08/12/2009 20:17
(1859 Lom, Norveç - 1952 Grimstad, Norveç) Norveçli yazar. Yoksul bir terzinin çocuğu olarak doğdu. Çocukluğunun büyük bir kısmını, kendisine ders veren papaz amcasının evinde geçirdi. Gezici satıcılık, ayakkabıcı çıraklığı ve gezici öğretmenlik gibi işler yaptı. Bir süre yol işçisi olarak çalıştı. 1882 yılında Kuzey Amerika'ya giderek tarım işçiliği, çıraklık ve bir konuşmacıya sekreterlik yaptı. 1884 yılında ciğerlerinden hastalanarak Norveç'e döndü. Bir süre posta idaresinde çalıştı. Oslo'da serbest yazarlık yaptı, çeşitli konferanslar verdi. 1886-1888 yıllarında Amerika'da kaldı. Bir süre çeşitli işlerde çalıştı, öte yandan da İskandinav edebiyatı üzerine konferanslar verdi. Bu arada Amerikan toplumunun kazanç ve mal hırsını bir yazıda çok sert bir dille yerdi. Yapıtlarında sık sık rastlanan "yalın yaşam" özlemi, Amerikan yaşam biçimine karşı duyduğu nefretin ürünü oldu.

Edebiyat alanında ilk büyük başarısını Açlık adlı otobiyografik romanıyla yaptı. Açlık çeken bir öğrencinin psişik davranışlarını bütün çıplaklığıyla başarılı bir biçimde yazdı. Bu ilk romanıyla, gelenekleri bir yana iterek farklı bir anlayışı dile getirdi. Açlık romanının kahramanı, karşılaştığı güçlüklerden ötürü, zorunlu olarak "gezginci" olur. Hamsun'un genel felsefesine göre ise "kalıcı olma", "bir yere sürekli yerleşme" insanın özüne aykırıdır.

1893-1906 yılları arasında Paris'te ünlü sanatçılarla ilişkiler kurdu. 1898 yılında Finlândiya, Rusya, İran ve Türkiye'ye geziler yaptı. 1911 yılında vatanına döndü.

1930 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Almanya'ya duyduğu yakınlık, nasyonal sosyalistlerin düşüncelerini de yanlış yorumlamasına neden olduğu için 1945 yılında tutuklanarak vatana ihanetle suçlandı. Ancak yaşlı olduğu için, çok yüksek bir para cezasıyla bırakıldı.

Hamsun, insanoğlunun doğal davranmasını önleyen tüm geleneklerin, amansız düşmanı oldu. Bu nedenle en sevdiği özgürlük havasının simgesi saydığı sürekli gezginci tipi yapıtlarında sık sık kullandı. Doğa ve toprakla iç içe yaşayan, yaşamını kendi elleriyle kazanan köylü tipinden de çok hoşlandı. İnsan yaşamının geçiciliğini doğadaki düzenin sürekliliğini dile getirirken kendini de geçmişten gelip geleceğe uzanan bir zincirin halkası olarak tanımladı. Açlık ile natüralizmin yeni bir doruk noktasına ulaşıldığı ileri sürüldü. İki yıl sonra bir başka yapıtında Dostoyevski ile karşılaştırılarak ondan geniş ölçüde etkilendiği savunuldu.

Pan adlı yapıtında, o güne değin edindiği tüm izlenimleri ve deneylerini değerlendirdi. Toprağın bereketine sığınmak isteyen, uygarlıkla toprak arasında gidip gelen, bir türlü bir limana demir atamayan insan tipinin tüm özelliklerini yansıttı.

Romanlarında olay sayısı az olduğu için, içeriği anlamak zor oldu. Kahramanlarını davranışlarıyla somutlaştırdı. Çok küçük bir hareketi geniş bir yorumla okuyucunun önüne koydu. Son sözü okuyucuya bıraktı. Öykü ve romanlarının yanı sıra oyunlar da kaleme aldı.

Başlıca yapıtları şunlardır:

Öykü ve romanları; Açlık (1890), Gizemler (1892), Redaktör Lynge (1893), Yeni Toprak (1893), Pan (1894), Siesta (1897), Viktoria (1898), Kış Ormanları (1903), Çarpışan Güçler (1905), Sonbahar Yıldızları Altında (1906), En Vandrer Spiller Med Sordin (1909), Son Mutluluk (1909), Benoni (1909), Rosa (1910), Born av Tiden (1913), Segelfioss Kenti (1915), Toprağın Bereketi (1917), Kuyubaşındaki Kadınlar (1920), Gezginci (I927), August (1930), Yıl ve Gün Sonra (1933).

Önceki
Önceki Konu:
Gensoru

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: