15/04/2014 13:00
Alm. Renaissance, Fr. Renaissance, İng. Renaissance. Avrupa kıtasında, 15. yüzyılda başlayıp 17. yüzyıla kadar devam eden edebiyat, sanat ve bilimdeki yeniden doğuş mânâsındaki devir.

Ortaçağda dünyâ; yaşama şartları, kânun ve nizamları, ekonomik durumları, sanat faaliyetleri ve nihâyet dünyâ görüşleri bakımından aralarında büyük farklılıklar mevcut iki büyük gruba ayrılmış bulunuyordu. Doğu âlemi, İslâmiyetin verdiği çalışkanlık, doğruluk, güzel ahlâk prensipleriyle hareket ederek müreffeh ve mutlu bir hayat yaşıyordu. Diğer taraftan Îsâ aleyhisselâmın telkin ettiği insanlık, merhamet ve şefkat esaslarını bırakıp taassup, kin, nefret gibi duyguları alan Batı dünyâsı ise açlık, sefâlet ve zulüm içerisinde yüzüyordu. Bu hal içindeki Avrupa’da asırlarca Hıristiyanlık adı altında akla gelmez zulümler yapıldı. Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinin hemen hemen bütün eserleri yok edildi.

Nihâyet 11. asrın sonundan îtibâren başlayan Haçlı Seferleri sırasında Avrupalılar Müslüman ülkelerdeki parlak medeniyetle ilk defâ karşı karşıya geldiler. Daha sonra bu medeniyet Endülüs Emevîleri vâsıtasıyla Avrupa’ya geçti. İslâm âlimlerinin fen sahasında verdiği eserler Avrupa dillerine çevrildi ve okutuldu. Böylece batıda ilmî sahada ilerleme ve teknik gelişmelerin temeli atılmış oldu.

Avrupa’da sanat ve bilimin geliştirilmesi, canlandırılması için girişilen ve daha sonra Rönesans adı verilen asıl hareket ise 1453’te İstanbul’un fethini müteakip ilk defâ ciddî bir şekilde İtalya’da ortaya çıktı. Hareketin öncülüğünü İtalya’nın yapmasının en önemli sebepleri şunlardır:

1. Fâtih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethettikten sonra, isteyen ilim adamlarının İtalya’ya gidebileceklerini bildirmesi: İslâm medeniyeti ve ilmî hareketleri hakkında en fazla bilgiye sâhip bulunan bu Bizanslı âlimlerin bilim ve sanat alanında yaptıkları çevirmeler ve yazdıkları eserlerin yayınlanması sonunda İtalya’da yaşayan insanların bilgi ufukları genişledi ve derinleşti.

2. Doğu dünyâsı ile en çok İtalya gemicilerinin münâsebette bulunmaları ve bunların İslâm ülkelerindeki zenginlik, refah, nizam, intizam, adâlet ve îmân hürriyetini her vesileyle dile getirmeleri.

3. Ortaçağ Avrupa’sında en zengin memleketin İtalya olması: İtalya’da bulunan Cenova, Venedik, Piza ve Floransa şehirleri Haçlıları barındırmaktan ve baharat ticâretini ellerinde tutmaktan dolayı dünyânın en zengin şehirleri hâline gelmişlerdi. Zamanla bu şehirlerde devlet idâresi tüccar prenslerin veya sâdece tüccarların eline geçti. Bu zenginler de aynen İslâm ülkelerinde şâhit oldukları uygulamalara benzer olarak şâirleri, sanatkarları, fikir adamlarını himâyeye ve teşvik etmeye başladılar.

Rönesans üzerinde derin araştırmalar yapan Burkhard: “Rönesans insanın keşfedilmesidir.” demektedir. Gerçekten de ortaçağda Avrupa’da insanın hiçbir kıymeti yoktu. Engizisyon mahkemelerinde yüzbinlerce insan haksız yere ve çok defâ sırf servetlerini ele geçirebilmek için öldürüldü. Papazlar çeşitli menfaatler karşılığında günahları affediyorlardı. Hattâ Cennetten yerler satıyorlardı. Mantık ve insanî esaslar kaybolmuştu. İslâm âlimlerinin kitaplarını okuyarak dünyânın döndüğünü îlân eden Galile ve daha pekçok düşünür çeşitli işkenceler görmüş pekçoğu öldürülmüştür. Bu îtibarla Rönesans hareketi ilim ve teknikteki ilerlemenin yanısıra insan ve tabiat sevgisini de berâberinde getirdi. Rönesansın öncüleri, sanat faaliyetlerinin yanısıra edebiyat, târih ve arkeolojiye de önem verdiler. Resim ve tasvir anlayışı gelişti. Mîmârîde gotik tarzı terk edilerek barok ve rokoko üslubu geliştirildi. Rönesans mîmârlığının başlıca özellikleri ölçü, sâdelik ve tabiîliktir.

Bu şekilde İtalya’da başlayan Rönesans hareketi kısa zamanda bütün Avrupa’da yayıldı. Rönesans daha ziyâde Fransa’da sanat; Almanya’da dînî tablo ve resimler; İngiltere’de edebiyat; İspanya’da resim ve edebiyat alanında gelişti. İtalya’daki rönesans hareketinde eski Yunan ve Roma ediplerinden Tacitus, Sophokles, Domosten, Platon, Çiçeron ve Virgil’in eserleri tekrar ortaya çıkarıldı. İtalyan fikir adamı ve yazarlarından Machiavel (1469-1530), Ariosto (1474-1535), Tasso (1544-1595) yetişip eserler verdiler. Machiavel’in Hükümdar adlı eseri meşhurdur. Ressamlardan Rafael (1483-1520) aynı zamanda heykeltraş, mîmar ve edebiyâtçı da olan Leonardo da Vinci (1452-1591), Mikelanj (1475-1564) bu devirde İtalya’da yetişen sanatkârlardır. Fransa, edebiyât ve fikir sahalarında İtalya’yı geçerek; Ronsard (1525-1585), Montaigne (1533-1592), Rabelais (1495-1555), mîmarlıkta Louvre Sarayını yapan Pierre Loscot, Tuileries Sarayını yapan Jean Bullant, resimde de François Clouet yetiştiler. Fransız krallarından I. François (1515-1547) zamânında Collège de France kuruldu. Almanya’da daha çok dînî alanda değişiklikler oldu. Almanya’da hümanizm akımında Erasmus (1467-1536), Röklen (1452-1522), Luther (1483-1546), resimde Albrecht Dürer (1471-1528) yetişti. İngiltere’de tiyatro sahasında eserleriyle tanınan Şekspir (1564-1610), İspanya’da Donkişot yazarı Cervantes (1547-1616), ressam Velasquez (1599-1660), Hollanda’da ressam Rembrand (1607-1669), Polonya’da İslâm âlimlerinden sonra Avrupa’da ilk defâ dünyânın güneş etrâfında döndüğünü söyleyen Kopernik (1473-1543) yetiştiler. Rönesans devrinde yapılan eserler Avrupa’da hâlâ mevcuttur. Ressam ve heykeltraşların tablo ve heykelleri müzelerde bulunmaktadır.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu