27/10/2013 10:00
on dokuzuncu yüzyılda Kazan’da yetişmiş âlim ve velîlerden. 1855 (H.1272) senesinde Rusya’da Kazan şehrinin Ufa kasabasında doğdu. İlk tahsile memleketinde başladı. İyi bir medrese tahsili gördükten sonra, Buhârâ’ya gidip, orada ve Taşkent’te bulunan meşhûr âlimlerden ders aldı. Daha sonra Hindistan’a ve hac için Hicaz’a gitti. Medîne’de Emin Ağa ve Mahmudiye medreselerine devâm ederek, çeşitli ilimleri öğrenip, icâzet (diploma) aldı. Burada Nakşibendî şeyhlerinden Şeyh Muhammed Mazhar’dan feyz alıp, kısa zamanda tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. Mevlânâ Şeyh Allâme Abdülhamîd Dağıstânî ve Mevlânâ Seyyid Muhammed Sâlih Zevâvî gibi büyük zâtlardan da feyz aldı. 1933 (H.1352) senesinde vefât etti.

Muhammed Murâd Kazanî, yüzlerce velînin hayâtını ve menkıbelerini anlatan Reşahât kitabını Farsçadan Arapçaya tercüme etti. Kendisine icâzet ve hilâfet vermiş olan hocası Mevlânâ Muhammed Sâlih Zevâvî, yaptığı Reşehât tercümesini görüp; “İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât’ını Farsçadan Arapçaya tercüme et, bu işte Allahü teâlâ büyük velîlerin hürmetine sana yardım eder.” deyince, hocasının emrine uyarak Mektûbât’ı Arapçaya tercüme etti. Bu tercümesine Dürer-ül Meknûnât adını verdi. Eserin birinci cildinin kenarına İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hayâtını, ikinci cildinin kenarına da Mebde ve Me’âd adlı risâlesini Arapça olarak yazdı. Onun yaptığı bu tercüme, o zaman, Mekke’de Miriyye Matbaasında basıldı.

Önceki
Önceki Konu:
Antifriz
Sonraki
Sonraki Konu:
Güneş Enerjisi

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu