08/12/2009 20:17
Çok yüksek enerjiye sahip gök ışınları, 1911'de Avustralyalı V.F.Hess tarafından, dünyanın dışardan gelen ışınlarla bombardıman edildiği balonda gerçekleştirilen bir deneyde gösterilmiştir. Hess, bu keşiften dolayı 1936 Nobel ödülünü almıştır. Sonra bunun gamma ışınları denen bir tür elektrik magnetik radyasyon olduğu ortaya çıkmıştır. Daha sonra yapılan araştırmalar,

bunların daha çok hidrojen atomunun çekirdeğini meydana getiren proton radyasyonu olduğunu ortaya koymuştur.

Kozmik ışınlar, yeryüzünde gözlenebileceği gibi, balon,roket ve uydularda yapılacak deneylerle de tesbit edilebilir. Yeryüzü deneyleri kozmik ışınların değişimi bakımından, diğer deneyler de özellikleri tesbit etmek yönünden önemlidir.

Dünya'ya hemen hemen her türlü elektromagnetik dalga erişmektedir. Bunlar; uzun radyo dalgaları, görülebilir çok kısa X ışınları ve gamma ışınlarıdır. Bu sayılanlara ilaveten bu tür atomların çekirdeğinden ibaret olan parçacık bombardımanı vardır ki; buna kozmik radyasyon denir.

Kozmik radyasyonun parçacıklarının cinsi, proton veya hidrojen çekirdeğinden demir,kobalt ve nikel gibi ağır çekirdeklere kadar uzanır. Hatta uranyum çekirdeğinin de bulunduğu tahmin edilmektedir. Çok az miktarda lityum,berilyum,boran,karbon,azot ve oksijen de vardır.

Kozmik ışınların biyolojik testleri iki bakımdan önemlidir. Bunlardan ilki uzay yollarına olan etkileridir. İkincisi de kozmik ışınların biyolojik gelişiminde oynadığı roldür. Mesela; milyonlarca yıl önce yaşamış dinazorların nesillerinin kesilmesi, tahminen ani bir kozmik ışın bombardımanı ile açıklanabilir.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu