21/03/2014 3:00
ölen bir kimsenin farz veya vâcib borçlarından kurtarılması ümîdiyle yapılan muâmele. Iskat sözlükte, düşürmek, bir şeyden bir şeyi çıkarmak mânâlarında kullanılır.İslâmiyette ise, bir kimsenin, âkıl ve bâliğ yâni mükellef, yükümlü olduktan sonra üzerine farz ve vâcib olan dînî bir emri, sağlığında, özrü sebebiyle yapamadığı zaman, ölmeden önce vasiyetle veya vârisi tarafından dînin belirttiği bir bedel ödenerek, borcundan kurtarılmasıdır. Bu bedele “sadaka” denir. Borçtan kurtulma iki türlü olur:

1. Vaktinde ödenmeyen ibâdetleri ölmeden önce kazâ etmek ve ayrıca ihmâl ve kusurlarından dolayı Allahü teâlâya tövbe ederek bağışlanmasını istemek.

2. Kazâ edilmemiş ise, o kimsenin vefâtından sonra, malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet etmesi.

Bunun hangisini yaparsa, bedeli ödenmiş ve ıskâtı yerine getirmiş olur.Nitekim Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “İhtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya gücü yetmeyenlerin üzerine, bir yoksul doyuracak kadar fidye vermek lâzımdır.” (Bakara sûresi: 184) buyurarak, özürle yerine getirilmeyen oruç ibâdeti için fidye verilmesini emir buyurmaktadır. Bu hususta Peygamberimiz aleyhisselâm da; “Bir kimse başkasının yerine oruç tutamaz ve namaz kılamaz. Fakat, onun orucu ve namazı için, fakîri doyurur.” buyurmaktadır.Namaz oruçtan daha mühim bir ibâdet olduğundan dînin bildirdiği bir özürle kılınamamış ve kazâ etmek istediği hâlde ölüm hastalığına yakalanmış olanın kazâ edemediği namazları için de oruçta olduğu gibi ıskat yapılmasını ve bütün ibâdet borçları için ıskat yapılabileceğini İslâm âlimleri bildirmişlerdir.Yukarıdaki âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf, âlimlerin böyle ictihâd etmelerinin delîlidir.

Devir: Lügatte, dolaşmak, dolaştırmak, bir şeyi elden ele aktarmaktır. Dînî mânâsı ölünün vâsi veya velîsi, ölünün fidyelerini borcu olmayan ve dînini bilen bir fakire; “Şu parayı sana namaz fidyesi olarak verdim.” diye teslim ettiğinde, fakir de kabul ettikten sonra; “Ben de sana hediye ettim.” diye vâsi veya vekîline geri vermesine denir. Devir yapmak için, velî, bir aylık veya bir senelik ıskat için lâzım olan altın (liralık) bulur veya ödünç alır.Ölen erkek ise, yaşından on iki sene, kadın ise dokuz sene düşerek kaç senelik namaz borcu olduğunu hesâb eder. Namaz ıskatı bittikten sonra tutulmayan, kazâ edilmeleri lâzım olan oruçların ıskatı yapılır.

Böylece namaz, oruç, zekât, kurban, sadaka-i fıtır, adak, kul ve hayvan hakları için devir yapılır. Devir yaparken velî, altınları fakirlere her verişte namaz veya oruç ıskatı, diye niyet eder. Altınlar hangi fakirde kalırsa, lütuf edip arzusu ve rızâsı ile velîye hediye eder.Velî alıp, kabul ettim, der. Fakîr hediye etmezse kendi malıdır. Zorla alamaz. Devirden sonra velî bir mîktar parayı devre katılan fakirlere verip bu sadaka sevâbını da ölenin rûhuna hediye eder. Devri yapmakla ümid edilir ki,Allahü teâlâ devire katılan fakirlerin sevinçleri sebebiyle o vefât etmiş kulunu affeder.Yemin ve oruç keffâretleri için devir yapılmaz.Iskat, definden önce yapılmalıdır. Definden sonra da olabilir.

Iskat ve devrin nasıl yapılacağı fıkıh kitaplarında (meselâ, İhlâsA.Ş. tarafından bastırılmış olan Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye’de) uzun ve teferruatlı olarak yazılmıştır. Iskat ve devrin makbul olması ve borçtan kurtulunması için şartlarına muhakkak uyulmalıdır.

Önceki
Önceki Konu:
Faizı (kafzade)
Sonraki
Sonraki Konu:
Moskova

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: