08/12/2009 20:19
HAKKINDA YAZILANLAR

Ali Tayyar Önder ve Bursa

Murat Kuter

Bursa Hakimiyet 08-11-2007

Son aylarda en çok satan (best seller) kitaplar listesine baktığınızda karşınıza şu kitap çıkıyor:

“Türkiye’nin etnik yapısı. Halkımızın kökenleri ve gerçekler...”

Kitabın yazarı Ali Tayyar Önder...

Peki Ali Tayyar Önder kimdir?

Ortadoğu Teknik Üniversitesi eski Gaziantep Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı...

İlk baskısı 1998 yılında yapılan kitabın tam 37 baskısı yapıldı...

Kitap bir araştırma ve inceleme ürünü olarak ortaya çıkmış...

“Türkiye’nin etnik yapısı. Halkımızın kökenleri ve gerçekler” konusu bu kitapta; “Etniklik, üst kimlik, etnik mozaik, çokkültürcülük, Anadolu ve Türklük, Kaşgarlı Mahmud, Ön Türkler, Aleviler, Türklük ve Kürtler, Kürtler, Zazalar, Araplar, Çerkesler, Lazlar, Gürcüler, Balkan Kökenliler, Nusayriler, Yeni Dünya düzeninin hedefi ve Türkiye” başlıkları altında incelenmiş...

Kitabı bana geçenlerde bir büyüğüm armağan etti...

Özellikle bu dönemler herkesin okuması gereken bir kitap olarak görüyorum...

ALİ TAYYAR ÖNDER VE BURSA

Bu dönemin özelliği ve kitabın içeriğinin dışında, kitabın yazarının da bir özelliği var...

Size biraz Ali Tayyar Önder’den söz etmek istiyorum...

Ali Tayyar Önder bir Bursalı. Ayrıca bir Bursa Erkek Liseli...

Lise son sınıfta okurken kazandığı bir burs ile birlikte iki arkadaş Amerika’ya gidiyorlar...

Ali Tayyar Önder ile birlikte Amerika’ya giden diğer arkadaşı ise hepimizin tanıdığı bir isim...

Prof.Dr. Haluk Şahin...

Ali Tayyar Önder Türkiye’ye döndükten sonra akademik yaşama giriyor...

Ortadoğu Teknik Üniversitesi eski Gaziantep Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı ve Lisan Bölümü Başkanlığı görevini yürütüyor...

Kitabın önsözünde bir kaç paragrafı sizlerle paylaşmak istiyorum...

Bence önemli bir kaç paragraf bunlar...

Kitabın 37. baskısının önsözünde şöyle diyor, yazar:

“Kitabımın ilk baskısının önsözünde (1998’te basılmıştı) yer alan görüşlerim bugün için de geçerlidir.

Ancak son yıllardaki etniklik tartışmalarının aldığı farklı mahiyet nedeniyle aşağıdaki hususları dile getirmeyi gerekli görüyorum.

Bugün açıkça görülmektedir ki, etniklik, sadece Türkiye’nin değil, dünya gündeminin de önemli konularından biri haline getirilmiştir. Öyle ki adeta bir merkezin talimatıyla, etniklik, aynı zamanlamayla uluslararası belgelerde, toplantılarda, AB raporlarında, Birleşmiş Milletler’in ilgili kuruluşlarının uluslararası sivil toplum örgütlerinin, vakıfların çalışmalarında müstakil bir başlık olarak yer almaktadır.

Uluslararası yazılı ve görsel medyada etniklik özel bir konu olarak işlenmektedir. TV’lerde toplumların bilinçaltına hitap eden incelikte yayınlarla etnik ayrımcılık konusunda insanları beyinleri şartlandırılmaktadır.

Etnik grupların yanı sıra dini gruplar da kolektif, kurumsal haklara sahip azınlıklar haline getirilmek istenmektedir.

Bütün bu belge, bildiri, rapor ve yayınlarda etniklik, etnik grupları daha bağımsız, daha özerk, bağımsız kılacak bir içerik ve tanımla empoze edilmekte, etnik dillerin, etnik kültürlerin geliştirilmesini temine yönelik haklar “ayrılıkçı” temelde genişletilmektedir.

Ulusal kimlik, resmi dil, kurucu unsur gibi ulus devletlerin varlıklarının güvencesi olan kavramlar tartışma konusu haline getirilmekte, etnik farklılıklar, çokkültürlülük gibi Batı’nın kendisi için sorun olarak gördüğü meseleler, üçüncü dünya ülkelerine bir “zenginlik” olarak empoze edilmektedir.”

SON SÖZ

Bana göre önsözdeki bu paragraflar işin temeli ve işin başlangıç noktasını oluşturuyor...

Bunları fark ettiğiniz zaman olup bitenleri değerlendirmeyi daha kolay yapıyorsunuz...

“Böl, parçala, yönet” sloganıyla yola çıkan emperyalist ülkelerin en çok kullandığı araçlar yukarıdaki önsözde sözü geçen araçlardır...

Televizyonda ve basılı medyada bu konuların tartışmalarını takip ederken, kullanılan terminolojinin altında ne olduğunun birçok kişi tarafından bilinmediğini görüyorsunuz...

Bu açından Ali Tayyar Önder Hoca’nın bu kitabı, bu konularla ilgili terminolojinin netleşmesi, olup bitenlerin bilimsel bir gözlükle değerlendirilmesi noktasında çok önemli bir yapıt olmakta...

Bendeniz okumanızı öneriyorum.

ESERLERİ

Türkiye'nin Etnik Yapısı / Halkımızın Kökenleri ve Gerçekler

"A. Tayyar Önder'in 5 yıllık araştırması (Kürtler) hemen tüm malzemeyi önümüze koyuyor." "Farklı ülkelerden ünlü araştırmacıların savları incelenmiş. Bulgular sergilenmiş..." "Araştırmadaki bazı önemli noktaları Cumhuriyet okurları ile paylaşmak gerektiğine inanıyorum. Çünkü bunlar her bilinçli yurttaşın bilmesi ve üzerinde düşünmesi gereken şeyler."

- Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı

"Eseriniz, sadece şimdiki yaşayanlara değil, gelecek nesillere de ne olduklarını bilmeleri konusunda bir kaynak olarak hak ettiği yeri alacaktır. İnanılmaz derecede, gerçekleri çarpıtarak ülkemiz insanlarının kafasını bulandıran kasıtlı ve maksatlı yayınlarla geleceğimizi karartanlara büyük bir darbe vuracak olan eseriniz için sizi en samimi dileklerimle kutlarım."

- Prof. Dr. Lütfi Baş

"Bu konuda birçok kitap var. Fakat ilmi değeri olan ve aklı başında insanları tatmin edebilecek kitap sayısı malesef çok az. Biz size bu konuda iki isim verebileceğiz. Birincisi İçişleri eski bakanı E. Korg. Selahattin Çetiner'in Sorunlarıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Gerçeği ve diğeri değerli araştırmacı Sn. Ali Tayyar Önder'in Türkiye'nin Etnik Yapısı Halkımızın Kökenleri ve Gerçekler isimli kitabı. İkinci kitap gerçek bir ilmi eserdir. "

- E. Org. Kemal Yavuz

"Türkiye'nin etnik yapısı hakkında yalanlarla dolu kitaplar bilimin berrak ışığında gerçeklerle çürüten, yüzyıllardan beri devam eden bağımsızlık mücadelemizin vatansever neferlerine meşale olan kitabınız için sizi kutluyorum." "Bitmeyen şark meselesinin bir evresinde, ülkemizin bu güzel köşesinde aklın ve bilimin ışığında hizmet veren Sb. Astsb. Erbaş ve erler, kamu yöneticileri ve öğretmenler adına sizi kutluyor, başarılarınızın devamını temenni ediyorum."

- Tuğ Gen. Zeki Durlanık

"Çok önemli bir eser. Bu hayati konuda, şimdiye dek, ne bir resmi kuruluşun ne de başka bir kişinin bu kadar kapsamlı ve derinlemesine bir çalışma yaptığını sanmıyorum."

- Altemur Kılıç

"Başta devlet yetkilileri olmak üzere, gençlerin, aydnların, hepmizin tekrar tekrar okuması gereken, sağlam bir bilimsel temele dayalı, başyapıt niteliğinde, fevkalade önemli büyük bir eser. Ansiklopedi değerinde bir kaynak."

- Cengiz Gökçek (Eski Sağlık Bakanı)

"Bu konuda bir çok araştırma yaptım, pek çok kitap okudum. Bu kitap kapsamlı, sistematik, bilimsel bir esere rastlamadım. Denilebilir ki, alanında abide bir eser. Her yurtseverin, özellikle de gençlerin, bu kitabı altını çizerek mutlaka okumaları gerekir."

- Nahsen Badeli (Malkara Kaymakamı)

"Yetmişbeş yıllık Cumhuriyet döneminde bu konuda, bu değerde hiçbir eser yazılmadı. Bu kitanı olmadığı her kütüphane eksiktir. Milli kültür, milli tarih, milli siyaset anlayışının tamamen yenilenmesini zorunlu kılan başyapıt niteliğinde akademik bir çalışma."

- Turgay Boduroğlu (TUDEV Eski Gen. Bşk.)

x

KONFERANS

Türkiye üzerine oynanan oyunlar ile ilgili Bodrum’da düzenlenen konferanslara bir yenisi daha eklendi. Türkiye’nin etnik yapısı ile ilgili verilen konferansta etnik mozaik söyleminin yalandan ibaret olduğu vurgulandı...

Türkiye eski güzellerinden Günseli Başar’ın organizasyonuyla Marmara Koleji Haliklarsassos Kültür Merkezi’nde verilen konferansa konuşmacı olarak Ali Tayyar Önder katıldı. “Türkiye’nin Etnik Yapısı” adlı kitabın yazarı ve ODTÜ Gaziantep Fen ve Edebiyat Fakültesi Eski Lisan Bölümü Başkanı ve Dekan Yardımcısı Ali Tayyar Önder Türkiye’yi parçalamak amacıyla etnik mozaik söyleminin nasıl kullanıldığını anlatırken, Türkiye’nin bu ve benzeri konularda zaafiyet gösterdiğine dikkat çekti. Bazı basın kuruluşlarının Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu çözüm önerilerine sıcak davranmalarına anlam veremediğini kaydeden Önder, “Vatanları için canlarını veren şehitlerimizin yerine cevap vermek onlara mı kadı?” şeklinde konuştu...

Türkiye’yi Serv ile bölmek isteyen güçlerin Lozan’dan sonra farklı arayışlara girerek içerden parçalama politikaları sürdürdüğünü belirten Önder, “Türkiye Etnik Mozaiktir” söyleminin bu politikaların en birincil sırasında yer aldığına dikkat çekti. Yaklaşık 40 yıl önceki devlet anlayışının Avrupa’nın ortaya attığı bu görüşü savunarak müdafaya geçme çabalarını eleştiren Önder, Türkiye’de sadece 6 etnik gurup bulunduğuğunu ancak devlet yönetimlerinin bu sayıyı arttırarak savunma politikası izlediklerini dile getirdi. Önder, “Adeta açık arttırmaya çıkartılan etnik guruplar 47 olarak açıklanmış, daha sonraki dönemlerde 27,36 ve 54 gibi gerçekten uzak rakamlarla abartılmış bugün ise bu sayı 27’e düşürülmüştür” şeklinde konuştu. Bahsedilen azınlıkların 16 tanesinin Türk olduğuna dikkat çeken Önder, “Irkları bir, dinleri bir, soyları bir bir millet nasıl 16 parçaya bölünerek azınlık denilebilir” şeklinde konuştu...

Konferans Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan başta olmak üzere mülki amirler, eğitimciler, sivil ve siyasi örgüt temsilcileri ile vatandaşlar tarafından ilgiyle takip edildi..

Xx

Önder'den 'Türkiye'nin Etnik Yapısı' konferansı

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde düzenlenen "Türkiye'nin Etnik Yapısı" konferansında araştırmacı-yazar Ali Tayyar Önder bilgiler verdi.

Bodrum Marmara Koleji Halikarnassos Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta Ali Tayyar Önder, "Türkiye'nin Etnik Yapısı" konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Avrupa eski güzellerinden Günseli Başar tarafından organize edilen konferansı çok sayıda vatandaş izledi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) eski Gaziantep Fen ve Edebiyat Fakültesi Lisan Bölüm Başkanı ve Dekan Yrd. Ali Tayyar Önder konferansta, Türkiye'nin etnik bir mozaik olmadığını belirterek, "Bu, Türkiye'yi bölmek isteyenlerin bir oyunudur. Türkiye'de 6 etnik grup vardır. Bundan 40 yıl önce etnik mozaik yalanını ortaya atarak bölemedikleri ülkemizi bu yolla bölmeye çalışıyorlar" dedi.

"Türkiye'nin Etnik Yapısı" isimli kitabın yazarı olan Önder, etnik çeşitlilik üzerinden siyaset yapıldığında ülkedeki etnik gruplaşmanın 50'ye ulaştığını söyleyerek, "Uzun seneler önce başlayan planlar işliyor. Bizim hükümetlerimiz de etnik mozaik kavramını kabul ederek 'biz herkese eşit davranıyoruz' sistemiyle siyaset yapmaya çalışıyor. Bu oldukça tehlikeli" şeklinde konuştu.

Yayın Tarihi : 11 Aralık 2005 Pazar

x

Politik Adam

Kayıtsız şartsız AB'cilere ithaf olunur... Akşam 13 Mart 2002 Çarşamba

Avrupalılaştırılacaklardan mısınız?

Avrupalılaştırılamayacaklardan mısınız?

İşte günümüzün sorusu..

Tuncer Kılınç Paşa konuşunca 'bir bardak suda kopartılan fırtına'nın ana konusu aynı zamanda...

Sözümüz asla ve asla Avrupa Birliği'nden yana olanlara değil.

AB'ye 'kayıtsız şartsız' teslimiyeti kafasına koymuş olanlara..

İthaf olunur..

ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi eski Dekan Yardımcısı, Ali Tayyar Önder Hoca'nın yazısı..

'Türkiye'nin Etnik Yapısı-Halkımızın Kökenleri ve Gerçekler' kitabından:

'- Bilimi, teknolojisi ve sosyal kurumlarıyla 20'nci yüzyıla damgasını vurmuş olan Batı uygarlığı çağdaşlaşmayı amaçlayan her ülkenin hedefidir.

- Bu anlamda Türkiye'nin Avrupa'dan kopması, yüz çevirmesi düşünülemez.

- Ancak bu uygarlığı yaratan ülkelerin acımasız bir çıkar temeline dayalı dış politikaları gözardı edilmemelidir.

- Avrupa, Türkleri Anadolu'dan atmak için 1096-1270 yılları arasında 174 yıl boyunca Haçlı Seferleri'ni sürdürmüştür.

- Tamamen çıkar temeline dayalı I ve II. Dünya Savaşları'nda 5 milyonu fırınlarda yakılıp, gaz odalarında zehirlenen 30 milyon insanın, milyonlarca ailenin sefalet ve acısının günahı Avrupa'ya aittir.

- Ülkemizi bir iç savaşın eşiğine getirmiş olan anarşiyi ve bugünkü PKK terörünü Avrupa'nın çıkar zihniyetini kavramadan anlamak mümkün değildir.

- Türklüğü yok etmek planı olan Sevr'i uygulamaya koyan odur.

- Genç Türk Devleti'ni boğmak için Yunan işgalini destekleyen odur.

- 1924 Şeyh Sait İsyanı'nın, 1926-30 Ağrı İsyanı'nın, 1938 Dersim, Hatay olaylarının arkasında hep Avrupa mevcuttur.

- Bu hareketler hep Türkiye'yi bölmeye, çökertmeye yöneliktir.

- Bugünkü PKK ve diğer terör örgütlerinin arkasında yine Avrupa vardır.

- Avrupa teröre; sadece ülkesinde barındırdığı potansiyel teröristlerle, terör eğitim merkezi kamplarıyla, silah yardımıyla değil, demokrasi ve insan hakları kılıfıyla, bütün kurumlarıyla destek vermektedir.

- Türkiye jeopolitik konumu itibariyle Avrupa'nın Ortadoğu'daki petrol çıkarlarının tam kalbinde yer almaktadır.

- Avrupa bugün Ortadoğu petrollerini dilediği gibi denetleyebilmektedir.

- Türkiye'nin bölgedeki güç dengesini bozması Avrupa için bir kabustur.

- Aynı şekilde dünyanın enerji deposu sayılan Türk Cumhuriyetleriyle tarihi bağı Türkiye'yi 'Avrupa nezdinde çıkarları' bakımından tehlikeli kılmaktadır.

- Bunların yanı sıra, Türkiye, Avrupa için bir pazardır.

- Güçlü bir Türkiye Avrupa'ya dünya piyasalarında baş edilemez bir rakiptir.

- AB üyeliği ise Türkiye'yi daha da güçlendirir.

- Avrupa, bu hesabı fevkalade dikkatle yapmıştır.

- Bileğinin gücü yetmedikçe Türkiye'nin Avrupalılar'ca AB'ye alınmasını hayal edenler büyük yanılgı içindedirler.

- Bugün dahi Avrupa'daki 2.5 milyon Türk işçisinin serbest dolaşım hakkı uluslararası anlaşmaya rağmen askıya alınmıştır.

- Türkiye'nin AB üyeliği halinde Batı'ya akacak işçi sayısı 5 milyonu bulacaktır.

- Böyle bir durum Avrupa için kabustur.

- Nüfus artış potansiyeli itibarıyle Türkiye Avrupa Parlamentosu'nda en çok üyeye sahip ülke olabilecektir.

- Bunun anlamı, AB'nin Türkiye'nin onayı olmadan hareket edememesidir.

- Avrupa bunu hayal etmeye dahi tahammül edemez.

Sonuç olarak, Batı Türkiye'nin AB üyeliğini asla onaylamayacağı gibi Türkiye'nin bu birliğe üyeliğini vazgeçilmez hale getirecek her gelişmeyi baltalamak için her türlü komplonun hesabı içinde olacaktır.'

Eline sağlık, Ali Tayyar Önder Hoca...

Diline sağlık, Tuncer Kılınç Paşa...

x

TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 7'Sİ KÜRT

Güler Kömürcü

AKŞAM 20.10.2006

Türkiye'nin etnik bir mozaik olduğu 'kabulü', yıllardır, devlet yetkilileri, birçok aydın dahil geniş bir kesimin sorgulamadan benimsediği, adeta ön yargıya dönüşmüş büyük bir yangıdır" Akşam'dan Güler Kömürcü'nün yazısı:

Ali Tayyar Önder'in 'Türkiye'nin etnik yapısı' isimli eserinin mutlaka kütüphanenizde olmasını tavsiye ederim, şimdi kitaptan bazı alıntılar sunmak istiyorum sizlere;

Türkiye'nin etnik bir mozaik olduğu 'kabulü', yıllardır, devlet yetkilileri, birçok aydın dahil geniş bir kesimin sorgulamadan benimsediği, adeta ön yargıya dönüşmüş büyük bir yangıdır.

Bütünüyle yanlıştır ve bilimsel gerçeğe aykırı bu 'kabul', geleceği yıllar öncesinden planlayan Batılıların, Sevr'le (1920) bölemedikleri Türkiye'yi içten bölmek için, özellikle, Lozan Anlaşması (1923) sonrasında belirledikleri politikalarına; meşru bir zemin, bölücü etnik dayatmalarına gerekçe oluşturmak üzere, Türkiye'ye bilinçli olarak çok ince bir şekilde empoze ettikleri bilimsel dayanaktan yoksun bir yakıştırmadır.

Bilimsel ölçütle ve uluslararası kabulle, bir ülkenin etnik yapısının 'mozaik' olarak tanımlanabilmesi için 2 şartın birlikte var olması gerekir. Bu şartlardan biri, 'etnik çeşitlilik', diğeri, ülkeleri etnik grupların toplam nüfusunun, ülke nüfusunun %35'ini oluşturmasıdır. Etnik çeşitlilik, ülkede, genel etnik yapıyı etkileyen büyüklükte 'anlamlı' bir nüfusa sahip 'çok sayıda' grubun var olmasıdır. Bu gruplar 'asli' gruplar olarak tanımlanır. Ülkenin etnik yapısını değerlendirmede, nüfus olarak belirleyici bir etkisi olmayan 'küçük' nüfuslu gruplar, 'tali' gruplar kabul edilir ve topluca diğerleri olarak değerlendirilir.

Bu ölçütle, tüm resmi tespitler ve bilimsel veriler ortalamasıyla, bugün, Türkiye'de, 'yüzde' oranıyla 'anlamlı' büyüklükte nüfusa sahip kabul edilebilecek gruplar, yaklaşık %7 nüfus oranıyla Kürtler, bir ölçüde, %1 nüfus oranıyla Araplar ve yine %1 nüfus oranıyla Zazalardır.

Bunlar dışındaki gruplardan Çerkeslerin nüfusu yaklaşık %0.4 ve Lazların nüfusu yaklaşık %0.27'dir. Diğer grupların toplam nüfusu yaklaşık %0.4'tür (bindedört).

Bu oranlarla değerlendirildiğinde, bugün nüfusu yaklaşık 74 milyon kabul edilen Türkiye'de, etnik grupların nüfusları ve bu nüfusların oransal dağılımı yaklaşık olarak aşağıdaki gibi tespit edilmektedir;

Gruplar Nüfus Oranı (%) Türkler 66.650.000 yüzde 90.00. Kürtler 5.000.000 yüzde 6.76. Zazalar; 800.000 yüzde 1.08. Araplar 800.000 yüzde 1.08. Çerkesler 300.000 yüzde 0.40. Lazlar 200.000 yüzde 0.27. Diğer; 300.000 yüzde 0.41. Diğerleri içindeki Ermenilerin nüfusu 60.000, Yahudilerin nüfusu 25.000, Rumların nüfusu 1.800'dür.

Başta da belirttiğimiz gibi bir ülkenin etnik yapısının mozaik olarak tanımlanabilmesi için, toplam etnik nüfusun ülke nüfusunun en az %35'ini oluşturması gerekir.

Yani... Türkiye bir mozaik değildir.

Bugün, bir AB ülkesi olan Fransa'da toplam nüfusları ülke nüfusunun yaklaşık %22'sini oluşturan 1166 etnik grup mevcuttur. Buna rağmen ne Fransa kendisini etnik bir mozaik olarak tanımlamasına izin vermekte ne de herhangi bir AB ülkesi Fransa'yı etnik bir mozaik olarak tanımlamaktadır.....'

Evet, devamı için kitabı almanız gerekiyor efendim. Kitaptaki bazı değerlendirmeler oldukça tartışma yaratacağa benziyor, Ne dersiniz?

Önceki
Önceki Konu:
Ricardo Kaka
Sonraki
Sonraki Konu:
Ferruh Sezgin

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Son Ziyaretler: