10/10/2014 18:00
Mutlu olmamızı, strese girmemizi, neşelenmemizi ve üzülmemizi sağlayan kısaca hayatımızı şekillendiren her gün karşımıza çıkan olaylar değil, o olayların ne anlama geldiğine inandığımızdır. inançlarımızı bir kere kabul ettiğimiz zaman bunlar sinir sistemine kesin emirler biçiminde iletilir ve hayatımızı olumlu ya da olumsuz olarak yönlendirme gücüne sahip olur.

Peki nedir bu inançlar? Çoğu insanlar hayatlarının değişik dönemlerinde çeşitli şekillerde edindikleri inançların kendilerininin ayrılmaz bir parçası haline geldiklerine inanırlar. Ömürlerinin sonuna kadar bu inançlarla beraber yaşamak zorunda olduklarını düşünürler. Oysaki inançlar herhangi bir konuda emin olma durumudur. Örneğin; "Beceriksiz bir insan olduğuma inanıyorum." derseniz bu aslında "beceriksiz olduğuma eminim." demektir. Peki bu inancı nasıl edinmiş olabilirsiniz. Muhtemelen geçmişte yapmaya çalıştığınız bazı işlerde sizden beklenen beceriyi sergileyemediniz ve istediğiniz sonuçları alamadınız. Sonuçta bir karar verdiniz, "Ben beceriksizim." Zamanla size mantıklı gelen bu kararı çeşitli şekillerde desteklediniz ve bir inanca dönüştürdünüz. Hele bir de çevrenizde bulundurduğunuz arkadaşlarınız da size benziyor ve her konuda aldığımız kararları destekliyor ve sizi cesaretlendirerek "Bu kararında da haklısın." diyorlarsa, artık bu karar sizin için değişmez bir inanca dönüşecektir.

Zaman içinde Beceriksizim, başarısızım, sempatik değilim, güzel değilim, yeteneksizim gibi sınırlayıcı inançlardan birini veya birkaçını zihnine yerleştiren insanlar aslında potansiyellerini ve gelecekteki davranışlarını sınırlıyorlar. Çünkü sınırlayıcı inançlar sınırlı insanlar doğurur. Hepimizin içinde açığa çıkmayı bekleyen sayısız cevherler vardır. Ama kendimizle ilgili olumlu inançlarımız pek az olduğundan bütün kapasitemizi kullanamıyoruz.

Bir işi başarabileceğine inanmak o işi yapmak için gerekli olan güç, beceri ve enerjiyi üretir. Bir şeyi başarabileceğinize inandığınızda beyniniz otomatik olarak çalışır ve bu nasıl yapılabilir diye sormaya başlarsınız. Sonuçta uygun da bir yol bulursunuz.

Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız aklınız bunun neden imkansız olduğunu ispatlamak üzere çalışmaya başlar.Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığınızda aklınız onu yapmak üzere çözüm bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar.

Dr. Davit J.SCHVVART

Hayatta herkes büyük başarıları yakalamayı ve zirvelere ulaşmayı arzu eder. Ama insanların çoğu kendilerini hedeflerine ulaştıracak güçlü bir inanca sahip olmadıkları için başarıyı yakalayamazlar. Başaracağınıza samimiyetle inandığınız her şey zihninizde bir resme dönüşür. Zihninizdeki bu resim ne kadar parlak ve güçlü olursa bilinçaltınızın potansiyelini açığa çıkartmanız o kadar kolay olur.

"Yapabilirim, başarabilirim, bu işin üstesinden gelebilirim." demekle beyninizin gereksinim duyduğunuz cevabı verecek merkezine giden yolun açılması için sinir sisteminize emir vermiş oluyorsunuz.

İnsanlar arasındaki belirgin fark, ne kadar potansiyele sahip oldukları değil, potansiyellerinin ne kadarını kullandıklarıdır. Potansiyelimizin ne kadarını kullanabileceğimizi belirleyen temel faktör inancımızdır.

Önceki
Önceki Konu:
Ruh Sağlığı

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu