19/10/2013 23:00
roman, hikâye ve hâtıra türünde yazdığı eserleri ile bilinen kadın yazar. Hâlide Edib, İstanbul Beşiktaş’ta 1884 yılında doğdu. Âilesi çok zengindi. Annesi küçük yaşta vefât etti.

Üsküdar Amerikan Kız Kolejinden mezun oldu ve 1901’de Sâlih Zeki ile evlendi. Filozof Rızâ Tevfik’ten edebiyât ve felsefe dersleri, sonra kocası Sâlih Zeki’den matematik dersleri aldı. Meşrûtiyetin îlânından sonra Tamim Gazetesi’nde yazılar yazdı. Kız öğretmen okulunda ve kız liselerinde öğretmenlik, sonra müfettişlik yaptı. 1918 yılında profesörlük pâyesi verildi ve ilk Türk kadın profesörü olarak İstanbul Dârülfünûn’unda batı edebiyâtı okuttu.

İzmir’in Yunanlılar tarafından işgâli üzerine Fâtih ve Sultanahmed mitinglerinde ateşli nutuklar söyledi. Sakarya ve Dumlupınar meydan muhârebelerinde bulundu. Cephelerde tercümanlık yaptı. 1924’te siyâsî kırgınlıklar yüzünden ikinci eşi Adnan Adıvar’la yurttan ayrılıp, 4 yıl İngiltere’de, on yıl Paris’te oturdu. 1931-32 yıllarında Amerika’da Columbia Üniversitesinde Türk târihi dersleri verdi. 1935 yılında Hindistan’da Delhi İslâm Üniversitesinde hocalık yaptı. 1940-1950 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyâtı bölümünde dersler verdi. 1950-54 döneminde, İzmir milletvekili oldu. 9 Ocak 1964’te öldü ve Merkezefendi Mezarlığına gömüldü.

Hâlide Edib’in yazarlığından başka çok yanlı ve ilgi çeken bir şahsiyeti vardır. Çoğu eserlerini İngilizce ve Türkçe olarak yazmıştır. Ziyâ Gökalp’in tesiri ile Türkocağı mefkuresini benimsemiş ve bir müddet Türkçü-Turancı olmuştur. Turan romanındaki “Yeni Turan, Güzel ülke söyle sana yol nerede'” sözü bir zamanlar dillerde dolaşmıştır. Hâlide Edib’e göre ilimde gerilememizin sebebi bilginlerimizin tecrübeye hiç önem vermeyip, hakîkati sâdece mantık yoluyla araştırmış olmasındandır. Bu hüküm, Osmanlı ilim hayâtı hakkında mâlûmât noksanlığını, bu hususta bilgisi olmadığını gösterir.

Batıyı iyi tanıyan bir romancı, düşünce ve yaşayışta batı tarzını benimsemiştir. Eserlerinde geçmişe yönelttiği tenkidlerde bu tarafının büyük payı vardır.

Hâlide Edib, şöhretini romancılığıyla yapmıştır. Aldığı kültür dolayısıyla, Fransız roman geleneğini bırakıp, İngiliz geleneğine bağlanan romancı olduğu söylenmiştir. İlk romanlarında tasarlanmış olaylar üzerinde durur. Sonra gözlenmiş vak’a ve hâdiseleri konu edinmiştir.

Ancak insanlarla olaylar arasındaki sıkı bağlantıya her zaman dikkat eder. Yazara göre romandaki olayların hayatta geçmesi şart değildir. Hayâlî veya çok abartılmış olabilir. Vurun Kahbeye gibi bâzı eserlerinde bu anlayışın netîceleri görülür. Nitekim yazar, böyle olunca belki hayattakinden daha gerçek olurlar fikrini savunur. Hâlide Edib romanlarında canlı, kuvvetli kişileri yaşatmıştır. İlk romanlarında birkaç kişiden ibâret olan kadro, Sinekli Bakkal, Döner Ayna gibi eserlerinde kalabalıklaşır. Hâlide Edib, kişi ve tiplerini ayrıntılarla tasvir ve tahlil edip, tanıtmakta ileri gitmiştir. Olaylar daha çok İstanbul’da geçer. İlk romanları biraz hayâlîdir ve lüks semtlerde geçer. Sinekli Bakkal’dan sonra kenar mahallelere ve arka sokaklara taşmıştır. Avrupa’nın bâzı şehirleri de çevre olarak görülür.

Hâlide Edib’in yazılarında tutuk, bazan çapraz hattâ bozuk ifâde görülür. Türkçesinde akıcılık yoktur. Çok yerde cümle düşüklükleri yapmıştır. Şîvesindeki aykırılık daha ilk yazılarında dikkati çekmiş ve Fâzıl Ahmed Aytaç’ın şu nüktesi ile hükme bağlanmıştır; “Hâlide Edib Hanım’ın romanları lezzetli, nefis ama kılçığı bol sardalya balığına benzer. Yiyebilmek için çok sabır ve emek lâzımdır.”

Eserleri:

Heyûlâ (roman, tefrikası 1909), Raik’ın Annesi(roman, tefrikası 1909), Seviyye Talib (roman, 1910), Harab Mâbedler (mensure, hikâye, 1911), Handân (roman, tefrikası 1912), Yeni Turan (roman, tefrikası 1912), Son Eseri (roman, tefrikası 1913), Mev’ud Hüküm (roman, tefrikası 1917), Dağa Çıkan Kurt (hikâye, 1922), Ateşten Gömlek (roman, tefrikası 1922), İzmir’den Bursa’ya (hikâye, mektup, tedkik, 1922), Vurun Kahbeye (roman, tefrikası 1923), Kalb Ağrısı (roman, tefrikası 1924), Zeyno’nun Oğlu (roman, tefrikası 1927), The Clown and His Daughter (roman, 1935); (Aynı yıl Sinekli Bakkal adıyle tefrika edildi), Yolpalas Cinayeti (roman, tefrikası 1936), Tatarcık (roman, tefrikası 1938), Sonsuz Panayır (roman, tefrikası 1946), Döner Ayna (roman, tefrikası 1953), Âkıle Hanım Sokağı (roman, tefrikası 1957), Kerim Usta’nın Oğlu (roman, tefrikası 1958), Sevda Sokağı Komedyası(roman, tefrikası 1959), Çâresiz (roman, tefrikası 1961), Hayat Parçaları (roman, 1963), Kubbede Kalan Hoş Sadâ (hikâye, mensure, sohbet, 1974). Ayrıca ikisi tiyatro olmak üzere İngilizce ve Türkçe pekçok telif, tercüme eseri vardır.

Önceki
Önceki Konu:
Viskozluk

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu