08/12/2009 20:18
HAKKINDA YAZILANLAR

Kızlara OECD ile ilişkileri anlatan adam

BEKİR COŞKUN

Hürportreler Hürriyet 2002 İlavesi

Tabii yıllar bizi yoğurup, yeniden yaptı. Geçen sevgililer gününde, Ertuğrul Özkök ile ikisinin bir restorana oturup, bir de kalkıp bunu yazmalarına çok gülmüştüm.

E rtuğrul Özkök telefon açıp ‘‘Sedat Ergin'i sen yaz’’ dediğinde, doğrusunu isterseniz çok da mutlu olmadım.

Çünkü hani karikatüre gelmeyen insanlar vardır.

Karikatüristler onları çizmekte zorlanırlar. Ağızları-burunları normal, komik yanları az insanlar.

İşte Sedat Ergin, kişilik olarak öyle biri.

Benim gazetecilikte en eski arkadaşım. Hemen hemen gazeteciliğe aynı zamanlarda başladık. Türk Haberler Ajansı'nın o diplomasi muhabiriydi, ben meclis muhabiri.

İkimiz de bekardık.

Ajans binasının altında Feyman Kulüp vardı. Bu yüzden bizim mesai saatlerimiz 48 saati bile aşardı. Bu; zamanı iki kez yaşamakla olur. Aynı anda aşağıdaki kulüpte kızlarla dans ederken, aynı anda yukardaki ajansta nöbet tutmak gibi bir şey.

Sedat'ı çok iyi tanıdığımı anlatmaya çalışıyorum.

O, o zamanlarda da diplomattı.

Kulübün loş köşesine oturup, kızlara ‘‘OECD ile ilişkileri’’ anlattığını çok duymuşumdur.

Tabii ki yıllar bizi yoğurup, yeniden yaptı.

Geçen sevgililer gününde, Ertuğrul Özkök ile ikisinin bir restorana oturup (Bir de yanlarına bizim Reha Erdoğan'ı almışlar), bir de bunu kalkıp yazmalarına çok gülmüştüm

*

Sonra yollarımız ayrıldı.

O önce Cumhuriyet'e, ardından Hürriyet'e geçerek ABD'ye gitti, ben Günaydın Gazetesi'ne temsilci oldum. Ama aramızda sanıyorum herkesinkinden daha farklı, daha içten, daha köklü bir bağ vardı.

Hani gazete kağıdı üzerinde yenilen helva-ekmeğin... Parasız günlerde on lirayı dörde-beşe bölmenin... Zırp-pırt gelen ekonomik krizlerde işten adam atılırken, o inanılmaz korkuyu üleşmenin... O lekesiz-bembeyaz gençlik duyguları içinde birbirimize ana-baba olmanın....

Ve ne olursa olsun kazanma arzusunun o inanılmaz basıncı altında, minik minik başarıları paylaşmanın bağı.

*

Sedat çok iyi bir gazeteci oldu.

Diyelim ki diplomatlar, diplomasiyi Sedat kadar bilemezler.

O bu bilgisini yazılarına da taşıdı. Bu yüzden; özellikle ülke yönetiminde olanlar, Sedat'ın yazılarını kaçırmadan okurlar.

O aynı zamanda; dürüst-temiz-ilkeli haberciliğin önde gelenlerinden.

Kambursuz.

Hepimiz onun gibi olsaydık, eminim toplumun medyaya duyduğu güven çok daha yüksek çizgilerde olacaktı.

Kısacası; ben Sedat'la dost olmaktan gurur duyarım.

O benim arkadaşım.

Düzgün, efendi, dürüst, doğru.

Karikatüre gelmeyen adam...

Önceki
Önceki Konu:
Ercan Kumcu
Sonraki
Sonraki Konu:
Oktay Ekşi

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: