29/04/2014 15:30
Alm. Duell (n), Zweikampf (m), Fr. Duel (m), İng. Duel. İki kişi arasında önceden kararlaştırılarak, öldürücü silâhla belli kurallara uyularak yapılan dövüş, hesaplaşma. Eskiden düello, savaş öncesi veya iki kişi arasında yapılırdı. Taraflar bu döğüşe müdâhale etmezlerdi. Bu çarpışmalar çok şiddetli olur, çarpışanlardan birinin ölümü ile son bulurdu. Sonradan bu, bir nevi gelenek hâline geldi. Bilhassa Germenler çok düello yaparlardı. Düello Germenler vâsıtasıyla Avrupa’ya yayılmıştır. Özellikle Fransızlar, 16. yüzyılda düelloya çok rağbet göstermişlerdir. Târihi kayıtlara göre Fransa’da on sekiz yıl içinde düelloda 4000 kişi öldürülmüştür. Fransa’da iki kişi yolda karşılaştığında birbirine ilk olarak; “Dün kimin dövüşü vardı'” “Bugün kim dövüşecek'” diye sormak âdet olmuştu.

Fransa’da düello, 19. yüzyıla kadar devâm etmiştir. İngiltere’de ise bundan önce yasak edilmiş, düello edenlere ağır cezâlar verilmiştir. Avrupa’da düello, asiller arasında yayılmıştı. Sıradan bir kimse asillerle düello edemezdi. Bugünkü dünyâ hukukunda düello kânun dışıdır, yasaktır.

Düellonun Kuralları

Fransa’da düello yapacak kimselerin yirmi bir yaşını bitirmiş, altmış yaşını geçmemiş olmaları şarttır. Düello için seçilen şâhitlerin düellonun yapılıp yapılmamasına, hangi çeşit silahların kullanılacağına, düellonun yerini ve zamânını tâyine yetkileri vardır. Şâhitler düellonun ölümle bitip bitmeyeceğine karar veremez. Ancak dövüş durdurulacak mı, yoksa devâm mı edecek bunu kararlaştırabilirlerdi. Düellonun çeşitlerine göre konulmuş kuralları vardı. Düello esnâsında bu kurallara uymak şarttı.

Kılıçla düello: Bu düelloda kılıçların ağırlığı 750 gramı geçmez, düellocular, çarpışma anında birbirleriyle konuşmazdı. Düellonun yerini şâhitler tesbit eder ve şâhit iki düellocunun kılıçlarının uçlarını birbirine değdirterek “Haydi beyler!” derdi. Bundan sonra düello başlamış olurdu. Ortada bastonla bir hakem bulunur, düelloyu en ince ayrıntılarına kadar tâkib eder ve gerekirse düelloyu durdururdu. Hakemin dur emrinden sonra taraflar düelloyu keserdi. Aynı zamanda yere düşmüş bir rakîbe vurmak da yasaktı. Düelloculardan biri yara alır almaz durdurulur, hazır olan doktor yaralıya müdâhale ederek gerekli tıbbî yardımı yapardı. Bundan sonra düellonun sürdürülmesi kararlaştırılırsa düello devâm eder, aksi halde bırakılırdı. Karar vermede doktorun da reyi alınırdı. Ayrıca düelloda, düello yerinin eni en az 3 m boyu ise 30 metreden az olmazdı.

Tabancayla düello: Tabanca ile düelloda yapılan hazırlıklar kılıçla düellonun hazırlıklarının aynısıdır. Yalnız bunda kullanılan tabancalar, hısımların daha önce kullandıkları tabancalar olması şartı vardır. Tabancalar aynı cinsten olup şahitlerin gözleri önünde doldurulur. Sonra bir kutuya konularak mühürlenir ve bu kutu ancak düello anında açılırdı. Düellocular arasında en az 16 ilâ 25 m arasında mesâfe bırakılırdı.

Düellocular tabancalarını ya kollarını başlarına doğru bükerek havaya veya ellerini bacaklarına yapıştırarak yere tutarlardı. Hakem önce “Dikkat!” diye seslenir. Sonra da “Ateş!” emrini verir arkasından saymaya başlardı “Bir... iki... üç”. Hakem sayarken düellocular üç el ateş ederlerdi. Üç dedikten sonra ateş etmek yasaktı. Her iki tabancada üçten fazla mermi bulunmazdı.

Amerika’da ise, düellocular önce sırtsırta durur, kararlaştırılan kadar adım yürüyerek, sonra geriye döner ve birbirlerine ateş ederlerdi.

Düello hakkında kısa bilgiler: Dünyâ edebiyât literatürüne düello, İngiliz gezgin yazarlarından “Crudutues” in Zorbalıklar adlı eseriyle girmiştir. Tiyatro yazarı Shakespeare de eserlerinde düellodan bahsetmiştir. Fransızlardan A. Dumas Pere, Michel Zevaco gibi ünlü yazarlar eserlerinde düelloyu anlatmışlardır. Voltaire ise, dâvet edildiği düelloya gitmez, düellodan nefret ederdi. Napoleon da düelloyu hiç sevmezdi. Rausseau da düellodan hoşlanmazdı. Ünlü Rus şâiri Alexander Puşkın, eniştesi ile düello etmiş ve aldığı yaradan ölmüştü.

Ortaçağda bâzı asilzâde ve krallar kendilerine aylıkla düellocu tutarlardı. Hatta elçiliklerde bile düellocular, parayla tutularak elçiyi korurlardı. Almanya’da üniversite öğrencileri düello kulübü kurmuşlardı. Bu kulübe üye olmak çok zordu. Buraya çalışkan, kâbiliyetli ve seçkin öğrenciler alınıyordu. Bugün düello, hemen hemen dünyânın hiçbir yerinde kalmamıştır. Ayrıca kânunen de yasaktır.

Düello, Batı Avrupa ve Amerika’da yaygın olmasına karşılık, İslâmiyeti kabul eden kavimlerde ve Osmanlılarda hiç rağbet görmemiştir. Bunun sebebi, her ne sebeple olursa olsun, Müslümanların aralarındaki görüş ayrılıklarını mahkeme huzûrunda çözümlemeleri ve bu kutsal makamdan çıkan sonuca derin saygı duymalarıdır.

Önceki
Önceki Konu:
Deccal

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu