02/03/2014 22:00
İdris bin Abdullah tarafından Kuzeybatı Afrika’da kurulan devlet. Kurucusunun ismine nisbetle, İdrîsîler ve İdrisoğulları denildi. Devletin kurucusu İdris’in, hazret-i Ali’nin oğlu Hasan’ın torunu olduğu söylenir.

İdris, kölesi Râşid ile Hicâz’dan Mısır’a gelip buradan da Mağrib’e (Fas ve Tanca bölgesine) geçti. Auraba kabîlesi reisi İshâk tarafından gâyet iyi karşılanan İdris, Velile kasabasına yerleşti. 788 senesinde ahâliyi kendine bî’ata dâvet etti. Halkın bî’at etmesi üzerine Tlemsan’ı zabtederek, mükemmel bir askerî birlik kurdu. Kuzey Afrika’daki berberîler arasında, İslâm dînini yayarak kuvvet kazandı. Zenâte Berberî reisleri, İdris’i hükümdâr tanıdılar.

İdris’in 793 senesinde vefâtı üzerine, kölesi Râşid, doğacak çocuğa vâsî olarak işlerin idâresini ele aldı. İkinci İdrîs doğar doğmaz, Râşid, ahâliyi ona bî’at ettirdi. Küçük yaştan îtibâren iyi bir tahsil gören İkinci İdris, iyi organize edilmiş bir devlet kurmayı başardı. Fas şehrini kurarak, nüfûsunu fazlalaştırmak için inşâat faaliyetlerine girişti. Fas’a bölgeden ve Endülüs’ten getirdiği Müslümanları yerleştirdi. Şehirde kültür ve sanat eserleri inşâ edildi. Câmi-i Şurâfa tesis edildi. Fas, İdrîsîlerin merkezi oldu. Berberîler arasında İslâmiyet hızla yayıldı. İkinci İdris, Abbâsî halîfesi adına okunan hutbeyi kaldırdı. 828 senesinde öldüğü zaman devletin gücü Mağrib topraklarının ancak bir kısmında tesirliydi. Topraklarının merkezi Rif ve Orta Atlas arasında yer alan ova ve vâdilerden meydana geliyordu.

İkinci İdris’in yerine oğlu Muhammed el-Muntasır hükümdâr oldu. Sultan Muhammed devrinde İdrîsîlerin siyâsî hâkimiyeti parçalandı. Ülkenin muhtelif şehirleri, Muntasır’ın kardeşleri arasında bölündü. Bu durumdan faydalanan Berberîler, İdrîsîlere saldırdılar. Abbâsîlerden ayrıldıktan sonra İdrîsîler, 10. asırda Mısır’da hüküm süren Şiî-Fâtımîlerin hücûmlarına mâruz kaldılar. Sultan Muhammed’in ölümü üzerine yerine oğlu Yahyâ geçti. Yahyâ’nın hükümdârlık görevlerini tam olarak yerine getirememesinden faydalanan kardeşlerin her biri, kendi bölgesinde bağımsız bir hükümdâr gibi davranmaya başladı. Yahyâ, tahta geçtikten bir süre sonra Fâtımîlerin hâkimiyetini kabûl etti. 921 senesinde Fas, Fâtımîler tarafından işgâl edildi. Bundan sonra İdrisîlerin hâkimiyetleri güneyde Tamdult’tan kuzeyde Rif’e kadar olan bölgede devâm etti. Ancak İdrîsîlerin bundan sonraki târihi hakkındaki bilgiler oldukça karanlıktır. Endülüs Emevîlerinin Fâtımîler aleyhine Kuzey-Batı Afrika’da bir ilerleme siyâseti tâkib ederek, Sebte’yi ele geçirmeleri üzerine, Rif İdrîsîleri, onların hâkimiyetini kabul ettiler. Emevî emîri Gâlip, 974 senesinde son İdrîsîleri Kurtuba’ya götürdü. Böylece İdrîsîler Devleti târihe karıştı. Endülüs Emevîlerinin çöküşünden sonra, İdrîsîlerin uzak bir kolu olan Hammûdîler, Algeciras ve Malaga’nın kontrolünü elde ettiler ve bir hânedân olarak hüküm sürdüler.

Başlangıçta Abbâsîlere, sonra Fâtımîlere ve nihâyet Endülüs Emevîlerine tâbi olan İdrîsîlerin dili Arapçaydı.

İdrisî Hükümdârları

Birinci İdris (788-793)

İkinci İdris (793-828)

Muntasır (828-836)

Ali (836-849)

Fetret Devri (849-905)

Dördüncü Yahyâ (905-922)

Haccam (922-926)

Endülüs Emevîlerinin hâkimiyeti (926)

Önceki
Önceki Konu:
Glikozitler
Sonraki
Sonraki Konu:
Ümmü Eymen

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu