08/12/2009 20:19
Bir müze aranıyor

Yeni Şafak 4 Eylül 2003

Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu'nun kızkardeşi, Türkiye'nin ilk kadın mimarlarından Mualla Eyüboğlu birbirinden değerli eserlerin ve eşyaların yer aldığı müze evini bağışlayacak müze bulamıyor.

· ŞAMİL KUCUR

Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu'nun kızkardeşi yüksek mimar Mualla Eyüboğlu Anhagger, 84 yıllık hayatı boyunca oluşturduğu müze evini bağışlayacak müze bulamıyor. Mualla Eyüboğlu'nun iki yıl önce hayata veda eden Türkiye âşığı Türkolog Alman Dr. Robert Anhegger'in evleri adeta kültürler arası diyaloğun merkezi idi. Farklı iki kültüre sahip olmalarına rağmen yaklaşık yarım asır bir aile oluşturan Anhegger çifti, evlilikleri boyunca Galata'daki yüz yıllık tarihi Doğan Apartmanı'ndaki dairelerini adeta yaşayan bir müzeye dönüştürmüşlerdi.

1919 yılında doğan ve 23 yaşında yüksek mimarlık diploması alan Mualla Eyüboğlu, 28 yaşında Ortaklar Köy Enstitüsü'nde çalışırken zehirli sıtmaya yakalanır ve İstanbul'a dönmek zorunda kalır. Arkeolojik kazılarda hafriyat mimarlığı yaptığı yıllarda Alman Türkolog Dr. Robert Anhegger ile tanışan Mualla Eyüboğlu, dokuz yıl sonra evlenir. O yıllardan itibaren Anadolu'nun karış karış her köşesinden olduğu gibi dünyanın birçok bölgesinden toplanmış tarihi özelliği olan eşyaların dizayn edildiği adeta mini bir müze evde yaşıyor Mualla Hanım.

Galata'da bir asırlık 6 katlı, avlusu, terası ve antika asansörü ile Yücel Sayman ve Rasih Nuri İleri gibi birçok ünlü ismin ikamet ettiği meşhur Doğan Apartmanı'nın 6. katındaki Eyüboğlu ailesine ait olan evdeki tarihi eşyaları bir müzeye bağışlamak isteyen Mualla Hanım ilgisizlikten yakınıyor:

"Sadberk Hanım Müzesi, daha sonra Topkapı Sarayı Müzesi gündeme gelmişti. Evdeki bütün eşyaların envanterini benim yapmamı istediler. Ya Hu, Allah aşkına o işlerle ben bu yaşımda nasıl uğraşacağım? Sonradan bir ses çıkmadı."

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın imkanlarının yeterli olmadığını dile getiren Mualla Eyüboğlu, evindeki tarihi özelliğe sahip yüzlerce eşyayı Askeri Müze'ye bağışlamak istediğini dile getiriyor.

Orijinal hat, tezhib, minyatür örneklerinden, tablolara, ahşap, mermer ve çeşitli metallerle düzenlenmiş evinde ayrıca Türkçe, Osmanlıca, İngilizce ve Almanca çok sayıda kitap, müzik aletleri, porselen takımlar, müzik aletleri ve daha birçok eser yer alan ev son günlerde Mualla Hanım ile hatıralarda kalmış günlerin anıları ile bir başına yaşıyor...

Kültürler arası bir müze ev

Anhegger ailesinin müze haline getirdikleri evlerinin o kadar çok müdavimleri vardır ki; kimler gelmemiş, kimlerle görüşülmemiş, merhaba denilmemiş ki bu evde; yurtiçinden ve yurtdışından gelen edebiyat, sanat ve müzik dünyasından konuklarla dolup taşmış bu müze ev. Müziğe ilgi duyan Mualla Hanım'ı Tarihi Türk Musıkîsi konserlerinde Hz. Mevlana'nın yirmi birinci kuşak torunu Dr. Celaleddin Çelebi, şair Fevzi Halıcı, Prof. Dr. Nadir Devlet, Prof. Dr. Turan Yazgan, Dr. Oruç Güvenç ile birlikte görmek mümkün olmuştu.

'KEŞKE BİR DUA ÖĞRENSEYDİM'

Köklü bir aileye sahip olan Mualla Eyüboğlu'nun anne tarafı saraylı, babası Rahmi Eyüboğlu Osmanlı'nın son dönem kaymakamlarındandır. Rahmi Bey Atatürk'ün teklifi ile İkinci Meclis'e girer ve Fethi Okyar ile Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer alır. Atatürk'ün emriyle kapatılan Fırka'nın birçok mensubu gibi Rahmi Bey de Atatürk düşmanlığı ile suçlanır. İsmet İnönü araya girer ve mesele halledilir. Eyüboğlu ailesi kimi zaman Atatürkçü, kimi zaman Atatürk düşmanı olarak anılmış. Mualla Hanım bu iddialara itiraz ediyor: "Ailede ne Atatürk düşmanı ne de komünist vardı. Anne tarafım dindardı. Nakşibendilik vardı ailede." Anne Lütfiye Hanım, Mualla Hanım'ın bir Hıristiyan ile evlendiğini duyunca bir yıl konuşmamış kızıyla. Ancak damadını tanıyınca iyi dost olduğunu söyleyen Mualla Eyüboğlu geçmişine dönük üzüntüsünü şöyle dile getiriyor:"Bugün, zamanında doğru dürüst bir dua, bir sure bile öğrenmediğimin pişmanlığı ve üzüntüsü içerisindeyim.'

Müzecilerin ilgisini bekliyor

Eyüboğulları'nın müze evinde, yıllarca kah neyler üflenmiş, bendirlere vurulmuş, dostlarının sesleri uda, saza eşlik etmiş. Ya da kemanlar, flütler eşlik etmiş dost meclislerine... Şiirler okunmuş, edebiyat ve sanatla ilgili saatlerce süren sohbet meclislerinin yapıldığı müze ev, Dr. Robert Anhegger'in rahatsızlanması ve sonrasında 27 Mart 2001 günü Hollanda'da vefatı ile sessizliğe bürünmüş. Ancak şiir, edebiyat ve tasavvufa meraklı olan Dr. Anhegger, vefatını anma yıldönümünde de Alman Goethe Enstitüsü'nde düzenlenen programda piyanonun tuşlarından salona yayılan melodiler ile ney, rebab, ud ve bendir eşliğinde Yunus Emre ve Mevlevi ilahileri ile anılmış... 84 yıllık ömrüne sığdırdığı hatıraları ile müze evinde yaşayan Mualla Eyüboğlu Anhagger Harem Dairesi'nin restarasyonnunu yaptığı yıllarda Dr. Robert Anhegger tarafından alınan müze evindeki binbir çeşit tarihi eserlerin envanterini yapacak ve kabul edecek müzecileri beklemeye devam ediyor.

Önceki
Önceki Konu:
İhsan Kurt
Sonraki
Sonraki Konu:
Orhan Dikmen

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu