08/02/2014 18:30
Alm. 1. Meinung, Ansicht (f) 2. (Wahl-) Stimme (f), Fr. 1. Opinion (f) 2. Vote (m), voix (f), İng. 1. Opinion, view 2. Vote. Rey, görüş, düşünce, hüküm, mütâlaa. Tutulacak yol için, bir iş için söylenen söz, fikir. Bir görüşü belirten kâğıt, işâret mânâlarına gelir. Kazan Türkçesinde fikir düşünce kelimeleri karşılığı kullanılırdı.

Bir heyet veya teşekkülün üyeleri tarafından bir tercih veya görüşün ifâdesidir. Seçim konusu hakkında tercihini belirtmek ve bu tercihi düşünceyi bildiren belli eden kâğıt veya işâret.

Oy, kelimesinin târihi, insanlık kadar eskidir. İnsanlığın babası Âdem aleyhisselâmdan beri insan düşüncesine ve fikrine ihtiyaç duyulduğu her durumda; görüş ve mütâlaa olarak bir oy (rey) sorma ve belirtme bahis konusu olmuştur. İslâmiyette ise “istişâre sünnettir” emri ile, düşünce sâhiplerinin görüş ve mütâlaalarına ve fikirlerine, oylarına, reylerine dâimâ başvurulmuştur.

Demokrasilerde ise siyâsî tercihi bildirme, belli etme vâsıtası olarak “oy” ayrı bir önem kazanmıştır. Anayasa hukûku, bakımından “oy” terimi başlıca iki mânâda kullanılır:

1. Ya belli bir düşünce ve kanâate sâhip olma ve bunu ifâde etmedir ki, buna “kamuoyu misaldir” veya görüş ve kanâatinin sonucunu önceden tespit edilen şekilde; şahıs, heyet veya teklifler arasında tercih etmedir. Buna da “halk oyu” veya “referandum” örnek sayılabilir. Bugünkü klasik demokrasilerde, halkın devlet idâresine katılmadaki etkinliği arttıkça, oy da çok fazla önem ve değer kazanmıştır. Husûsî bir yeri olmuştur. Oy, siyâsî iktidarların gelişlerinde ve gidişlerinde meşrûluğun en önemli öğesidir. Seçimlerin temel unsurudur. Demokrasiyle idâre edilen devletlerde millet, yöneticilerini kendi isteği ve irâdesiyle seçer. Bu seçme işi ise, vatandaşların sandık başında oy kullanarak tercihlerini bildirdikleri seçim işlemiyle olur. Umûmiyetle bugün kabûl edilen “genel oy” sistemidir.

Genel oy, seçimlerde oy kullanacak, iktidârı tâyin edecek olan seçmenlere, zenginlik, tahsil, ırk ve cinsiyet gibi özelliklerinden dolayı, farklılık tanımadan oy kullandırma hakkının verildiği sistemdir. Târihte oy hakkı çok sınırlı olarak belli kişilere tanınan bir imtiyazdı. Sâdece, belli bir vergi ödeyebilecek durumdaki varlıklı kişilere; belli bir tahsil seviyesinde olanlara veya soylu bâzı âilelerin mensuplarına oy kullanma hakkı tanınmıştı(Eski Roma ve Yunan devletlerinde örnekleri olduğu gibi).

1921 yıllarına kadar Belçika’da uygulanan çok sayılı oy sisteminde, her erkeğin bir oyu vardı. Ancak âile reisi olmak, belirli seviyede bir vergi ödemek veya yüksek tahsil yapmak gibi sebeplerle ve bu özelliklerin her biri için ayrıca bir oy hakkı daha tanınmıştı. Fransa’da bir dönem uygulanmış olan âile oyu sistemine göre de, bir Fransız evli ve çocuk sâhibiyse, bekâr bir vatandaşa nazaran daha fazla oy kullanır. Oy sayısı ya çocuk sayısı kadar olur veya en çok üç oy kullanabilirdi. Bu sistem nüfus artışını teşvik için tercih edilmiştir. Evlilerin bekâra göre daha faydalı oldukları esâsına dayanır.

Katsayılı oyda ise; bâzı şartların bulunması hâlinde seçmenler, birden fazla yerde oy kullanabilir. Bu sistem Birinci Dünyâ Harbi sonrasına kadar İngiltere’de uygulanmıştır. Seçmenlerin işyeri, ikâmetgâhı veya gayrimenkullerin olduğu yerlerde, ayrı ayrı oy kullanma hakkı vardı. Bu şekilde bir seçmen, katlama yolu ile birden çok oy kullanabilirdi.

Türkiye’de ise, demokrasiyle idâre edilen dünyâ devletleri gibi genel oy sistemi uygulanmakta olup, 1982 Anayasası’nın ilk şekli, “21 yaşını doldurmuş kadın ve erkek her Türk vatandaşı oy kullanma hakkına sâhiptir.” demektedir. Fakat 67. madde 17.5.1987 târihli ve 3361 sayılı kânunla değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre, “Seçimlerin ve halk oylamasının yapıldığı yılda, ay ve günü hesâba katılmaksızın, 20 yaşına giren her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sâhiptir.”

Oy genişlemesi; her insanın kendisinden başlıyarak, hangi kültür seviyesinde olursa olsun, içinde yaşadığı milletin sevk ve idâresiyle ilgilenmesine “oy genişlemesi” denir. Bir bakıma toplumların kültür seviyesinin yükselmesiyle de alâkalıdır. Vatandaş yalnız oy verme zamânında değil, her zaman düşüncelerini bildirmek, tercihini açıklamak hakkına sâhiptir.

Bâzı oy terimleri ve şekilleri şunlardır:

Oy sandığı: Seçimlerde kullanılan oyların zarflı veya zarfsız olarak içine atıldığı mühürlü sandıktır. Açılıp kapanması kânûnî şartlara tâbidir.

Oy vermek: Herhangi bir konudaki tercihini bildirmek. Rey kullanma işlemi.

Oya koymak: Herhangi bir konuda, herhangi bir toplumun oylama yoluyla görüş ve düşüncelerini ortaya çıkarmak.

Oy birliği: Oylamaya katılanların hepsinin tercihinin aynı istikâmette birleşmesi, ittifakıdır.

Oy çokluğu: Oylamaya iştirak edenlerin ekseriyetinin (yarıdan bir fazlası) aynı yönde oy kullanması, ekseriyettir.

Açık oy: Kabul, ret, çekimser gibi, hazırlanan ve üzerinde oy sâhibinin adı yazılı oy kâğıtlarından birini kullanarak veya oy sâhibine sorularak açıkça toplanan oy.

Gizli (kapalı) oy: Oy sâhibinin kimliğini belli etmeden kullanılan oydur. Ekseriyâ kırmızı renkli olanı ret beyaz renklisi evet ve yeşil renkli kâğıt ise çekimser mânâlarına gelir. Genel seçimlerde, bâzı hâl ve şartlarda meclislerde ve bâzı müesseselerdeki önemli oylamalarda bu sistem kullanılır. Bunda seçmen her türlü baskıdan uzak ve rahat oy kullanabilir.

İşarî oy: Oy sâhibinin kalkarak, el kaldırarak, açıkça tercihini göstererek kullandığı oydur.

Mecbûrî (zorunlu) oy: Seçmenin cezâî müeyyide ile kullanmak zorunda olduğu oydur.

Muhâbere ile oy: Bir özür veya engel sebebiyle seçim mahallinde bulunamayan seçmenin, oy kâğıdını seçim kuruluna posta vs. ile gönderebildiği şekildir.

Şahsî oy: Seçmenin bizzat kendi oyunu kendisinin kullanabilmesi, oy kâğıdını kendisinin sandığa atmasıdır.

Vekâletle oy: Herhangi bir mâzeretle oylama yerine gelmeyen seçmenin oy kâğıdını, vekâletle bir başka kişiye kullandırmasıdır.

Oy pusulası: Siyâsî partinin oy kâğıtları birleşik olur. Yüksek Seçim Kurulunca kur’a ile partilerin pusulalarında, kendi adaylarının sıra ile isimleri yazılıdır. Seçmen oy verme yerinde, elindeki “evet” mühürünü dilediği parti sütununa basar. Veya bağımsız adayların ayrıca bulunan oy kâğıtlarını zarfa koyup oy sandığına bırakır.

Seçimlerde oy kullanma ve rey verme hakkı kadınlara geç tanınmıştır. Meselâ Fransa’da 1946’da, İsviçre’de 1972’de, Türkiye’de 1934 senesinde verilmiştir.

Önceki
Önceki Konu:
Şah Damarı
Sonraki
Sonraki Konu:
Varan (varanus)

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler: