08/12/2009 20:17
Manisa kenti antik Spil dağının kuzey eteğinde Gediz ırmağı arasında kalan ve ova üzerinde kurulmuştur. Kentin tarihi İ.Ö. 3000 yıllara dayanır. Hititler, Akalar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bergama krallığı ve Roma İmparatorluğunun yönetiminde yaşamını küçük bir kent olarak sürdüren Manisa Bizanslılar döneminde kısa bir süre İznik'ten sonra ikinci kent durumuna geldi. 1261'den sonra bu önemini gidererek yitirdi.

1313 yılında Saruhanbey Manisa'yı Bizanslılardan alarak Türk egemenliğini başlattı. Saruhanbeyoğulları beyliğinin başkenti olan Manisa yeni bir kimlik ve görünümle tarih sahnesine çıktı. ve tarihin en görkemli dönemini türk egemenliğinde yaşadı.

1410'da Osmanlı topraklarına katılan Manisa şehzade sancak merkezi oldu. 1437-1591 yılları arasında buraya 15 yakın şehzade geldi ve kendilerine devlet yönetimine hazırladılar. Fatih, 2.Murat, Kanuni 2.Selim 3.Murat, 3.Mehmet, bunlar arasındadır.

Sultanlar şehri olarak anılan bir ve bir döneme adını veren laleleri ile ünlü olan kentimiz. Osmanlı klasik döneminde bilim ve kültür yuvası oldu. Birbirinden güzel yapılar ile adeta süslendi. Ege bölgesinde Mimar Sinan'a ait tek eser olan Muradiye camii bu dönemin seçkin ürünlerinden biridir.

Manisa tarihinin en karanlık ve acı günlerini 26 Mayıs 1919'da başlayarak ve 3.5 yıl süren işgal yıllarında yaşadı. Baş komutan gazi Mustafa Kemal'in orduları önünde kaçan düşman Manisa'yı ateşe verdi. Kentimiz 8 Eylül 1922'de kurtarıldığında Manisa bir yangın yeri durumundaydı.

Cumhuriyet döneminde kısa sürede yeniden onarılan Manisa bugün çağdaş bir kent görünümü ile sahip olduğu eşsiz tarihi ve kültürel değerleri ile sayılı kentlerimizden biridir.

Manisa Hakkında Kısa Bilgiler

TARİHÇE

Manisa ve yöresi, M.Ö.III binyılda yerleşime sahne olmuş, birçok kavim ve devletin egemenliğinde kalmıştır. Buraya Hititler, Akalar, Frikyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bergama Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, hakim olmuşlardır.

1313 yılında Saruhanoğulları Manisa'yı Bizanslılar'dan alarak Türk egemenliğini başlatmışlardır. 1410'da Osmanlıların yönetimine geçen Manisa, 1437 - 1595 tarihleri arasında şehzadeler tarafından yönetilmiştir. Ünlü Osmanlı padişahlarından Fatih, babası II.Murad, Kanuni Sultan Süleyman, III.Murat, III.Mehmet bunlar arasındadır.

Osmanlıların şehzade sancağı olan Manisa, tarihinin en görkemli dönemini Türk yönetiminde yaşamıştır. Şehzadeler, buraya birbirinden güzel eserler kazandırmışlardır.

26 Mayıs 1919 yılında Yunan işgaline uğrayan Manisa'mızı, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün önderliğinde, Kahraman ordumuz 8 Eylül 1922'de kurtarmıştır. Böylece Manisa, Türkiye Cumhuriyeti yönetimindeki bugünkü seçkin yerini almıştır.

Coğrafi Konumu

Türkiye'mizin 67 ilinden biri olan Manisa Vilayeti, Ege Bölgesi'nin orta kesiminde yer almaktadır. İl topraklarının büyük bölümü Gediz Havzası içinde kalmaktadır. Küçük bir kesimi ise Kuzeybatıda Bakırçay Havzasına girmektedir.

27°08 ve 29°05 Doğu boylamları ile 38°04 27° 39°58 Kuzey enlemleri arasında kalan Manisa İli, Kuzeyden Balıkesir, Kuzeydoğu ve Doğudan Kütahya - Uşak, Güneydoğudan Denizli, Güneyden Aydın, Batıdan İzmir illeri ile çevrilidir.

İlin yüzölçümü 13.810 kilometrekaredir.

Manisa İl alanını, Gediz Vadisi ovaları ile Demirci Dağları ve uzantıları, Kula-Gördes - Uşak Platoları, Bozdağ kütlesi, Spildağı, Yamanlar Dağı uzantısı, Menemen Boğazı ve Yuntdağı'nın uzantıları kaplamaktadır.

TOPRAKLAR

Manisa ilinde belli başlı toprak kümelerinin tümünü görebiliriz. Manisa tarımı açısından büyük önemi bulunan ovaları kapsayan topraklar, alüvyallerdir.

1.381.000 hektar yüzölçüme sahip olan Manisa ilinde, toprakların kullanıma göre dağılımı şöyledir; Tarla arazisi %22.34, çayır-mera alanı %6.58, bağ-bahçe alanı % 8.37, ormanlık alan % 32.68, nadas %10.87, tarıma elverişsiz alan ise %19.22'dir.

İKLİM

Ege Bölgemiz içinde geniş bir alan kapsayan İlimizde iki alt iklim tipi görülür. Dağlık ve platolar dışında kalan kesimde Akdeniz iklimine benzer iklim özellikleri hakimdir. Yazlar yağışsız, kışlar yağışlı ve kıyı Ege Bölümüne göre biraz soğuk geçmektedir.

Yüksek kesimlerde ve platolarda, İçanadolu Bölgemizin karasal nitelikli iklimi hakimdir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

İlimizde genel olarak Akdeniz ikliminin tipik bitkisi "maki" toplulukları görülür. 600 metreye kadar yüksekliklerde, karışık orman ağaçları geniş alanları kaplamaktadır.

HAYVAN TÜRLERİ

İl alanının toprak yapısı, iklimi ve yaygın bitki örtüsü, yabanıl yaşam zenginleştirmektedir. İl topraklarında çeşitli yabanıl hayvanlar oldukça fazladır.

NÜFUS VARLIĞI

Elverişli iklim şartları, bereketli toprakları ve coğrafi konumu sebebiyle ilimiz önemli bir nüfusu barındırmaktadır.

1985 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre, Manisa İli 1.050.130 nüfus varlığıyla ülkemizdeki 67 il arasında 8. sırayı almaktadır. Bu nüfusun 481.897'si şehirlerde, 568.233'ü de köylerde yaşamaktadır.

İDARİ DURUM

Manisa İlinde, Manisa Merkez İlçesi dahil 15 ilçe, 13 bucak, 772 köy yerleşimi bulunmaktadır. İlçeler şunlardır; Manisa Merkez, Akhisar, Salihli, Turgutlu, Soma, Alaşehir, Kırkağaç, Saruhanlı, Gördes, Demirci, Sarıgöl, Kula, Selendi, Gölmarmara ve Ahmetli.

İlimiz dahilinde 57 belediye teşkilatı bulunmaktadır. Bu belediyelerin 15'i ilçe merkezlerinde 11'i bucaklarda, 31'i köylerdedir.

SOSYAL VE EKONOMİK DURUM

Manisa İli 13.810 km2 yüzölçümü ile Türkiyemizin %1.7'sini kaplamaktadır. Anadolu'yu Ege Denizi'ne bağlayan anayolların hemen kavşağında yer alan Manisa, yüzlerce yıl geleneksel tarımsal ürünleri ve ticari hayatıyla çevresine egemen olmuştur. Zamanla ekonomik bakımından çok yakınındaki İzmir'in etki alanına girmesiyle ticari üstünlüğünü koruyamamış, ancak bugünde "önemli bir üretim merkezi" durumunu korumaktadır.

MANİSA TİCARET ODASI

Cumhuriyet Dönemi'nden önceki yıllarda, Türkiye genelinde olduğu gibi, Manisa'nın ticari hayatına "azınlıklar"ın hakim olduğu, Müslüman Türklerin ise ticaretle pek uğraşmadıkları görülür. İlimizde yetiştirilen tarım ürünlerinin dış pazarlara götürülmesi amacıyla, İzmir - Turgutlu arasındaki ilk demiryolu da bir Fransız şirketi tarafından yapılmış ve uzun yıllar işletilmiştir.

1908 yılında Manisa Ticaret ve Sanayi Odası'nın yeniden açılması, müslüman halkın ticaret ve sanayiyle ilgi duymasını sağlamış ve bu önemli bir başlangıç olmuştur. Bu nedenle 1908 tarihi, Manisa Ticaret Odası'nın kuruluş yılı olarak kabul edilmiştir.

Manisalı tacir ve sanayiciler 1954 yılına kadar Manisa Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Yine aynı tarihte Ege Bölgesi Sanayi Odası'nın kurulması üzerine, ilimiz sanayicileri buraya dahil olmuşlar; Manisalı tüccar ve diğer ticari işletme sahipleri ise Manisa Ticaret Odası bünyesinde kalmışlardır.

Yeniliklerin ve faydalı girişimlerin daima öncüsü olan Manisa Ticaret Odası ülke ve Manisa ekonomisi yönünden çok büyük önem arzeden Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nin de kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Organize Sanayi Bölgesinin yönetimi halen Manisa Ticaret Odası tarafından başarıyla sürdürülmektedir.

Manisa Merkez ile Saruhanlı ilçeleri faaliyet alanı içersinde bulunan Manisa Ticaret Odası'nın 20 meslek grubunda toplam 2356 üyesi vardır

TARIM

İlimiz, Türkiye'nin önemli tarım ürünleri üretim merkezlerinden biridir. Manisa'da tarımın en belirgin özelliği, "ürün çeşitliliği" ve "dış pazara yönelik" oluşudur. Özellikle dış satım açısından değer taşıyan pamuk, tütün, çekirdeksiz kuru üzüm, hububat ve zeytin ilk sırayı almaktadır.

1950'li yıllar Manisa Tarımı için bir dönüm noktası olmuştur. Ulaştırma ağının yaygınlaştırılması, tarımda makinalaşma, sulama tesislerinin devreye girmesi, nitelikli tohum kullanımı, tarımsal mücadelede etkinlik sağlanması gibi nedenler verim artışı yaratmış ve bu durum tarım ürünleri ticaretine önemli bir canlılık kazandırmıştır.

1970'li yıllarda Manisa Tarımına yeni ürünler de girmiş ve çeşitlilik sağlamıştır. Sebzecilik, meyvecilik, küçükbaş hayvan işletmeciliği yaygınlaşmıştır.

1980'lerin başında il tarım makinalaşmada doyum noktasına ulaşmıştır. 1984 yılı resmi verilerine göre, Manisa İli 23.771 traktör sayısı ile Konya, Ankara ve Bursa'dan sonra dördüncü sırayı almaktadır.

Bugünkü duruma göre toplam sığır sayısı 165.195, koyun sayısı 635.484, keçi sayısı 302.056'dır. Kanatlı sayısının ise 1.735. 000 olduğu tesbit edilmiştir.

İlde 144.892 hektar alanda hububat ekimi yapılmakta ve toplam 309.091 ton üretim gerçekleştirilmektedir.

1987 yılı tahminlerine göre, 101.086 ton çiğitli pamuk, 58.880 ton tütün, 77.830 ton zeytin, 479.935 ton çekirdeksiz kuru üzüm elde edilmektedir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, Manisa ilinde narenciye, çay, muz, fındık gibi ürünler dışında her türlü meyve ve bitki ziraatı yapılmaktadır.

Tütün ekim alanı ve üretim miktarı yönünden Türkiye'de ilk sırayı almaktadır. Türkiye'deki çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yaklaşık %75'i ilimizde gerçekleştirilmektedir. Yetiştirdiği diğer ürünleriyle Manisamız, Türkiye tarım ürünleri ihracat değerinin yaklaşık %14'ünü elinde bulundurmaktadır.

SART

İzmir-Ankara karayolu üzerinde, Manisa'ya 70 km kadar uzaklıkta bulunan Sart, Lidya Devletinin başkenti idi ve M.Ö. VI ve VII. yüzyıllarda, ekonomik ve politik büyük bir güce sahipti. Lidyalılar servetlerinin önemli bir kısmını, şimdi Sart çayı adıyla anılan Paktolos nehri civarındaki altın madenlerini işleterek elde etmişlerdir

Kral Midas da her dokunduğu şeyi altına çevirme gücünden bu nehirde yıkanarak kurtulmuştur.

Hellenistik döneme ait Artemis tapınağı, Mermer Avlu-Jimnasyum Kompleksi ve M.S. 17 yılındaki depremden sonra yapıldığı sanılan Synagog, Sart Ören yerindeki görülmeye değer kalıntalardan bazılarıdır

MANİSA TARZANI

Asıl adı Ahmeddin Carlak olan Manisa Tarzanı 1899 yılında Bağdat'ta doğmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında Gaziantep ve Kilis cephelerinde savaşmış olup, İstiklal Madalyası sahibidir

Harpten sonra yaşamını Spil Dağı eteklerindeki küçük bir kulübede sürdüren Manisa Tarzanı, tüm yaşamını doğa ve ağaç sevgisine adamış, bu sayededir ki, İstiklal Savaşı sırasında yanan Manisa, birkaç yıl içinde yemyeşil olmuştur

SANAYİ

Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarınd Manisa Sanayinin yapısı daha çok tarıma dayalı geleneksel sanayidir.

Geleneksel sanayi olarak gıda, dokuma ve dericilik yanında, Turgutlu ve Salihli ilçelerimizde nitelikli tarım topraklarından yararlanılarak yapılan tuğla ve kiremit üreten fabrikalar göze çarpıyordu.

Manisa sanayinin bu yapısı, uzun yıllar sürmüş ve birkaç değişik örnek dışında 1960'lı yıllara kadar devam etmiştir.

1960'larda özel kesim girişimlerinin sayısında artışlar gözlenmiştir. Bu yıllarda Manisa Merkez İlçemizde 20, Akhisar'da 3, Alaşehir'de 7, Demirci'de 4, Salihli'de 8, Saruhanlı'da 2, Soma'da 1, Turgutlu'da 5 adet çırçırlama fabrikası vardı. Demirci'de 7 adet halı fabrikası bulunuyordu.

Manisa Ticaret Odasının öncülüğünde 1970 yılı sonunda yol, su, elektrik, kanalizasyon ve drenaj şebekeleri tamamlanarak sanayicimizin hizmetine sunulan Manisa Organize Sanayi Bölgesi, İl sanayinin geleneksel yapısının değişmesinde belirleyici bir rol oynamıştır.

Kuşkusuz bunda, İzmir merkezinde sanayi alanlarının dolması, orada arsa fiyatlarının yüksek oluşu, Manisa Organize Sanayi Bölgesinin İzmir'e yakınlığı, İzmir Manisa karayolu standardının yükseltilmesi, taşımacılık giderlerinin daha düşük oluşu vb. nedenler etken olmuştur.

1970'ler sonrasında durum şöyledir:

"Manisa İlindeki firmaların imalat sanayi alt kolları bakımından dağılımı incelendiğinde, 238 firmadan 181'nin, diğer bir değişle dörtte üçünün tekstil, gıda ve topraktan pişmiş inşaat malzemesi olduğu görülmektedir."

İl Sanayinde büyük önemi bulunan Manisa Organize Sanayi Bölgemiz 1.739.000m2'lik bir alan üzerinde kurulmuş ve bunun 201.767 m2'si tratuar, alt yapı, yol ve sosyal yapılar için kullanılmaktadır.

Bölgenin zaman içinde dolması ve sanayicilerin talepleri de dikkate alınarak büyütülmesi öngörülmüştür. 2000 dönümlük bir alanın Bölgeye katılmaya kararlaştırılmış olup, istimlak ve proje çalışmaları devam etmektedir.

Manisa Organize Sanayi Bölgesindeki 53 adet fabrika ve tesislerde toplam 8.700 civarında işçi çalışmaktadır. Bölgedeki kuruluşlar ayda 175.000 ton sanayi suyu ve 6.300.000 Kwh elektrik enerjisi kullanılmaktadırlar.

Halen Manisa İlinde 273 fabrikanın sadece 4'ü kamu sektörüne ait olup, geriye kalanın tamamı özel sektörün elindedir.

Bugün Manisa İl'inde; Soma Linyit Kömür İşletmeleri ve Termik Santraller, Barajlar, Manisa Pamuklu Mensucat Fabrikası gibi önemli sınai tesislerin yanında sadece ülkemizde değil, Balkanlarda da tek olan ve furfural üreten bir tesis, Türkiye'nin kaliteli ürünlerini veren toprak sanayii, seramik ve sıhhi tesisat sanayii, çeşitli gıda sanayii, plastik sanayii, kimya sanayii, ayakkabı sanayii, metal sanayii (valf, teleskopik silindir, çelik kapı, çelik hasır, çelik makas, bağlantı elemanları vb.) tarım makinaları sanayii, ambalaj sanayii, elektrik aletleri ve motorları sanayii, fork-lift sanayii, alimünyum ve çelik döküm sanayii, deri sanayii, yonga levha sanayii, maden istihraç sanayii gibi çok çeşitli dallarda sınai tesisler mevcuttur.

KÜÇÜK SANAYİ SİTESİ

Son yıllarda Manisa İlinde esnaf, sanatkar, hizmet ve küçük sanayi sektörünün biraraya getirilmesi konusunda önemli gelişmeler olmuştur.

Hemen her iş kolunda çalışan küçük ölçekli ve emek-yoğun özel işletmeleri kapsayan Küçük Sanayi Sitesinin yapımına ağırlık verilmeye başlanmıştır.

Şehir merkezlerinde dağınık ve düzensiz bir durumda bulunan esnaf, sanatkar, hizmet ve küçük sanayi sektörünün normal sağlık koşullarına uygun ısınma, ışıklandırma, havalandırma, gürültü ve hava kirliliği ile ilgili önlemlerin alınmasında Küçük Sanayi Sitelerinin önemi büyüktür.

Aile tasarruflarının yatırıma dönüşmesinde önemli rolü olan Küçük Sanayi Sitesinin Manisa İlinde yaygınlaştırılması çalışmaları sürdürülmektedir.

Manisa kent merkezine 5.3 Km. uzaklıkta, Manisa-İzmir karayolu üzerinde Organize Sanayi Bölgesi ile Lalelik mahallesi arasında 789.000 metrekarelik bir alanda kurulması planlanan Kenan Evren Sanayi Sitesi 1265 işyerinin kapsamakta ve sitenin birinci kısmında 535 dükkan hizmete sunulmuş, ikinci kısmı temeli 10 Nisan 1987 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren tarafından atılmıştır.

TİCARET

Manisa önceleri, önemli bir "ticari merkez" olarak çevresine hakim bir durumdayken, modern karayolu ulaşımının gelişmesi ile bu özelliğinin önemli bir kısmını kaybetmiştir.

İzmir İl merkezimizin Manisa İl merkezine çok yakın oluşu, ayrıca İzmir - Ankara karayolu üzerindeki Manisa'ya bağlı Alaşehir, Demirci, Kula, Sarıgöl, Salihli, Turgutlu, Selendi ilçelerinin modern yol ağına kavuşturulmuş olması nedeniyle bu şehirlerimiz İzmir'le ilişkilerini giderek arttırmıştır. Bu durum bir ölçüde Manisa'nın ticari hayatını olumsuz yönde etkilemiştir.

Bugün Manisa'mızda tacirlerin büyük bir bölümü küçük dükkan sahipleri, pazar esnafı ve seyyar satıcılardan oluşmaktadır.

Pazar esnafımızın çalışma alanı daha çok yiyecek maddeleri, sebze, meyva, manifatura, tuhafiye, kavafiye dalları üzerinedir.

Kuşkusuz İl ticaretini canlı tutan etmelerin başında temel tarım ürünleri ticareti gelmektedir. Tütün, çekirdeksiz kuru üzüm, pamuk, zeytin ve buğday gibi ürünler ilk sırayı almaktadır.

80 yıllık bir geçmişi bulunan Manisa Ticaret Odası, ilde ticari gelişmelerin ve yeniliklerin öncüsü olmuştur. Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nin kurulmasını üstlenerek Manisa ticari hayatına yeni ufuklar kazandırmada önemli rol oynamıştır.

Manisa'nın önemli üretim merkezi olması nedeniyle Türkiye'deki borsaların muamele hacmindeki yeri onyedinci sıradadır.

TURİZM

İlimiz önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Çeşitli uygarlıkların izlerini taşıyan önemli tarihi yapıların büyük bölümü bugün yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

Ayrıca sağlık turizmi yönünden Salihli Kurşunlu, Urganlı (Turgutlu), Sart (Salihli), Alaşehir Ilıcası, Saraycık (Demirci), Emirhanları (Kula) gibi kaplıca ve içmeler yüzyıllarca bu alanının eşsiz turizm kaynakları olarak önemini korumuşlardır. Şimdilerde buraların modern tesislerle geliştirilmesi çalışmaları sürdürülmektedir.

Dağcılık sporu ve dinlenme yeri olarak gün geçtikçe modern tesislere kavuşturulan Spil Milli Parkımız sadece Manisa'nın değil, Ege Bölgesinin en önemli Milli parkıdır.

Tarihte ilk madeni parayı kullanan ve ticarete büyük kolaylıklar getiren Lidyalıların başkenti Sart (Bugünkü Salihli) örenyerleri yabancı turistlerin ilgisini çeken Türkiye'nin sayılı turizm merkezlerinden biridir.

Mitolojik doğal anıtlar yanında, kuşkusuz Manisa'ya damgasını vuran Osmanlı eserleri bugün görkemiyle dikkatleri çekmektedir. Osmanlılar Dönemine ait 26 cami, üç medrese, bir darüşifa, altı hamam, iki kütüphane, dört sübyan mektebi, iki han, bir bedesten, iki mescit, iki tekke, dört adet türbe olduğu saptanmıştır. Bunların büyük bölümü halen mevcut olup herkesin ilgisini çeken büyük eserlerdir.

SPİL DAĞI MİLLİ PARKI

Şehrin hemen güneyinde yükselen Spil Dağı'nda yeralan Milli Parkı, Manisa'dan 23 km, İzmir-Ankara üzerindeki Sütçüler Köyü'nden ise 17 km uzaklıktaki stabilize asfalt yolla ulaşmak mümkündür.

Spil Milli parkı laleleriyle ünlüdür. Osmanlı İmparatorluğu zamanında bir devre adını veren lalelerin Spil Dağı'ndan götürüldüğü rivayet edilmektedir. Milli Parkın mutlak koruma sahası olan Seyirtepe çevresinde endemik bitki türleri, derin vadiler, kar ve rüzgarın şekillendirdiği yaşlı çam ağaçları bulunmaktadır. Bitki örtüsü yönünden zengin olan milli parkta 600 mt. yüksekliğe kadar kızılçam, daha yukarılarda ise karaçam, karışık olarak meşe, ardıç, çınar, laden, defne, berberis, kuşburnu ve yaban mersini bulunmaktadır. Yaban hayatı bakımından da keklik, tavşan, çakal, yaban domuzu ve birçok ötücü kuş cinsi parkta yaşayan hayvanlardır.

Milli Pakın asıl yerleşim sahası olan Atalanı'nda piknik tesisleri, kamp alanı, 24 dinlenme evi, kır gazinosu, Atalanı Kırkahvesi ve Çampınar Gazinosu devamlı hizmet açıktır. Her yıl 28 Haziran-4 Eylül tarihleri arasında 6'ar günlük tabldotlu dinlenme kampıda düzenlenmektedir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi, milli park baş mühendisliğine aşağıda belirtilen adres ve telefondan alınabilir

MEVLEVİHANE

Mevleviliği yaymak ve yaşatmak amacı ile 1368 yılında Saruhan Bey'in torunu İshak Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Spil Eteklerinde bulunan bina XIX. yüzyıl sonlarına kadar Mevleviler tarafından kullanılmış, sonra kendi haline terkedilmiştir

NİOBE

Kral Tantalos'un kızı olan Miobe, Thebai Kralı Amphion ile evlenir ve bu evlilikten 6 kız 6 erkek çocuğu olur. Arkadaşı Tanrıça Leto'nun ise Apollon ve Artemis olmak üzere sadece iki çocuğu bulunmaktadır. Bir Leto Şenliği sırasında Niobe, kendisinin oniki çocuğu olduğunu, oysa Leto'nun sadece iki çocuğunu olduğunu söylereke övünür. Niobe'yi kıskanan Leto, Apollon ve Artemis'e Niobe'nin çocuklarını öldürmelerini emreder, onlar da Niobe'in oniki çocuğunu oklarıyla öldürürler

Niobe çocuklarının cesetleri başında günlerce ağlar. Sonunda Zeus Niobe'ye acır ve onun bu acısına son vermek için onu taş haline getirir. Bugün Spil Dağı kuzeybatı eteklerinde bulunan bu kaya, en çok ziyaret edilen yerlerden biridir

KYBELE

Ana tanrıça Kybele, bir çok ülkede Kybele, Marienna, Artemis, Hepat ve Venüs gibi adlarla anılan, uluslararası özelliğe sahip Anadolu kökenli bir tanrıçadır.

Manisa'ya 7 km. uzaklıkta, Spil dağı eteğinde bulunan, Gediz ovasına dönük, oturmuş kadın şeklinde tasvir edilen rölyefinin Hitit döneminde yapıldığı sanılmaktadır

60 mt yükseklikten başlayarak, zirvede 1517 metreye ulaşan Spil Dağı, şehre oranla 10-15° C kadar daha serindir. Sandıkkale, Tantalos Kalesi gibi arkeolojik, Niobe, Kybele gibi mitolojik değerleri, mağara, in, kanyon, dolin gölü gibi mitolojik değerleri, mağara, in, kanyon, dolin gölü gibi jeofizik formasyoları ve panoramik güzellikleri ile ülkemizin en güzel parklarından biridir

Geleneksel Mesir Şenlikleri

1522 yılında, Yavuz Sultan Selim'in eşi ve Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Hafsa Sultan tarafından yaptırılan Sultan Camii Sultan Külliyesi'ne dahildir. Külliye'nin Hamamında herkes parasız yıkanır, imaretinde fakirler doyurulurdu. Darüşşifada ise çeşitli hastalıklar tedavi edilmekteydi

Darüşşifa'nın ilk idarecisi Merkez Efendi tarafından hazırlanan ve terkibinde çoğu baharat olmak üzere 41 çeşit madde bulunan Mesir Macunu, saray doktorları tarafından hastalığına çare bulunamayan Hafsa Sultanı iyileştirmiş ve bu nedenle büyük ün yapmıştır. Halk arasında ilaç şöhreti yapan ve ısrarla talep edilen bu macun, zamanla halka dağıtılmaya başlanmış, talebin daha büyük boyutlara ulaşması nedeniyle de daha sonraları, Sultan Camii kubbe ve minarelerinden halka saçılmaya başlanmıştır.

Halk arasında yaygın inanca göre, Nevruz günü bu macundan yiyenler, bir yıl boyunca ağrı sızı, çekmezler yılan ve çiyan sokmalarından korunmuş olurlardı. Günümüzde Nisan ayı sonlarında, bir program dahilinde kutlanan şenlikler sırasında, özellikle Mesir Macunu Saçım Töreni yerli ve yabancı turistler tarafından büyük ilgi görmektedir.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu