03/10/2014 2:00
Sevgili arkadaşlar, insan yaşam içerisinde birbirinden farklı birçok olayla karşılaşır. İlk bakışta bunların hangisinin iyi ya da kötü olduğuna karar vermemelidir. Biraz serinkanlı hareket ederek, olayların arka planında neler olabileceğini düşünmelidir. Bazan iyi görünenlerin arkasında kötü, kötü görünenlerin arkasında iyi olabilir.

Siz de hayatta karşılaştığınız olaylarda acele karar vermeyin. Üzücü bir haberde hemen isyan etmeyin, güzel bir haberde de hemen sevinç çığlıkları atmayın. Biraz sabırlı olun ve olayların arka planına inmeye çalışın.

Karar Vermekte Acele Etmeyin

Bir zamanlar Çin'de, bir oğlu ve bir atından başka hiçbir şeye sahip olmayan bir adam yaşarmış. Adamın sahip olduğu at hakikaten de çok güzelmiş. Adam çok fakirmiş ama sahip olduğu atı satın almak için gelenlerin hiçbirine atını satmıyormuş. Öyle ki bir gün, ülkenin kralı çok yüklü bir mal teklif etmiş ona. Ancak adam tereddütsüz bu teklifi kabul etmemiş ve krala şöyle cevap vermiş: "Sayın padişahım, bu at bana babamdan yadigâr kaldı ve onun hatırasını taşıyor, bunun için bu atı size satamam."

Adam atını ülkenin kralına bile satmamış, ama bir sabah kalkıp ata yem vermek için atın bağlı olduğu yere geldiğinde, atın her zamanki yerinde olmadığını görmüş. Adam gayet serinkanlı davranmış ve atın geri dönmesini beklemiş. Aradan birkaç gün geçmesine rağmen at geri dönmemiş. Bu esnada adamın komşuları gelerek, "Senin adına çok üzüldük. Keşke atı krala satsaydın. Bu sayede bir sürü para kazanmış olacaktın, hem sen hem de oğlun hayatınızın geri kalan kısmını gayet rahat bir şekilde geçirebilirdiniz. Şimdi atın da yok, ne yapacaksınız, geçiminizi nasıl temin edeceksiniz, ne kadar üzücü bir durum..." demişler.

Adam ise bu durumu şöyle değerlendirmiş: "Karar vermekte acele etmeyin, sadece at kayboldu, deyin yeter. Çünkü görünen durum bundan ibaret. Gerisi sizin yorumunuz. İşin hakikatini ise henüz bilmiyoruz."

Yaklaşık yirmi gün sonra at köye geri dönmüş. At geri dönmüş ama tek değilmiş. Otuz kadar vahşi atı da beraberinde getirmiş. Bu durumu gören köylüler, tekrar toplanıp yaşlı adamın yanına gelmişler ve daha önce yapmış oldukları yorumlardan dolayı özür dilemişler. Ve şunları söyleyerek adamı tebrik etmişler: "Atının kaybolması, bir talihsizlik değilmiş, aksine büyük bir şansmış. Bak, şimdi büyük bir sürün oldu."

Adam gayet sakin şekilde şöyle cevap vermiş: "Karar vermek için yine acele ediyorsunuz. Sadece at geri döndü, deyin yeter. Çünkü görünen durum bundan ibaret. Gerisi sizin yorumunuz. İşin hakikatini henüz bilmiyoruz."

Birkaç gün sonra, adamın oğlu yabani atları eğitirken düşüp bacağını fena şekilde kırmış. Bu sefer de köylüler adamın yanına gelip, "Haklı çıktın, biz olayı iyi değerlendiremedik. Bu durum senin için çok kötü oldu. Tek yardımcın olan oğlun uzun bir süre yürüyemeyecek" demişler.

Köylü ise, "Siz acele karar verme hastalığına tutulmuşsunuz. Biraz sabırlı olun ve hiçbir olayda iyice düşünmeden karar vermeyin" demiş.

Birkaç hafta sonra, düşman büyük bir ordu ile saldırmış. Bu durumda kral, eli silah tutan bütün gençleri askere almış. Askere alınanlar içinde köylülerin çocukları da varmış. Köylüler tekrar adamın yanına gelip; "Yine sen haklı çıktın, biz acele karar verdik ve yanıldık. Sen ise karar vermekte acele etmedin, temkinli hareket ettin. Neticede ise senin yaptığın tesbit doğru çıktı. Meğerse oğlunun sakatlanması bir talihsizlik değilmiş. Aksine büyük bir şansmış. Bizim çocuklarımız savaşta düşmanla çarpışırken oğlun senin yanında. Ne güzel, siz birliktesiniz. Ama biz çocuklarımızdan ayrıyız. Keşke biz de çocuklarımızla beraber olsaydık. Bu durum bizim için ne kadar kötü..." demişler.

Adam, "Yine acele ettiniz. Hemen karar verdiniz. Biraz bekleyin, olayı iyi değerlendirin, belki sizin feryat edip çırpındığınız bu durum,' neticede sizi mutlu edecek bir sonuçla bitebilir" demiş.

Kısa süre içinde savaş zaferle bitmiş. Kral bu duruma son derece sevinmiş ve savaşta kazanılan bütün ganimetleri savaşa katılanlar arasında pay etmiş. Savaşa katılan herkesin hissesine bol miktarda ganimet düşmüş. Ganimetlerle birlikte evlerine dönen gençleri gören köylüler, sevinçten havalara uçmuşlar. Çocuklarımız iyi ki de savaşa katılmış, demişler. Ve hayatın küçük bir dilimine bakıp da tamamı hakkında karar vermemek gerektiğini çok iyi bir dersle anlamışlar.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler: