Ülkemiz ılıman iklim kuşağında yer almaktadır. Ancak, bulunduğu konum itibariyle, ılıman iklim özellliklerinin yanında bazı farklı iklim özelliklerinede sahiptir.

Bu farklılığın oluşmasında;

Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması.

Dağların kıyıya paralel uzanması .

Deniz etkisinin iç kesimlere sokulmaması

Yükseltinin batıdan doğuya doğru artması gibi fiziksel özellikler etkilidir. Ayrıca ülkemizin matematik konumu ile özel konumuda iklim farklılıklarını belirleyen faktörleridendir.

1) Matematik Konum :

Türkiye 36-42 kuzey enlemleri arasında, Kuzey Yarım Küre'nin Ekvatora daha yakın bir yerindedir. Bu bakımdan ülkemiz , kuzeydeki soğuk iklimler ile, güneydeki sıcak iklimler arasında yeralır. Ancak, bulunduğu konumdan dolayı güneydeki subtropikal kulağa daha yakındır. Bu nedenle ülkemizde genel olarak ılıman iklim özellikleri hakimdir. Aynı zamanda bir Akdeniz ülkesi olan yurdumuzda Akdeniz ikliminin özellikleri görülmektedir.

2) Özel konumu

Ülkemiz Asya ,Avrupa ve Afrika kıtalarının birbirine çok yaklaştıkları bir yerdedir. Üç taraftan denizlerle çevrili olan Andolu'nun kuzeyinde ve güneyinde kıyıya paralel uzanan yüksek dağ sınırları bulunmaktadar. Ülkemizi kuzeyden ve güneyden kuşatan bu dağlar, doğuya doğru giderek yükselir. Ayrıca, ülkemizin batısındaki dağların kıyıya dik uzanması, dağlar arasında geniş çöküntü alanlarının bulunması, iklimin çeşitletmesinde önemli, bir etkiye sahiptir.

Kısaca; ülkemizin etrafındaki denizler, sahip olduğu çeşitli yer şekiller, ülkemizde çesitlilik meydana getiren en önemli coğrafi faktörlerdir. Bu faktörler, ülkemize, aynı kuşakta yer alan diğer ülkelere göre farklı iklim özellikleri kazandırmıştır.

a) Etrafındaki Denizlerin Etkisi

Türkiye'nin çevresindeki denizlerin, sıcaklık ve yağış dağılışında çok önemli etkisi bulunmaktadır.Bir bütün olarak ele aldığımızda kıyılarımız, iç kısımlara göre dehe yağışlı, nemli ve ılık özelliktedir.

Büyük bir iç deniz olan Akdeniz, yazın üzerinden geçen sıcak havanın hem sıcaklığı düşürmekte, hemde nemini artırmaktadır. Kışın ise Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası sıcaklığı düşürmektedir. Deniz üzerinden gelen nemli hava kütleleri, kıyı bölgelerine fazla miktarda yağış bırakmaktadır.

Karadeniz; Karadeniz ve Marmara bölgelerimizin iklimi üzerinde son derece etkilidir. Yazın Karadeniz üzerindeki serin hava yüksek basınç, Anadoluda'ki sıcak ve kuru hava alçak basınç oluşturmaktadır. Bu nedenle Karadeniz üzerindeki yüksek basınç sahasından güneydeki alçak basınç sahasına doğru sürekli bir hava akımı olmaktadır. Karadeniz'den gelen nemli ve serin havanın Kuzey Anadolu Dağlarının kuzeye bakan yamaçları boyunca yükselmesi ile sis ve yağış meydana gelmektedir. Bu durum Karadeniz kıyı kuşağının yazın da yağışlı geçmesine neden olmaktadır.

Ege Denizi ise Ege kıyılarında deniz ve kara arasındaki meltemlerin oluşmasını sağlamaktadır. Nitekim yaz mevsiminde öğleden sonra ısınarak alçak basınç sahasına düşen karaya, yüksek basınç sahası haline gelen Ege Denizi'nden nemli ve serin hava gelmektedir. Geceleyin ise karadan denize doru esen rüzgar hakim duruma geçmektedir. Aynı durum Akdeniz kıyılarında da görülmektedir.

Anadoluyu çevreleyen bu denizler kışın sıcaklığın fazla düşmesinide engellemektedir. Özellikle Akdeniz kıyılarımızda don olayı nadiren meydana gelmektedir. Bu Bölgelerimizde de don olayı pek fazla görülmez. Bundan dolayı, bilhassa Rize yöresinde bazı Akdeniz ürünleri yetişmektedir.

Denize olan uzaklık durumu : Kıyılardan iç bölgelere doğru gidildikçe denizin iklim üzerindeki etkisi azalarak karasallık artmaktadır. Bu durum, havada bulunan nem miktarını sıcaklık üzerinde yaptığı etkiden ileri gelmektedir. Şöyle ki; deniz kenerında iç kesimlere doğru gidildikçe havada bulunan nem miktarının düşmesiyle havadaki sıcaklığın tutlması azalmaktadır. Buna bağlı olarak yazın Anadolu'nun iç kısımları fazla ısınmasına karşın, geceleyin kıyı bölgelerine göre serin geçmektedir. Karasallığın arttığı iç kesimlerde yaz ile kış arasındaki sıcaklık farklı artmakta, kıyı bölgelerimizde ise artmaktadır.

Bir örnekle açıklayacak olursak; İzmir'de yaz ile kış arasındaki ortalama sıcaklık farkı (temmuz (9 C, ocak -8C) 27C dir. Bu durum deniz kenarından iç kısımlara doğru havadaki nemin düşmesi ile önemli ölçüde ilgilidir.

Yaz mevsiminde Anadolu'nun iç kısımları aynı yükseklikte kıyı bölgelerimize göre daha fazla ısınmaktadır. Çünkü denizlerden uzaklaştıkça, havada bulunan bağıl nem miktarının azalması güneşten gelen enerjinin büyük bir kısmının havada tutukmadan kara üzerine ulaşmasını sağlamaktadır. Bu da karanın deniz kenarına göre daha fazla ısınmasını sağlamaktadır. Bu durumu açıklamak için Erzurum'un sıcaklığını deniz seviyesine indirgeyelim. Yükselti her 100 m. Azaldıkça sıcaklık 0,5 C arttığından Erzurum'un ocak ayı ortalaması 2 C, temmuz ortrlaması ise 29 C olacaktır. Bu değerlere göre karasal bir sahada yer alan Erzurum kışın kıyı bölgelerine göre daha fazla soğumakta, yazın ise daha fazla ısınmaktadır.

b) Etrafındaki Kara Kütlelerinin Etkisi

Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına karşılık, geniş kara kütleleri ile de birleşik durumdadır. Bu özelliğinden dolayı yurdumuzun, denizden uzak kalan iç kesimlerinde karasallık hakim olur. Ayrıca çevremizde geniş karalar üzerinde oluşan hava kütleleri, yaz ve kış, ülkemizi etkisi altında bulundurur. Örneğin, kışın Asya kıtasının kuzeyindeki Sibirya'da oluşan soğuk karakterli hava kütleleri, Türkiye üzerinde oldukça etkilidir. Bu hava kütlelerinin etkisiyle Doğu Anadolu'da kışlar sert ve soğuk geçer. Yaz mevsiminde ise güneyimizdeki Afrika ve Arabistan'ın çok ısınması sonucunda buralarda oluşan sıcak hava kütleleri, ülkemizde yaz sıcaklarının oldukça yüksek olmasını sağlar.

Ayrıca kışın Avrupa kıtası üzerinde gelen soğuk hava akımları da yurdumuzun batısını etkileyerek; sıcakları düşmesine ve yağışa sebep olmuştur.

Görüldüğü gibi, ülkemizin etrafında yer alan geniş kara parçaları üzerinde oluşan değişik karakterli hava kütleleri, yudumuzu etkisi altına alarak, iklim özellikleri üzerinde belirleyici rol oynar.

c) Etrafındaki Basınç Merkezlerinin Etkisi

Türkiye'nin etrafındaki basınç merkezleri ve hava kütleleri, rüzgar ve yağış rejimi üzerinde etkli olmaktadır.

Ülkemiz, herhangi bir hava kütlesinin oluştuğu kayanak sahası üzerinde değildir.Türkiye,kuzeyde Avrasya ve kuzey denizi üzerinde oluşan soğuk karakterli hava kütlesi ile güneyde deniz ve kara üzerindeki sıcak hava kütlesinin etkisi altındadır. Mevsimlere göre ülkemizi etkileyen hava özellikleri şöyledir;

Yaz Durumu: Bu mevsimde Türkiye, Atlas okyanusu üzerinde genişleyen yüksek basınç ile Basra Körfezi çevresindeki alçak basıncın çevresi etkisi altında kalır. Genel olarak kuzebatıdan güney doğuya hareket eden bir hava akımı mevcuttur.

Bu nedenle ülkemize, kuzey batıdan serin hava kütlesi sokulur. Bu hava kütlesinin etkisi altında kalan Marmara Bölgesi ve Ege Bölgesi'nin sıcaklık birkaç derece düşer. Buna karşılık yazın zaman zaman Arabistan ve Afrika'dan gelen sıcak havanın etkisi altında kalan Anadolu'da aşırı sıcaklar hüküm sürer.

Yazın sadece tropikal hava kütlesinin etkili olduğu bölgemize yağış düşmemektedir. Karadeniz Bölgesi dışındaki bütün bölgelerimiz kurak geçmektedir.

Kış Durumu: Sonbahar başlarından itibaren ülkemiz, iki farklı hava kütlesinin etkisine girer. Bunlardan biri kuzeyden gelen soğuk hava, diğeri ise Akdeniz üzerinden gelen ılık ve nemli havadır. Bu hava kütleleri, ülkemizde sıcaklık ve yağış durumunuda etkiler. Şöyleki; kuzeyden gelen soğuk hava ile güneyden gelen ılık ve nemli hava karşılaşarak yağışlara neden olan cepheleri oluşturur. Bu cepheler Anadolu'nun iç kesmleri ile Kuzeyinde ve Trakya'da kar şeklinde; Ege ve Akdeniz kıyılarında ise yağmur şeklinde yağışlara yol açar.

Kuzeyden gelen soğuk hava, Anadolu'nun özellikle iç kısımlarını etkilediğinde sıcaklık düşer. Soğuk havadan dolayı, çoğunlukla yüksek basınç şartları hakim olur. Bu soğuk hava kıyı bölgelerimize ulaştığında sıcaklık birden bire düşer.

Orta Akdeniz ve güneyden gelen ılık hava Ege ve Akdeniz kıyılarını etkilediğinde sıcaklık yükselir. Kıyı bölgelerimiz kışın sık sık soğuk ve sıcak havanın etkisi altına kaldığından, gün içinde yağışta ve sıcaklıkta değişmeler görülür.

Kısaca ülkemiz, yazın yüksek basıncın etki alanına kışın ise alçak ve yüksek basınçların sık sık değiştiği farklı hava kütlesinin etkisine girer.

d) Yeryüzü Şekillerinin Etkisi:

Ülkemizde, iklimin çesitlenmesinde ve bir bölge içinde farklı iklimin oluşmasında yüzey şekillerinin çok büyük etkisi vardır.iklimde değişmelere neden olan yüzey şekilleri; yükseklik, dağların uzanışı ve bakıdır.Bu özelliklerin iklim üzerindeki etkileri şöyledir:

Yükselti: Türkiye'de sıcaklık; yükseltinin artışına bağlı olarak batıdan doğuya, kıyı bölgelerinden iç kesimlere doğru azalır. Özellikle lışın yükselti sıcaklıkta çok önemli değişmeye yol açar. Kıyı bölgelerimiz ılık geçerken, Annadolu'nun iç kısımlarında don layları görülür. Akar sularla derin olarak ayrılmış dağ kuşaklarında vadi tabanı ile arasındaki yükselti farkının çok fazla olması da sıcaklıkta önemli dğişmeye yol açar.

Örneğin; Doğu Karadeniz Bölümünde 200 m. Civarındaki Çoruh vadisinde kış mevsimi ılık geçtiği için zeytin ağacı yetişir. Aynı bölümde 3000 m.'yi aşan Kaçkar Dağlarında aşırı soğuklar hüküm sürer.

Yükselti, kar örtüsünün yerde kalma ve don olayının olduğu gün süresi üzerinde de etkili olur. Karla kaplı süre; Doğu Anadolu'nun yüksek kesimlerinde yılın yarısını kapsarken alçak sahalar ve kıyı bölgelerinde birkaç güne düşer. Donlu gün süresi; Kuzeydoğu Anadolu'nun platolarında yılın yarısına ulaşırken Akdeniz kıyılarında don olayının meydana gelmediği kışlar bile olur. Akdeniz kıyılarında sebze ve meyve yetişirken Doğu Anadolu'da ağaçlardan buzlar sarkar.

Yükselti yağış miktarı üzerinde de etkisini gösterir. Yüksek sahalar genellikle fazla miktarda yağış alır; buna karşılık özellikle derin vadi ve oluklara düşen yağış miktarı çok azalır. Örneğin; yıllık ortalama yağış; Çoruh Vadisinde 400 mm'nin altında iken çevresindeki yüksek dağlarda 1000 mm'yi aşar. Benzer durumlar, Kuzey Anadolu fay kuşağındaki oluklar ile çevresi arasında da görülür.

Dağların Uzanışı ve Bakı Durumu:

Ülkemizde dağların uzanış doğrultusu ve yamaçların baktığı yön (Bakı), yağış ve sıcaklık dağılışında etkili olur. Genellikle doğu-batı yönünde uzanan dağ yamaçlarının aldığı yağış bölgelere göre faklıdır. Örneğin; Kuzey Anadolu Dağları'nın kuzeye, Toros dağlarının güneye bakan yamaçlarına fazla yağış düşer. Kuzey anadolu dağlarının kuzeye bakan yamaçları, kuzeyden Anadolu'ya doğru ilerleyen cepheleri engellediği için çok yağış alır.

Dağların kıyıya dik olarak uzandığı Ege Bölgesinde durum tam tersine döner. Kışın Anadolu'yu kaplayan soğuk hava, Gediz oluğu vasıtası ile Ege Denizi'ne sokulur. Buna karşılık Ege nin nemli hava kütleleri de Ege deki oluklar aracılığıyla iç Batı Anadolu eşiğine kadar ilerler.

Ülkemizde dağlar, alçak sahalara göre daha fazla yağış alır. Bu durum, dağların yamaçları boyunca yükselen nemli havanın soğuyarak orografik yağışlar meydana getirmesi ile ilglidir. Ayrıca dağlar, cephelerin geçişini engelleyerek yagışın daha fazla düşmesini sağlar.

Dağ sıraları hava kütlelerinin de ilerlemesini engelleyerek iklimde yerel değişmelere neden olur. Örneğin; Toros Dağları, Anadolu'nun iç kısımlarını kaplayan soğuk havanın Güneye doğru sokulmasını kısmen engelleyerek kışın Akdeniz kıyılarında sıcaklığın düşmesini önler.

Dağ kuşaklarının en önemli etkilerinden biri de rüzgar üzerinde olur. Kışın Doğu Anadolu'yu soğuk ve ağır havanın, Doğu Karadeniz kıyılarına doğru ilerlemesi ile fön rüzgarları oluşur. Fön rüzgarlarının etkili olduğı kış günlerinde, Düğu Karadeniz kıyılarında sıcaklık 20 C'nin üzerine kadar çıkar.

Fön rüzgarlarının sık oluştuğu bazı yıllarda ilk bahar çok erken gelir. Bazı yaz günlerinde Toros Dağlarını aşarak Akdeniz kıyısına ilerleyen hava kütlesi ısınarak şiddetli kuru sıcakların oluşmasını sağlar. Akdeniz Bölgesinde Mut Oluğu, kışın Anadolu'ya sokulan soğuk havanın Akdeniz'e geçmesine yardımcı olur ve oluk boyunca şiddetli rüzgarlar eser. Aynı durum, Gediz oluğunda da görülür.

Bakı ve Eğim Durumu :

Güneşden alınan enerji, dağ yamacının baktığı yöne göre önemli değişme gösterir. Bu durumu daha iyi açıklamak bakımından 36-42 Kuzey Paralelleri arasında bulunan Ülkemizde, 39 ncu paralele göre Ekinoks ve Gündönümünde gelen güneş ışınlarının geliş açısını inceleyelim.

Güneş işınlarının gelme açısı 21 Mart ve 23 Eylül'de 51 dr. 21 Haziran'da 74,5 dr. 21 Aralık'ta ise 27,6 dr. Dir. Bu durum dikkate alındığında kışın 30 dr.den daha fazla eğimli kuzeye bakan yamaçlar, güneş ışınlarını doğrudan alamaz. Buna karşılık güneye bakan eğimli yamaçlar bütün mevsimlerde çevresindeki düz sahalardan daha fazla ısınır. Bu durum nedeniyle güneye bakan yamaçlarda ışık ve sıcaklık isteği yüksek olan bitkiler yetişir. Kar örtüsü daha erken kalkar, toprakdaki su kısa sürede buharlaşır. Ağaçlar daha erken çiçek açar, tarım ürünleri daha erken olgunlaşır. Örneğin; Aynı yükseklikteki Kuzey Anadolu ve Toros Dağlarının güneye bakan yamaçları, kuzeye bakan yamaçlarından daha sıcak olur. Böylece güneye bakan yamaçlarda yarı kurak, kuzeye bakan yamaçlarda ise nemli ortam koşulları hakim duruma geçer.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu