03/10/2014 18:00
Çocukta Sorumsuzluk;Çocuğun okul hayatında başarılı olabilmesinin gereklerinden biri sorumluluk duygusunun olmasıdır. Ancak sorumluluk sahibi olabilen çocuklar üzerilerine aldıkları görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışırlar. Bu duygudan yoksun bir çocuğun okul derslerinde başarılı olmak^ıçin gayret göstermesini beklemek beyhudedir. Bu tür Çocuklar okula ailesinin zorlaması ile gider, verilen görevleri ailesinin baskısı ile yapar.

Çocuğun sorumluluk sahibi olması başka, okulla ilgili sorumlulukları benimsemesi başkadır. Çocuk, okula karşı ilgi ve heves oluşmadıysa, ileriye yönelik hedefleri eğitim yolundan geçmiyorsa, okulla ilgili sorumlulukları üzerine almak istemeyebilir.

Sorumsuzluğun Sebepleri

> Çocuğun yanında çocuğu korumaya çalışan yalanlar söylenmesi.

> Çocuğu yükümlülükten kurtarmak için çocuk adına mazeretler üretilmesi.

> Çocuğun hatalarının cezasını başkalarının çekmesi.

> Sorumsuzluk konusunda çocuğa kötü örnek olunması.

>Anne ve babanın üzerine düşen görevleri yerine getirmemesi.

> Çocuğun kötü davranışlarının görmezden gelinmesi ya da olumlu karşılanması.

> Onun yerine başkalarının tartışması.

> Kabul edilemez davranışlarının uygun görülmesi.

> Yapabileceği işlerin dahi başkaları tarafından üstlenilmesi.

> Onun adına başkalarının konuşması.

> Onun adına başkalarının karar alması.

> Yarım işlerini başkalarının tamamlaması.

> Ödevlerini başkalarının yapması.

> Sorumluluğun ona ait olmadığının vurgulanması.

> Uyması gereken kuralların öğretilmemesi. Sorumluluğun Oluşturulması

> Çocuğa zaman alışkanlığı kazandırılmalıdır. Verilen vazifenin başlama ve bitiş zamanı ona söylenmelidir. Yapacağı işin sınırları anlatılmalıdır. Yaptığı iş hakkında bizi bilgilendirmesi sağlanmalıdır.

> Plan programını yazacağı özel bir ajandası olsun.

> Ona, güzel ajandalar hediye ederek ajanda kullanma alışkanlığını kazandırabilirsiniz.

> Eve aldığınız yeni aletlerin kılavuzunu birlikte okuyun.

> Ona ait olan anahtarlıkta da evin anahtarı olsun. Böylece kendisine güvenildiğini, evin ona teslim edilebildiğini anlayacaktır.

> Ondan arkadaş çevresinin telefon ve adreslerini yalın.

>Böylece, arkadaş çevresi ile olan ilişkilerinde ve onlarla gireceği faaliyetlerde daha dengeli davranacaktır. Arkadaşlarından ve arkadaşları ile geçireceği zamandan sizin haberdar olduğunuzu bilecektir.

> Evle ilgili işlerde onu da vazifelendirin. C. J. Foster, sorumluluk hakkında şunları söylemektedir:

"Sorumluluk duygusuna sahip kişinin nitelikleri saymakla bitmez. Ancak ilk ağızda söylenecek sözleri şöyle sıralamak mümkün:

Sorumluluk sahibi kişi, kendine ve başkalarına karşı saygılıdır. Üstüne düşen görevleri yerine getirir. Kendi işlerini, kendi kendine yürütür ve başkalarına gereksiz yere yük olmak istemez. Özdeğerinin bilincindedir. Duygu, düşünce ve davranışlarından yalnız kendini sorumlu tutar. Yaşamdan bekledikleri, verdikleriyle orantılıdır. Hak etmediğini almaya kalkmaz.

Birçok kişi, sorumluluk sahibi insanı, aşırı ölçüde ağır başlı, yüzü gülmeyen, binlerce dertle yüklü biri olarak düşünür. Buna karşın sorumsuz kişiler, neşeli, eğlenceye düşkün, herkesin görmek ve birlikte olmak istediği insanlar olarak tanımlanır. Bu tanım, sorumluluk duygusundan yoksun olanları hoş, tercih edilen, en azından bağışlanır kişiler olarak yansıtmaktadır. Halbuki gerçek böyle değildir.

Gerçeğin böyle olmadığını psikolog ve sosyologların yapmış olduğu araştırmalar göstermektedir. Gerçek sorumluluk sahibi kişiler, hayata gerektiği kadar uyum gösterebilmiş, mutlu, başkalarına karşı olduğu ölçüde kendilerine karşı sorumluluklarını da dengeli olarak yerine getirenlerdir. Sorumsuz kişilerse, bencil, yaşama ayak uyduramayan, başkalarının haklarına saygılı olmadığı gibi, geniş anlamda kendilerine karşı hak ve ödevlerini de yerine getirmeyenlerdir.

Anne ve babalar, çoğunlukla sorumluluktan söz açıldığında onu geniş anlamda düşünmemektedirler. Sorumluluğun varlığını veya yokluğunu, çocuğun dağınık odası, okula devamsızlığı, ev ödevlerindeki özensizliği, giyimi, temizliği, huy ve alışkanlıkları gibi daha yalın ve somut olgularda aramaktadırlar. Bu kanı yanlıştır. Kibar, titiz, düzenli, ödevlerini zamanına yapan bir çocuk da davranışlarında sorumsuz olabilir. Bu durum, özellikle yapacağı işleri sürekli olarak uyarılmak suretiyle yapan

çocuklarda görülebilir. Çünkü çocuk salt bu nedenle, karar verme, seçme ve özdeğerini geliştirme olanağı bulamamıştır."

İnsan bir ömür boyu başkalarının kontrolü ile yaşayamaz. Yaratılışının gayesini, varlığının gerektirdiği sorumlulukları bilmelidir. Hiç kimsenin olmadığı anlarda bile gücü her söze yeten bir varlık tarafından kontrol edildiğinin farkında olmalıdır. Çocuk, bu bilinci edindiğinde, kendi kendini

geliştirmenin yollarını arayacak ve bulacak, daha güzel bir dünyanın oluşumuna o da katkıda bulunacaktır.

Ona yapabileceği görevler verin. Verdiğiniz görevin ne zaman ve ne şekilde bitirileceğini izah edin. Ondan ne yapması gerektiğini anlatmasını ve görev bitiminde sizi bilgilendirmesini isteyin.

Böyle davrandığınızda;

- İş yapma becerisi gelişecek,

- Sorumluluk duygusu gelişecek,

- Kendisine olan güveni artacak,

- Kendisine olan güveni artacak,

Kendisine olan güveni artacak, cezayı hak ettiği zamanlarda, bazen, ondan kendi hükmünü kendisinin vermesini isteyin. "Sen benim yerimde olsaydın bu durumda ne yapardın?" diyerek onun görüşlerini alın. Böylece hem en uygun cezayı bulacak hem de size karşı tavır almayacaktır.

Çocuğunuzun öğretmenleri ile sık sık görüşerek onun okul devamsızlığı hakkında bilgi almaya çalışın.

Onun yapması gereken işleri asla başkalarının yapmasına müsaade etmeyin.

Her başarısını ödüllendirerek onu rüşvete alıştırmayın. Elde ettiği başarının sonucunu kendi içinde yaşamaya alışmalıdır.

Örnek: Oduncu daha güneş doğmadan kalkıyor ve ormana gidiyordu. Uyandığında babasını evde göremeyen küçük çocuk üzülüyordu. Bir gün o da ormana gitmeye karar verdi ve bu fikrini babasına açıkladı. Oğlunun ormana gidebilecek yaşa geldiğini gören baba: "Ormana, ancak erken uyanabilen yetişkinler gider. Benimle ormana gelebilirsin; fakat güneş doğmadan önce kendi kendine uyararak ormana gidebilecek olgunluğa eriştiğini ispatlanan gerekir." dedi. Oduncu erkenden uyandı. Oğlu hâlâ uyuyordu. Oğlunun kendi kendine uyanabildiğine inanabilmesi için ıslık çalarak evin içinde gezinmeye başladı. Az sonra çocuk da uyandı. Çocuk sevincinden uçacak gibiydi. O artık bir yetişkindi. Babası gibi erkenden uyanabilmişti. Çocuk asıl ödülünü kendisini yetişkin gibi hissederek almıştı. Ormana gitmek, bu ödülün yanında küçük bile kalmıştı.

> Hangi davranışların ceza gerektireceğini birlikte görüşmelisiniz.

Bunun için;

- Kuralları birlikte belirleyin.

- Kuralların sebeplerini açıklayın.

- Kuralların onun iyiliği için belirlendiğini söyleyin.

- Cezaların niteliğini belirleyin.

Önceki
Önceki Konu:
Reiki 3 Eğitimi
Sonraki
Sonraki Konu:
Mutluluk

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu