08/12/2009 20:17
Mondros Ateşkes Anlaşması'nın imzalanmasından sonra İtilâf Devletleri, Çanakkale Boğazı'nda bulunan mayınları temizlemeye başlamış, 13 Kasım 1918'de İstanbul Limanı'na asker çıkarmışlardı. İngiliz, Fransız ve İtalyan gemilerinin yanı sıra Yunan gemileri de İstanbul'a asker çıkardılar. Karaya çıkan askerler İstanbul'un önemli yerlerini işgal ettiler. Ayrıca İtilâf Devletleri ceza evlerinde bulunan Rum ve Ermenileri serbest bıraktılar. İstanbul'da güvenlik ve asayiş kalmadı. Bu dönemde Osmanlı Devleti'nin başında olan Tevfik Paşa Hükümeti bu olanlar karşısında hiçbir şey yapamadı. İstanbul, resmi olmasa bile, fiilen 13 Kasım 1918'de işgal edilmiş oldu. Bu dönemde I. Dünya Savaşı'nın sonuna gelinmişti. Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'na getirildi. İncelemelerde bulunmak üzere İstanbul'a geçti. İtilâf Devletleri'nin donanmalarının İstanbul Boğazı'na geçişini gördü ve "Geldikleri gibi giderler." dedi. Bu onun Türk ulusuna olan inancını gösteriyordu. Daha sonra Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişliği'ne getirildi. Bunu fırsat bilerek 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Bandırma Vapuru ile Samsun'a hareket etti.

Samsun'dan Amasya'ya geçen Mustafa Kemal, resmen Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Daha sonra Erzurum ve Sivas kongreleriyle bu savaşın niteliği ortaya kondu. Bu arada Osmanlı Devleti'nin başında Ali Rıza Paşa Kabinesi vardı. Bu kabinedekiler çok uğraşmalarına karşın Anadolu'da olan gelişmeleri önleyemediler. Ali Rıza Paşa Amasya'da, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin temsilcileriyle görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler İstanbul Hükümeti'nin, cemiyetin varlığını kabul ettiğini ifade ediyordu. Amasya görüşmelerinin sonunda Misakımilli'nin esasları kabul edildi. Misakımilli'nin kabul ve ilânı İtilâf Devletleri'nin hiç hoşuna gitmedi. Bu ilânı bir tehdit olarak kabul edip 15 Mart 1920 gecesi İstanbul'a asker çıkardılar. 16 Mart günü birçok askeri garnizonu ve nezareti işgal ettiler. Karşı çıkan Kuva-i Milliyenin bazı mensuplarını tutukladılar. İşgal kaldırılana kadar padişah, Heyet-i Mebusan Meclisini feshetti. İtilâf Devletleri'ne bağlı kuvvetler direnen milletvekili ve aydınları Malta Adası'na sürdüler. Bir bölüm asker ve milletvekili direnişe devam edebilmek için Anadolu'ya geçti. Bu arada Anadolu'nun çeşitli yerlerinde İstanbul'un işgali şiddetli gösterilerle protesto edildi. Mustafa Kemal yalnızca protestolarla bu işin çözülemeyeceğini düşünüyordu. İstanbul'un işgaline karşı bir dizi önlem aldı. Bu önlemlerin başında İstanbul'la her tür yazışma, telgraf ve haberleşmenin kesilmesi, Ankara'da bulunan yabancı askerlerin zorla gönderilmesi oldu. İstanbul'da Osmanlı subaylarının tutuklanmasına karşılık olarak da, Anadolu'da bulunan İtilâf Devletleri subayları tutuklandı. Ayrıca İstanbul'un işgali üzerine 19 Mart 1920'de illere ve kolordu komutanlarına bir bildiri yayınlayarak yeni seçimler yapılmasını istedi. Yeni yapılan seçimle Mustafa Kemal, Ankara milletvekili seçildi. 23 Nisan 1920 Cuma günü TBMM törenle açıldı. Bundan sonra sonu zaferle biten birçok savaş yapıldı. İnönü, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan savaşları sonunda Anadolu düşmanlardan temizlendi. Türk orduları İstanbul ve Çanakkale Boğazlar'ına doğru yürüyüşe geçti. Bu durum İtilâf Devletleri'ni telâşlandırdı. İtilâf Devletleri Boğazların durumunu görüşme yoluyla halletmekten yana oldular. Bunun üzerine 3 Ekim 1922'de ateşkes görüşmeleri başladı. Mudanya'da yapılan görüşme sonunda, askeri zaferi tamamlayan siyasi bir zafer kazanıldı. Böylece Misakımilli ile belirlenen topraklar geri alındı ve ülke bütünlüğü sağlandı. İstanbul ve Boğazlar TBMM Hükümeti'ne bırakıldı. İtilâf Devletleri askerleri barış imzalanana kadar İstanbul'da kalacaklardı. Mudanya Ateşkes Anlaşması aynı zamanda Ankara Hükümeti'nin tanınması da demekti. Bu anlaşmadan sonra İtilâf Devletleri Ankara Hükümeti'ni Lozan Barış Konferansı'na çağırdı. İstanbul Hükümeti de bu konferansa katılmak istedi. Ankara Hükümeti iki hükümet olayını kaldırmak istediğinden, 23 Nisan 1920'de TBMM'nin kurulması ve saltanatın kaldırılmasını kabul etti. "Egemenlik Milletindir" ilkesi kabul edildi. 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırıldı. Lozan Konferansı 20 Kasım 1922'de toplandı. Şiddetli görüşmeler sonucunda bir karara varılamadı. Bunun üzerine TBMM görüşmeler yoluyla haklarını geri alamayacağını anladı ve savaş hazırlıklarına başladı. İtilâf Devletleri 24 Temmuz 1923'de tekrar görüşmeleri başlattı ve Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre Boğazlar, Türkiye'ye geri verildi.

İLGİLİ KONULAR

Kurtuluş Savaşı

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: