Hücreler arasında genellikle 20-25 nm genişliğinde bir aralık vardır. Bu aralıkta bulunan proteoglikanlar ve hücre membranındaki glikoproteinlerin bağlayıcı özelliği vardır. Bazı glikoproteinler kalsiyum yokluğunda yapışkanlıklarını kaybederler. Kalsiyumla bağlanma özelliği olan EDTA'ın hücre yapışmasını azalttığı bilinmektedir. Bunun dışında aynı türden hücre zarlarını birbirine yakınlaştıran ya da birleştiren yapısal farklanmalar vardır ki bunlara da hücrelerarası bağlantılar denir. Bu bağlantılar yalnızca yapışma bölgeleri olarak görev yapmakla kalmaz, aynı zamanda intersellüler aralıktan madde akışını önler ve komşu hücreler arasında iletişim sağlarlar. Bağlantı birimleri genellikle hücrenin apeksinden tabanına doğru belirli bir düzen içinde bulunurlar.

SIKI BAĞLANTI: TİGHT JUNCTION : ZONULA OCCLUDENS: Zonula, bağlantının bir kuşak ya da kemer şeklinde bütün hücreyi sardığını tanımlar. Okludens ise membranın hücrelerarası aralığı kapatacak şekilde birbiriyle kaynaşmış olduğunu belirtir. Bağlantıların en yüzeyel olanıdır. Elektron mikroskopik incelemelerde membranların kaynaşma yerleri izlenebilir. İncelenen hücre tipine bağlı olarak bir veya birkaç kaynaşma noktası gözlenebilir. Bu kaynaşmalar hücrelerarası aralıktan molekül ve sıvı geçişini engeller. Bunun güzel bir örneği olarak aralarında az sayıda kaynaşma noktaları içeren böbrek proksimal tubul epitelinde su ve eriyik maddelere geçirgenliğin fazla olmasına karşın, çok sayıda kaynaşma noktası içeren mesane epitelinde bu maddelere geçirgenliğin daha az olmasıdır.

ARA BAĞLANTI: ZONULA ADHERENS: KUŞAK DEZMOZOM: Sıkı bağlantıda olduğu gibi hücreyi bir kuşak gibi sarar ve hemen onun altında izlenir. Hücreler arasında 20-25 nm kadar bir aralık oluşur. Bu bağlantının olduğu yerlerde aktin filamanları, bağlantı bölgesi membranlarının sitoplazmik yüzeylerinde bulunan aktin bağlayıcı alfa-aktinin ve vinkulin proteinlerinin oluşturduğu, yoğun plaklar olarak izlenen yapılara bağlanırlar. Alfa-aktinin ve vinkulin ise hücre bağlantısında aracılık eden bir grup hücre yüzey glikoproteini olan kadherinler olarak isimlendirilen transmembran proteinlere bağlanırlar. Bu tip bağlantı yerlerinde E-kadherinler bulunur ve Ca++ varlığında hücreleri birbirine bağlarlar. Sıkı bağlantı ve ara bağlantı birlikte ışık mikroskobik düzeyde Terminal Bar olarak adlandırılan yapıyı oluştururlar.

DEZMOZOM: MACULA ADHERENS: Desmos; bağ, Soma; gövde, beden, Macula; benek, Adherens; yapıştırıcı anlamlarına gelen kelimelerdir. Zonula adherens ve zonula okludens yan yüzde kesintisiz olarak bulunduğu halde, dezmozom değişik seviyelerde kesintili yamalar, diskler biçiminde görülür. Bu diskler, komşu hücredeki özdeşi ile bağlantı sağlar. Bu bölgede hücre membranları çok düzdür ve genellikle birbirinden 20-30 nm aralıklıdır. Herbir dezmozom, desmoplakin esas olmak üzere bazı bağlayıcı proteinlerin meydana getirdiği hücre içi plaklar ya da tutunma plakları ve bunlara tutunan tonofilamanlardan meydana gelirler. Hücre yapışması, bağlanması desmoglein olarak adlandırılan transmembran proteinler ile olur. Dezmozomlar pek çok hücre tiplerinde bulunmakla birlikte, özellikle mekanik baskılara maruz kalan epitel hücrelerinde daha çoktur. Derinin çok katlı yassı epitelinde sadece bu tip bağlantı bulunur.

Zonula okludens, zonula adherens ve makula adherens birlikte birleştirici (bağlayıcı) kompleks olarak adlandırılır. İnce barsakları döşeyen silindirik epitelde bağlantı kompleksi belirgin şekilde bulunur.

HEMİDEZMOZOM: Yunancada, hemi-yarım, desmos-bağ anlamlarındaki kelimelerdir. Mekanik stresin olduğu epitel hücrelerinin bazal yüzünde bulunan dezmozomdur. Özellikle epidermisin bazal tabakasındaki hücrelerde iyi gelişmiştir. Bu bağlar, epitel hücrelerini hemen alttaki bazal laminaya tuttururlar.

Dezmozomdan farkları;

a. Diğer bir hücrenin komşu dezmozomuyla değil de ekstrasellüler matriks ile etkileşim içindedir.

b. Dezmozomun aksine tonoflamanlar sitoplazma içine geriye kıvrılma yerine genellikle hücreiçi desmoplakin plak içinde sonlanırlar.

GAP JUNCTİON: NEKSUS: YARIKLI BAĞLANTI: Hücrelerarası boşluk sadece 2-3 nm kadardır. Dezmozomlara benzer tarzda yamalar şeklindedir. Zonula ya da kuşak tarzında hücreyi sarmaz. Yarıklı bağlantı bölgelerinde bu yapıyı oluşturan proteinler merkezlerinde yaklaşık 1.5 nm çapında delik içeren altıgenler oluştururlar. Bu yapılar konnekson olarak adlandırılır. Komşu hücre membranlarındaki konneksonlar iki hücre arasında bir kanal oluşturmak üzere aynı düzeyde yer alırlar. Herbir bağlantı biriminde birkaç yüz konnekson bulunur. Yarıklı bağlantılar molekül ağırlığı 1500'ün altındaki moleküllerin ve iyonların geçişine müsaade ederler. Ayrıca elektriki direncin düşük olduğu yerlerdir. Bu bağlantı birimi vücutta yaygın olarak dağılmasına karşılık kan ve iskelet kası hücrelerinde yoktur. Düz ve kalp kası gibi dokularda elektriki impulsları iletme fonksiyonu ağırlıktadır. Embriyonel hücreler arasında da gap junction tipi bağlantılar izlenir.

Sonraki
Sonraki Konu:
Biyoenerji

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu