diye meşhur oldu.

Müderris ve Müftü Ömer Hulûsî Efendiden Arapça ve Arap edebiyatı okudu ve hâfızlığını tamamladı. Ortaokul ve liseyi memleketinde okuduktan sonra, 1903 senesinde İstanbul’a geldi. Dârülfünûn (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesini bitirdi. Ayrıca ders vekili Hacı Ali Efendiden ilim öğrendi. Fatih dersiâmlarından İzmirli Halîl Efendi ve Düzceli meşhur âlim Zâhid Kevserî’den ilim öğrenip icâzet aldı.

Müezzin olarak din hizmetine başladı. İstanbul merkez vâizi olarak vazife yaptı. Gençliğinde güreşle ve hat sanatıyla meşgul oldu. Astronomiye karşı merak duydu. Dört defâ mukaddes topraklara gidip hac vazîfesi yaptı. Kurtuluş savaşında Millî Müdâfaa Grubu saflarına katıldı. Millî Müdâfâ Cemiyetinin İstanbul Beşiktaş havalisini teşkilatlandırdı. 44 maddelik tüzüğünü hazırladı. İstanbul’dan temin ettiği silâhları Anadolu’ya sevk etti. Kurtuluş Savaşından sonra Ankara’ya gitti. Ankara dönüşünde Şeyh Esad Efendi ile görüştü. Bir müddet evine çekilip inzivâ hayâtı yaşadı. Mısırda bulunan Mustafa Sabri Efendinin oğlu İbrâhim Sabri Beyin kendisine yazdığı mektuplar sebebiyle evi basılıp arandı. “Hilâfet istiyor!” diye suçlandı. Bütün dînî eğitim ve öğretim müesseselerinin kapatıldığı dönemlerde evinde gizlice din dersleri okuttu. 1950 senesinde Kore Şehitleri için ilk defa radyodan okunan mevlid proğramında konuşma yaptı. İmam-Hatip Okulunda Siyer ve Ahlâk dersleri okuttu, radyoda konuşmalar yaptı. Bir ara İmralı Açık Cezâevinde vazifelendirildi. 27 Mayıs İhtilâlinden sonra Diyânet İşleri Başkanı olması teklif edildiyse de kabul etmedi.

Güler yüzlü, hoş sohbet ve cömert bir kimse olan Hacı Cemal Öğüt herkesle iyi geçinirdi. “İctihad kapısı kapalı mıdır'” diye kendisine sorulan soruya: “İctihad kapısı açıktır, fakat ictihad yapabilecek ehil kimseler kalmadı.” şeklinde cevap vermişti.

Komünizmin en büyük düşmanlarından olup, komünizmi ıslâh edilmiş bir haraya benzetir. “Bu illetin Türkiye’mize yerleşeceğini görmektense ölmeyi tercih ederim.” derdi. Necip Fâzıl Kısakürek’le iyi görüşürdü.

1966 (H. 1386) senesinde İstanbul’da vefât etti. 7000 ciltlik kütüphanesi İstanbul İlâhiyat Fakültesine vasiyeti üzerine hibe edildi.

Eserleri: Hacı Cemal Öğüt dînî konularda birçok eserler yazdı. Bunlardan bâzıları: 1) Hazret-i Fâtıma, 2) Kadın İlmihâli, 3) Ana-Baba Hakkı, 4) Eyüp Sultan, 5) İçtimâî ve Ahlâkî Temizlik, 6) Kur’ân-ı Azîm-üş-Şâna Göre Maddî ve Manevî Fezâ Âlemleri.

HACI FEHMİ ERZİNCÂNÎ;

on dokuzuncu yüzyılda Anadolu’da yetişen evliyâdan. Asıl ismi, Mustafa Fehmi’dir. Erzincanlı meşhur Terzi Baba’nın halîfelerindendir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 1890 (H. 1298) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.

Zamânının usûlüne göre çeşitli ilimleri tahsil ederek kendisini yetiştiren Hacı Fehmi Efendi, tasavvufta Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin yolunun edeplerini ve erkânını Erzincan’da yayan Terzi Baba’ya talebe oldu. Onun sohbetlerinde yetişip kemâle geldi. Hocasının vefâtından sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarını insanlara anlatıp, talebe yetiştirdi. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1877 senesinde meydana gelen ve Doksanüç Harbi diye bilinen harb esnâsında DoğuAnadolu’ya Rusların hücum ettiği sırada talebeleriyle birlikte harbe katılıp, büyük kahramanlıklar gösterdi. 1890 (H. 1298) senesinde hac ibâdetini yerine getirmek üzere gittiği Mekke-i mükerremede hastalandı. Otuz gün sonra da vefât etti. Hazret-i Hadîce’nin kabrinin ayak ucuna defnedildi.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu