08/12/2009 20:17
Türkiye'de bu türlü göllerin hem sayıları çoktur, hem de oluş tarzları farklıdır. Ancak, hepsinde ortak olan bir taraf vardır ki, o da herhangi çukur bir yerin bir bölümü, herhangi bir şekilde tıkanarak geride bir çanak belirmiş olması, böyle bir çanağın içinde suların birikerek göl olmuş bulunmasıdır. Böyle göllerin çok büyükleri bulunduğu gibi (Van gölü), pek küçükleri de vardır. Yine böyle göller, doğal olaylarda oluşmuş bulundukları gibi, insan eliyle de meydana gelmişlerdir. Bu doğal oluşları ve suni setleri birbirinden ayırt etmeye çalışarak, birincilere "Set gölleri", ikincilere "Baraj gölleri" demekte fayda umulur. Set gölleri için heyelan seddi, birikinti konisi seddi, delta seddi, akarsu set gölleri, dil seddi, lav seddi, volkan seddi olarak çeşitli sertleşmeleri ve bunun sonucu göl çanaklarının meydana gelişini belirtmek gerekir. Bunların Türkiye'de güzel örnekleri vardır. Sun'i setlerin (barajların) ise çeşitleriyle meydana getirilmiş çanaklarda sun'i göller (bunlara gölet denilmektedir.) oluşmuştur. Şimdi bunların belli başlı örneklerinden kısaca söz edelim.

Heyelan, türlü büyüklükteki kayaların ve tabakaların yamaç-aşağı kaymaları olayıdır. Bu kayan kütleler birkaç bin m³ olabileceği gibi, birkaç yüzbin m³, hatta milyonlarca m³ olabilirler. Yuvarlandıkları yer vadinin dibine doğru olursa o kesimde bir set yaparlar. Bu set, kayan kütlenin büyüklüğüne göre yüksek olur. Bu seddin gerisinde pek kısa bir süre içinde (bazen bir iki saatte bir çanak belirmiş olur. O vadiden daha önce geçmekte bulunan derenin veya çayın suları bu çanağı doldurur, göl olur. Böyle bir olay Trabzon ile Akçaabat arasındaki Sera deresi vadisinde olmuştur: 1950 yılının başlarında bu vadinin yamacında bir heyelan olmuş, kayan enkaz 650 m. boyunda, 350 m. eninde, vadinin biçimine uyan bir göl olmuştur.Sonra göl suları seddin bir yerinden taşmış yatağı derinleştirmiş, gölün suyunu boşaltmaya başlayınca göl biraz küçülmüştür.Şimdi orada bir göl yine vardır.

Tortum gölünün meydana gelişi de, çok daha eskiden, benzer şekilde olmuştur.Yine kuzeybatı Anadolu'da heyelan gölleri özelliğinde ve Yedigöller adı ile de bir kısmı anılmakta olan küçük göller vardır.

Memleketimizde birikinti konilerinin hızlı oluşması ile de göl çanakları belirmiş, küçük göller doğmuştur.Bu türlü göl oluşunun iki örneği Ankara şehrinin hemen güneyindedir. Elmadağı' ndan inen derelerin sürüklediği bol miktardaki kum, çakıl gibi taş parçaları eski bir vadide yer yer birikinti konileri biçiminde yığılmış, gerilerinde şimdiki Eymir gölünün ve Mogan gölünün (Gölbaşı gölü) çanakları belirmiştir. Bu çanaklar 5-10 m. derinliktedir ve göllerin uzanışı bir vadi uzanışına uyar.

Türkiye'de birçok delta gölleri vardır. Bu türlü göller, alüvyonları denize sürükleyen akarsularla, bu tortuları kıyı boyunca başka bir yere taşıyıp yığan deniz akıntılarının birlikte işlemelerinden doğmuştur. Böyle göller oldukça gelip geçici olaylardandır. Kızılırmak, Yeşilırmak, Seyhan, Ceyhan, Göksu, Büyük Menderes, Küçük Menderes deltalarında böyle göller vardır. Bunların bir kısmı günümüzde de oluşmaktadır.

Türkiye göllerinden bir kısmı da çok düzleşmiş ve akış hızı zorlaşmış bulunan ırmak yataklarında, akarsu kollarının asıl ırmağa karıştıkları yerde, alüvyon yığıntılarının artması ile oluşmuş alanlarda belirmiştir. Aşağı Meriç ve Aşağı Sakarya boylarında böyle küçük ve derinliği az göller vardır.Bu arada yine alüvyon setlerinin oluşmasından doğmuş, başka göl örnekleri de vardır ki, bunlardan biri Marmara gölüdür.36 km² lik ve derin olmayan bu göl, Gediz çöküntü hendeğinin bir bölümünde, alüvyon setleriyle çevrili bir çanakta meydana gelmiştir.Benzer göl oluşlarından birini de Hatay'da ki Amik gölünde görmek mümkündür.Bugün 61 km² lik ve deniz yüzünden 81 m. yüksekte, sadece birkaç metre derinlikteki bu göl, çok uzun çöküntü hendekleri dizisinin bir bölümü olan Amik ovasının bir parçasında oluşmuştur.Gölün yeri tektonik bir çöküntü alanının bir bölümü olmakla beraber gölün oluşmasında Amanos dağlarından inen derelerin ve Asi nehrinin ovanın güneybatı tarafında meydana getirdikleri alüvyon setlerinin önemli yeri oluşmuştur.Yine bu arada mecraları çok düzleşmiş, eğimleri pek azalmış olan ırmaklarda meydana gelmiş bulunan kıvrıntılı biçimindeki menderes şekillerinde yığılmalar ve zaman zaman beliren ırmak kabarmaları sonucu menderes halkalarının kopmasından doğmuş göller çoktur. Bunlar at nalı biçiminde olup, ya sürekli göl halinde kalır veya çoğunca geçici göl durumunda bulunurlar. Böyle göllere "akmaz" veya "kopmuş menderes gölü" denir.

Amik Gölü:

Bu göl, büyük bir tektonik çöküntü bölgesinde oluşmuş, önü ve yanları derelerin sürükleyip yığdığı birikinti setleri ile çevrili bir çanakta yerleşmiş bir set gölüdür. Bu yayvan çanakta oluşan Amik Gölünün yüzölçümü yağışlı ve kurak mevsimlere göre çok değişik olmuştur. Kabarma ile çekilme dönemi arasında 2 metre kadar fark vardır.

Amik Gölü, çevreden gelen çay ve derelerle (Karasu, Afrin gibi) beslenir, fazla suları gölün 13 km boyundaki ayağı (buna Küçük Asi veya Karadere denilmektedir) ile Asi nehrine boşaltır. Ancak, gölün oluşmasında başlıca etken olan Karadere boyundaki setlerin (birikinti konilerinin) oluşmasının her yıl sürmesi, çok az eğimli olan Karadere'nin (gölün ayağının) derinleştirilmesi gerekmiş, DSİ (Devlet Su İşleri) idaresi, 45-50 yıl önce bu işe girişmiştir.Böylece yağışlı mevsimlerde göl sularının çevreye taşması, buralarda geniş bataklıklar, sazlıklar oluşması, önlenerek, tarıma elverişli verimli topraklar elde edilmiştir.

Yine akarsu biriktirmeleriyle oluşmuş göl çanakları arasında eski körfezlerin zamanla göl çanağı durumuna geldiğini gösteren çeşitli örnekler de vardır. Sapanca, Bafa, Köyceğiz, Ova gölleri bunlardandır. Bunlardan Sapanca gölü aslında bir çöküntü hendeği olan İzmit körfezinden alüvyon birikmeleri nedeniyle ayrılmış bir çanakta oluşmuştur. 40 km² lik 16 km. boyunda en geniş yeri 6 km., derinliği 50-60 m. olan bir göldür. Bugünkü göl çanağı ile körfez arasındaki bölüm, güneyden ve kuzeyden inen derelerin sürükleyip yığdığı bol alüvyonların birikmesiyle geniş bir set haline gelerek şimdiki göl çanağını denizden ayırmıştır. Gölün fazla suları zamanla bir ayakla Sakarya'ya akmış, bugün göl tatlı sulu bir özellik almıştır. Bafa gölü de benzer şekilde eski bir körfezin önünün alüvyon seddiyle kapanmasından doğmuştur. Bafa gölünün şimdiki yeri, daha tarih çağlarında gemilerin işlediği bir körfez iken, Büyük Menderes ırmağının bu körfez önünde yığıntılar yapması ile eski körfez, göl çanağı biçimine girmiş, körfez, göl olmuştur. Burada şimdi 60km² lik, 16 km boyunda 5-6 km. eninde, oldukça derin bir göl vardır. Benzer bir oluşma gösteren göllerden biri de Köyceğiz gölüdür. Çok eskiden bu gölün yerinde bir körfez uzanırken alüvyon setleriyle ayrı bir çanak durumuna gelmiş, burada 54 km² lik ve 25 m. derinliğinde bir göl doğmuştur.

Türkiye göllerinin bir kısmı da körfezlerin ağzında, dar bir şekilde kıyı kordonlarının oluşmasından doğmuştur. Göllerin bu şekilde meydana gelişlerinde kıyı akıntılarının, körfez ağızlarına gelen kum, çakıl, kil gibi ufak taş parçalarını uzun diller biçiminde tortulamalarının önemli yeri olmuştur. Böyle göllerin örnekleri Küçük Çekmece, Büyük Çekmece,Terkos göllerinde görülür.Bunlar eski birer körfez iken önlerinde veya daralan yerlerinde kıyı dilleri bir set halinde gelişmiş ve göl biçimine girmişlerdir. Böylece Küçük Çekmece gölü 16km² (derin yerleri 20 m.), Büyük Çekmece gölü 11 km² (derin yerleri 4 m.), Terkos gölü 24 km² (derinliği 11 m.) birer kıyı dil seddi gölü olmuşlardır.

Türkiye'de lavların akışları sırasında, çukur yerlerde set yapmaları ile lav seddi gölleri oluşmuştur. Bunlar arasında Erçek, Nazik, Haçlı (Bulanık gölü), Balık ve Çıldır gölleri vardır. Van gölünün doğusundaki Erçek gölü (92 km², en derin yerleri 10-15., suyu tuzlu), Dördüncü zamanda beliren lav akıntılarıyla önü kapanmış olan bir çanakta oluşmuştur. Bugün bu gölü, hemen kuzeyinden geçen ve Van gölüne dökülen karasuyun vadisinden 1 km. genişlikte ve 100 m. yüksekliğinde bir lav yığıntısı ayırmıştır.

Van gölünün batısındaki Nazik gölü (47 km², derinliği 30-50 m. suyu tatlı ve duru, yüksekliği 1816 m., kışın üzerinden arabalar geçecek kadar donar) ile bunun kuzeyindeki Bulanık veya Haçlı gölü (16 km², suyu tatlı) de önleri lav akıntılarıyla kapanmış eski çukurluklarda suların birikmesinden doğmuştur.

Lav seddi göllerinin önemlilerinden biri de Ağrı dağının batısındaki volkanik arazide oluşmuş bulunan Balık gölüdür. Yüzölçümü 30 km², derinliği çok (sanıldığına göre 100 m. den fazla), yüksekliği 2250 m. olan ve kış boyunca donan bu güzel görünüşlü göl de, hemen güneyindeki volkanik dağlardan inen lavların set yapacak şekilde eski bir çukurluğu kapamasıyla oluşmuştur: Geride çanakta sular birikmiş, böylece bu uzun (11 km.) ve derin göl doğmuştur. Göl çevreden inen derelerle ve kaynaklarla beslenir, fazla suyu Doğubeyazıt yönüne doğru bir ayakla akar. Önemli bir enerji kaynağı ve bol alabalık üreyen bir göldür.

Doğu Anadolu'nun büyük göllerinden biri de Kars'ın kuzeyindeki Çıldır gölüdür (118 km², en derin yerinin 130 m. olduğunu sanılıyor, yüksekliği 1959 m. suyu tatlı, bütün kış donar).Bu gölün çanağı, Çıldır ovası seviyesindeki bir çukur düzlüğün lav akıntıları ve moloz yığıntıları etkisiyle bir yanında kalmış bir bölümdür.Bu çanakta sular birikerek bu göl oluşmuştur.

Yine set meydana gelmesinden doğmuş göllerin arasında volkan seddi gölü örneği de vardır ki, bu da Türkiye'nin en büyük gölü olan Van gölüdür. Yüzölçümü 3738 km², en derin yerleri güney bölümünde 100 m., en uzun yeri 125 km., en geniş yeri 90 km., denizden yüksekliği 1646 m. dir. Çok girintili çıkıntılı kıyıları bulunan, birçok yerlerinde yüksek kıyılarla çevrili olan Van gölünü, çevrenin yüksek dağlarından inen 10 kadar dere ve çay besler. Gölün dışarıya akan bir ayağı yoktur. Bu nedenle de gölün suları tatlı olmayıp acı,tuzlu ve sodalıdır (%22 den çok). Van gölünün eski bir koy'u iken, önü alüvyon seddi ele kapanarak buradan ayrılmış bulunan Arın gölü veya şimdiki adıyla Sodalı- göl'den (13 km²) yazın bol miktarda soda elde edilir. Van gölünün seviyesi ilkbaharda ve yaz başlarında kabarır, güze doğru 30-50 cm. kadar çekilir. Yüksekliği 2-3 m. yi bulan dalgaları, yolcu ve yük taşıyan gemileri, iskeleleri, yarımadaları, adaları, koy ve körfezleri ve bütün görünüşüyle Van gölü, bir küçük denizi andırır. Her yönüyle turistik ve ekonomik değeri büyük olan bir göldür.

Van gölü, Nemrut Volkan dağının, daha eski bir büyük çöküntü çukurluğunun ortasında yığılarak yükselmesiyle, bunun gerisinde kalarak oluşmuştur. Şimdiki Muş ovasını (yüksekliği ortalama 1400 m.), Van gölünün bulunduğu çanağı ve Nemrut dağının yayıldığı yerde yaklaşık olarak 6-7 bin km² lik eski bir büyük çanağın bir yerinde, şimdiki Nemrut dağı bir yanardağ olarak yığılmaya başlamış, böylece bu eski büyük çanak ikiye ayrılmış, doğu bölümünde akış olmadığından Van gölü oluşmuştur. Bugün de dışarıya akışı olmayan kapalı bir havza özelliğindeki Van gölü çanağı ve burayı besleyen akarsuların toplandığı çevre (buna Van gölünün yağış alanı veya su toplama alanı denir), 16000 km² lik geniş yerleri tutar. Bu genişliği ile bu kapalı havza, Türkiye'nin İç Anadolu kapalı havzasından sonra ikinci gelir.

Ayağı olmayan Van gölünde su seviyesini, bu çanağa dökülen sular ve buharlaşma düzenlediğinden, uzunca süreler içinde, bu faktörlere bağlı olarak gölün yüzü zaman zaman yükselmiş veya alçalmıştır. Bunun da göl kenarındaki yerleşme yerleri üzerinde etkileri olmuş, böyle yerlerde yer değiştirmeler yapmak bile gerekmiştir. Göl yüzünün son yükselmesi 19. yüzyılın ortalarından sonra başlamış ve günümüze kadar sürmüştür. Kabaran göl suları, kıyıdaki alçak yerleri örttüğünden, böyle yerlerde oturanlar gerilerde yerleşmek zorunda kalmışlardır. Bunun bir örneği Erciş kasabasında olmuştur. Eski Erciş kalesinden yalnız yıkık duvarlar ve bazı yapılar kalmış, kasaba gölün şimdiki kıyısından 4 km. içeride ve göl yüzünden 25 m. yüksekteki eski köylerin yerinde gelişmiştir.

Önceki
Önceki Konu:
Haliç

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu