08/12/2009 20:17
Osmanlı Devleti'nin son döneminde, on yıla yakın bir süre Türk siyasi hayatına damgasını vuran cemiyet. 1889 yılının Mayıs ayında "İttihad-ı Osmani" adıyla İstanbul'da kurulan cemiyet, sonradan "İttihat ve Terakki" adını aldı. "İttihat ve Terakki (birleşme ve gelişme) ismi, Fransız düşünür Aguste Comte (1798-1857)'tan esinlenilerek alınmış bir isimdi. İttihat ve Terakki Cemiyetinin ilk kurucuları; Askeri Tıp Okulu öğrencilerinden İbrahim Ethem (Temo), İshak Sukuti, Mehmet Reşit, Abdullah Cevdet ve Konyalı Hikmet Emin'dir.

Cemiyetin temel amacı, II. Abdülhamit'e ve yönetimine karşı mücadele ederek ülkede yeniden meşrutiyet yönetimini kurmaktı. Bunun için Kanun-i Esasi'yi yürürlüğe koydurarak devleti anayasal yapıya kavuşturmak, kapatılmış olan Osmanlı Meclis-i Mebusanını açtırmak ve anayasayla Osmanlı vatandaşlarına verilen hak ve özgürlükleri güvence altına almak gerekiyordu.

Kuruluşunun ilk yıllarında örgütlenme modeli olarak İtalyan "Carbonari Cemiyetini" örnek alan İttihat ve Terakki Cemiyeti, faaliyetlerini bir süre gizli olarak sürdürdü. Daha sonra Askeri Tıbbiye, Harbiye, Mülkiye ve Bahriye gibi okullarda hızla örgütlendi. Kısa sürede taraftarlarının sayısını artıran cemiyet, özellikle Osmanlı aydınları tarafından desteklenmeye başlandı. Cemiyetin hızla büyüdüğü günlerde II. Abdülhamit yönetimi, cemiyetin farkına vardı. Sultan II. Abdülhamit cemiyetin yayılmasının önüne geçmeye çalıştı. Kendisine bağlı olan Teşkilât-ı Mahsusa adlı gizli polis Teşkilâtı aracılığıyla, İttihat ve Terakki Cemiyetinin birçok üyesini takip ettirdi ya da tutuklattı. Ancak sıkı takipten kurtulan birçok cemiyet üyesi yurt dışına kaçmayı başardı. Yurt dışına kaçan cemiyet üyeleri kendilerinden önce Avrupa'ya gelen "Genç Türk (Jön Türk)"lerle bağ kurarak bulundukları yerlerde örgütlenmeye devam ettiler. Bu dönemde cemiyetin ismi de "Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti" olarak değiştirildi. Bu dönemde, cemiyetin Osmanlı devleti dışındaki örgütlenmesi özellikle Paris, Cenevre ve Kahire'de yoğunluk kazandı.

1902 yılında Paris'te yapılan "Jön Türk Kongresi'nde", Meşrutiyet yönetiminin yeniden kurulması konusunda iki ayrı görüş ortaya çıktı. Prens Sabahattin Beyin öncülüğünde bir grup üye cemiyetten ayrıldı. Ahmet Rıza Bey başkanlığında temsil edilen diğer grup ise, kongre sonrasında "Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti"nin ismini "Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti"ne dönüştürdü.

Diğer taraftan, 1906 yılında Selânik'te "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti" adıyla yeni bir cemiyet kuruldu. Aynı yıl Mustafa Kemal de Şam'da "Vatan ve Hürriyet" adlı gizli bir cemiyet kurmuştu. Bir süre sonra "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti", "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti"yle birleşti. Böylece "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti" ortadan kalkmış oldu. "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti" kısa zamanda Rumeli'de Türk Alayları'nın bulunduğu birçok şehir ve kasabada özellikle genç subaylar arasında hızla yayıldı. Böylece, Makedonya'da bulunan Osmanlı 3. Ordusu'nun teğmen, yüzbaşı, binbaşı rütbesindeki birçok subayı bu cemiyete katılmışlardır. 1907 yılına gelindiğinde "Osmanlı Hürriyet Cemiyeti" merkezi Paris'te bulunan "Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti" ile birleşti.

Bu birleşmeden güçlenerek çıkan "Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti", Sultan II. Abdülhamit yönetimine karşı yürüttüğü siyasi mücadeleyi askeri alana taşımaya başladı. Bazı genç subaylar II. Abdülhamit yönetimini sona erdirmek amacıyla, başta Selânik olmak üzere, Makedonya'daki bazı kentlerde ayaklanmaya başladılar. Ayaklanan cemiyet üyeleri saraya telgraflar çekerek Anayasa'nın hemen yürürlüğe konulması ve Meclis-i Mebusa'ın toplantıya çağırılmasını; isteklerinin kabul edilmemesi hâlinde II. Abdülhamit'i tahttan indireceklerini belirttiler. Bütün bu gelişmeler üzerine suskunluğunu bozan Sultan II. Abdülhamit, 23 Temmuz 1908'de yayınladığı bir bildiriyle, Osmanlı Devleti'nde anayasayı yeniden yürürlüğe koyduğunu ve meşrutiyeti ilân ettiğini açıkladı.

II. Meşrutiyet'in ilân edilmesiyle, hem Osmanlı Devleti hem de "İttihat ve Terakki Cemiyeti" için yeni bir dönem başladı. Cemiyetin, 1911 Kongresi'nde yapılan bir değişikle "İttihat ve Terakki Cemiyeti" merkezi İstanbul'da bulunan bir siyasi partiye dönüştü. Böylece, "İttihat ve Terakki Partisi" Türk demokrasi tarihinin ilk siyasi partisi oldu. İttihat ve Terakki Cemiyeti, bünyesinde çok sayıda asker, sivil, düşünür, gazeteci, yazar ve şair kişileri barındırmıştı. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nın büyük önderi Mustafa Kemal başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarındaki birçok önemli aydın İttihat ve Terakki Cemiyetinden çıkmıştı.

İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri Osmanlı Devleti'nin dağılmasını önlemek için, önce "Osmanlıcılık" düşüncesini benimsediler. Bu nedenle, cemiyetin üyeleri arasında Türklerin yanında Araplar, Arnavutlar, Ermeniler ve Rumlar da yer almıştı. Ancak, cemiyet üyeleri Osmanlı Devleti içinde yaşayan bu ulusların bir süre sonra Osmanlı'ya karşı isyan etmeleri üzerine "Osmanlıcılık" düşüncesini terk ettiler. Özellikle, Balkan Savaşları sırasında Türk insanının uğradığı haksızlık İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin savundukları "Osmanlılık" ve "İslâmcılık" fikirlerinden uzaklaşmasına neden oldu. Bu durum 1913 ile 1918 yılları arasında iç ve dış politikada "Türkçülük" fikrinin ön plâna çıkmasına yol açtı.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Anadolu topraklarının işgal edilerek Türk ulusunun esaret altına alınmak istenmesi, İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde bulunan birçok vatanseverin Mustafa Kemal'in önderliğinde başlayan Milli Mücadele'ye katılmasına neden oldu. Genç ve idealist bir kadroya dayanan İttihat ve Terakki Cemiyeti, parçalanmakta olan Osmanlı Devleti'ni kurtarmak için yola çıkmalarına karşın, devlet yönetimindeki deneyimsizlikleri ve dönemlerindeki iç ve dış sorunlar nedeniyle, Osmanlı Devleti'nin yıkılışını hızlandırdı. İttihat ve Terakki Partisi döneminde üst üste yaşanan Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve nihayet Birinci Dünya Savaşı'yla ülke yıkılmanın eşiğine geldi. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkması ve Mondros Mütarekesi'nin imzalaması İttihat ve Terakki Partisinin de sonunu getirdi.

Önceki
Önceki Konu:
İttifak Devletleri
Sonraki
Sonraki Konu:
Hız

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu