08/12/2009 20:18
BİR YÂREN: ÖZAY GÖNLÜM

Türk dinleyicisi onu peruk saçı, şık takım elbisesi ve yeleği, kolunda tesbihi, sazının altında bacağına serili mendili, ayağında çizmesi ile Ege yöresinden derlediği türküleri ama illa ki de "Ninenin Mektupları" ile tanıdı. Teatral yeteneği, yöresel icra tekniği, vokal yorumu ve "yâren"i ile Türk Halk Müziğinde bir ekoldu Özay Gönlüm.

Özay Gönlüm baba tarafından Denizliliydi. Babasının askeri görev aldığı Erzincan'da 1940 yılında doğdu. Küçük yaşta ağız armonikası çalarak müziğe

başladı, ortaokul yıllarında keman çaldı. Bağlama çalmaya başladıktan sonra, 1965 yılında köy köy dolaşıp derlemeler yapmaya başladı. Özellikle Ege

yöresinden pek çok türkü derledi. Yurttan Sesler'in kurucusu Muzaffer Sarısözen'in davetiyle Ankara Radyosu Yurttan Sesler programına misafir sanatçı olarak katılmaya başladı. Kısa bir süre M.E.B. Film ve Radyo Telavizyon Merkezi'nde çalıştıktan sonra Yurttan Sesler'de "yetişmiş saz sanatçısı" olarak çalışmaya başladı.

1973'ten sonra on yıl kadar İzmir Fuarı'nda sahne aldı. Özellikle bu yıllarda şöhreti yayıldı. Pek çok 45'lik ve uzunçalara imzasını attı. Kendi derlediği ve TRT repertuarına kazandırdığı yüzlerce türküden "Çöz de al Mustafa Ali", "Sobalarında kuru meşe", "Denizli'nin horozları", "Evlerinin önü bulgur kazanı", "Avşar Beyleri", "Cemilemin gezdiği dağlar meşeli", "Tepsi

tepsi fındıklar", "Şu dağlar tepe tepe"yi bu dönemde plaklara okudu. Ama asıl satış rekorlarını "Ninenin Mektubu" plaklarıyla kırdı. Onlarca mektubu plaklara okudu. Denizli şivesi ile anlattığı bu hikayeler ve fıkralar çok sevildi. Saz çalıp söylemenin yanına şovmenlik ve taklit yeteneğini de katmıştı.

Gönlüm, radyo programlarında bağlama çalmasına rağmen cura ve "şelpe" tekniğine de çok önem vermiştir. Ege yöresinde Ramazan Güngör'den Hamit

Çine'ye kadar bir çok cura çalanla çalışmış, katıldığı programlarda her boydan cura çalmıştır.

70'li yılların sonunda esprili kişiliği ve türkülerinin yanı sıra bağlama yapımcısı Cafer Açın'e yaptırdığı "yâren"i ile de ünlendi. Cura, bağlama ve çöğürü içeren bu sazla televizyon, radyo ve konserlerde şovlar yaptı.

TRT için pek çok alanda çalışan Gönlüm, 80'li yıllarda Maliye Bakanlığı'nın televizyon için hazırladığı KDV reklamlarında oynadı. Ayrıca bazı radyo tiyatrolarında, tarıma ve çocuklara yönelik televizyon programlarında yer aldı.

"Yâren"ini yanına katıp 42 ülkede konserler veren Özay Gönlüm, Kültür Bakanlığı Hagem'de Repertuar Kurulu üyeliği, TRT Türk Halk Müziği Repertuar

Kurulu üyeliği ve birçok sınavda jüri üyeliği görevlerinde de bulundu. Son süreli yayını olan TRT 1'deki "THM İstekler Programın"da dinleyicileriyle

buluşan Gönlüm, yâreni, boy boy curası ve söylediği türkülerle Türk dinleyicisine yine doyumsuz geceler yaşatıyordu.

Özay Gönlüm, 1 Mart 2000 Çarşamba günü, birkaç gündür tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde geceyarısına doğru solunum yetmezliğinden vefat etti. Hiç kimsenin beklemediği bir anda neşeli simasını ve türkülerini sevenlerinin anılarında bırakan Gönlüm, Türk Halk Müziği repertuarına da derlediği 1000 kadar ezgiyi bırakmıştı.

NİNENİN MEKTUBU

Amanın yavrım,

Ben öyle duyuyom, o gocuman memleketlerde cicili bicili, boyalı moyalı,

şıngırdak fıngırdak, kirpikleri takma, saçları sokma, onlan bunlan düşüp

kalkma, gözleri elde, etekleri belde, artanı da yerde, sıska mıska, şıbıldak

gibi bazı, çirkin mirkin hanımlar, gızlar oluveriyormuş. Amanın onlara

tutuluveren de, yanıveren de deme yavrım. Alceen gızın soyu sopu belli, saçı

sırma telli, eline el değmemiş, kötü süt emmemiş, sevisi derinde, eti butu

yerinde olmalı. Dizine otutturuverdin mi kucağın dolmalı, domuz hem evlenince

pazara kadar değil, mezara kadar varmalı. Ee hanım dediğini de alaya kattın

mı, koluna taktın mı yakışmalı, duvara attın mı yapışmalı. Bu sözlerimi eyi

dinle bakem, bi kulağından sok da öte kulağını tıka, çıkıvermesin len. Senin

nazlı Eminen ne güne duruyo?

Geçenlerde ekmek ediyodum. Açcık hamurum kaldıydı. Emine gelivedi.

"Koley gelsin ninem" deye artanını da o edivedi sağolsun. Maşallah bi olmuş

hopur hopur. Dilim dağı taşı gırkbin kere maşallah. Amanın, artanını da o

ediverdikten sonra iki süpürgü çalıvedi avluya, malların altlarını kürüyüvedi.

Ben de ah benim ak topanım, gövercinim, kalem kaşlım, nazlı gülüm, mor

zümbülüm, al bürgülüm, bol görgülüm, naha Alah seni allı başlı gelinler

edivesin, muradına er, gonca güller der, naha evlerine sarı sarı buğdeyler

yağıvesin deye dualar edivedim. Giderken de senin hesabiyetine şööle "e

gelinim olmecen mi len?". Sarmeştim de iki yaneceğinden şappudu şuppudu

öpüvediydim. Amanin misler gibi kokuyo len. Ee öpmek filan deyince o gül yüzün

gülüyo de mi? Seni gavurun piçi seni! Emi güzel yavrım, yokluğun köz oluyo

yüreğimde.

Dün akşamüstü kırmızı fistanımı geydim de şööle cami duvarına doğru

yukarı çıkıyodum. Elimi ardıma kodum. Bizim Zartlak Osman pencereyi açmış,

bende şööle oturdum. Bi de iradyoyu sonuna kadar açtıttırmış da havaları

dinliyon deyyodum. Beni görüvedi, "ninee!" dedi. "Eeey!" dedim. "Gel de bi

açcık oynayıvee" dedi. "Beni mi deyyon ay oğlum" dedim. "Heee" dedi. "Uleen"

dedim, "benden geçti gari a yavrim. Sen o karını, Gıygıdı İbram'ın gızını bi

cıscıbıldak soy, köyün delikanlılarını ünle, onların garşısında böyle şakkıdı

şukkudu bi oynatıve!". İyi dememiş miyim len? Sen olmayınca yokluğun köz oluyo

yüreciğimde. Gel gari yavrım. Yollara bakıttırma, gözümüzden yaş akıttırma.

Gel gari yavrım, gel gari! He hey.

Yazan: Özay Gönlüm KAYNAK: ROLL DERGİSİ 41 SAYI

- - - - - - - -

Farklı bir kaynaktan derlenen biyografisi:

1940'ta Erzincan'da dünyaya geldi. 16 yaşında Cumhuriyet Dönemi’nin en ünlü türkü derleyicisi olan Muzaffer Sarısözen'le tanıştı. Ankara Radyosu Yurttan Sesler programıyla sanat dünyasına adım attı. Belli bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Film Radyo Televizyon Merkezi'nde çalıştı. 1966'da 'yetişmiş saz sanatçısı' olarak Ankara Radyosu'nda çalışmaya başladı.

Özellikle Denizli yöresinin türkülerini, sesi ve sazı ile mikrofonlara taşıdı. Çalıp söylediği Ege türküleri kadar, taklit yeteneği, şovmenliği, fıkraları ve mahalli Denizli şivesiyle folklara zenginlik kattı.

1960'larda sahneye de çıkan sanatçı, 1973'ten itibaren sistemli şekilde İzmir Fuar'ında sahne aldı. Başta Zeki Müren olmak üzere pek çok ünlüyle aynı sahneyi paylaştı. Bir Yeşilçam filminde başrolde oynadı. TRT'de, tarıma ve çocuklara yönelik programlarda yer aldı. Kültür Bakanlığı Halk Müziği Geliştirme Merkezi'nde (Hagem) Repertuvar Kurulu üyeliği yaptı. Son televizyon programı ise TRT-1'deki 'Türk Halk Müziği İstekleri' oldu.

Radyo oyunlarında ve tiyatrolarında roller alan Özay Gönlüm, radyo ve TV'lerde yayınlanan 'Nineden Mektuplar' tiplemesiyle çok sevildi. 'Çöz de Al Mustafa Ali' türküsünü, 'Fişini de Al Mustafa Ali' diye seslendirerek halkı fiş toplamaya davet etti.

Avrupa, ABD, Avustralya, Çin ve Hindistan'da konserler veren Özay Gönlüm, Kütahya ve Denizli başta olmak üzere 3400'den fazla türkü derledi. Özellikle, 'Denizli'nin Horozları' (Çil Horoz), 'Çöz de Al Mustafa Ali', 'Asmam Çardaktan', 'Cemile'min Gezdiği Dağlar Meşeli', 'Osmanım'ın Mendili', 'Evlerinin Önü Bulgur Kazanı', 'Şu Dağlar Tepe Tepe' türküleriyle tanınıyordu.

Türküleriyle 34 yıldır gönülleri fetheden Özay Gönlüm, 2 yıl akciğerler rahatsızlığıyla yaşadı.Ankara Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniği'ne tedavi amacıyla yattı. Ancak hastalığa yenik düşerek 2 Mart 2000'de hayata gözlerini yumdu.

Önceki
Önceki Konu:
Güneri Civaoğlu
Sonraki
Sonraki Konu:
Veli Şirin

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu