05/01/2014 3:00
Alm. Parlamentarisches Staatssystem (n), Fr. Régime (m) parlementaire, İng. Parliamentary system. Devlet başkanının başkanlığındaki yürütme organı ile yasama organı arasındaki kuvvetler ayrılığının yumuşak olduğu, organlar arasındaki hukûkî münâsebetlerin eşitlik (müsavat) ve denge (muvazene)ye dayandığı bir temsilî rejim.

Her meclis parlamento demek olmadığı gibi, her parlâmentolu hükümet, parlamenter hükümet yâhut parlâmenter rejim demek değildir. Parlâmenter rejim, parlâmentosu olan rejim demek değildir. Her parlâmenter rejimin parlâmentosu vardır; fakat her parlâmentosu bulunan rejim parlâmenter rejim demek değildir. Eğer böyle demek olsaydı, bugün demokratik memleketlerdeki hükümet şekillerinin hepsine parlâmenter rejim denilmesi gerekirdi; çünkü bunların hepsinin parlâmentosu vardır.

Kitaplarda, parlâmenter hükümet, parlâmenterizm tâbirleri kullanılır. Farklı ifâdelere rağmen hepsi de aynı anlamı taşır.

Parlâmenter hükümet sistemi, devletin, şekline bağlı değildir. Monarşilerde de, cumhûriyetlerde de yaşayabilir. Fakat otoriter ve totaliter rejimlerle bağdaşmaz. Parlâmenter hükümet sistemi, İngiltere’de doğdu. Tıpkı kuvvetler ayrılığı prensibi gibi parlâmenterizm de insan kafasından doğmuş mücerret bir sistem olmayıp, târihî bir gelişmenin muayyen bir devresindeki prensip ve unsurları ihtivâ eylemektedir. Yâni önce tatbikatı görülmüş, sonra kitaplarda formüle edilmiştir.

Parlâmenter rejimde kuvvetler ayrılığı gâyet yumuşak, organların birbirleriyle münâsebetleri ve faaliyet ortaklığı gâyet sıkıdır. Parlâmenter rejimde hiçbir büyük devlet işi yoktur ki, parlâmento ile hükümetin elele verip ortak çalışması sonucu olmasın. Her iki organın da birbirlerinin faaliyet sahalarında karşılıklı olarak hak ve yetkileri vardır. Meselâ kânunların yapılmasında, teklifinde, müzakeresinde hükümetle parlâmento ortak çalışırlar.

Parlâmenter hükümet sisteminde kuvvetler arasında eşitlik ve denge prensibi olduğu için, parlâmento gerektiğinde hükümeti düşürebilmekte, hükümet de şartların gerçekleşmesi hâlinde parlâmentoyu feshederek seçimlere gidebilmekte, halkın reyine mürâcaat edilmektedir. Her iki kuvvet arasındaki eşitlik ve denge prensibi sonucu bir kuvvetin diğerini ezmesinin önüne geçilmek istenmiştir.

Parlâmenter rejimde, devlet başkanı aslında yetkisiz olduğu için sorumsuzdur. Bu sorumsuzluk siyâsî bakımdandır; yoksa devlet reisi de hukuk ve cezâ kânunları önünde bir vatandaş olarak sorumludur.

Parlâmenter rejimde, devlet başkanı, devlet işlerini tâyin ettiği başbakan ve onun seçeceği bakanlar tarafından gördürür. Bakanlar kurulu aslında devlet başkanına âit olan, fakat sorumsuz olduğu için kullanamadığı yetkileri kullanır. Devlet Başkanının sorumsuzluğuna karşılık, başbakan ve bakanlar parlâmentoya karşı sorumludur. Bu sorumluluk münferit ve müşterek olmaktadır; yâni hem her bakan kendi faaliyet sahasına giren işlerden tek başına, hem de bütün bakanlarla başbakan birlikte sorumlu olmaktadır. Bu bakımdan parlâmenter rejimde şâyet hükümet tek bir partiye mensup üyelerden kurulmuşsa o hükümet istikrarlı olmakta; koalisyon şeklindeki hükümetlerse istikrarlı olmamaktadır.

Kabine, parlâmenter sistemde devlet başkanı ile parlâmento arasında bir köprü, irtibat organı vazifesini görür. Dolayısıyle hükümet parlâmenter sistemin mihenk taşı durumundadır. Bu yüzden parlâmenter sisteme “Kabine Hükümeti” denilmektedir.

Başbakan parlâmenter rejimde en önemli siyasî şahsiyettir. Bunun içindir ki bu sistemde hükümetler çoğu kere başbakanların adları ile çağırılırlar. Erim Hükümeti, Ulusu Hükümeti, Özal Hükümeti gibi. Fakat bu otorite başbakanın omuzlarında taşıdığı ağır yükün bir icabıdır. Hülâsâ, kabinenin durumu geniş ölçüde, başbakanın gayret ve kâbiliyetine bağlıdır.

Parlâmenter rejimde parlâmentolar da bulunmak zorundadır. Parlâmentonun iki meclisli veya tek meclisli olması parlamenter hükümet sisteminin varlığı için önemli değildir. İngiltere’de Avam ve Lordlar Kamarası olmak üzere iki meclislidir. Türkiye’de 1961 Anayasası iki meclisli bir parlâmenter sistem getirdiği hâlde; 1982 anayasası tek meclisli bir parlâmenter sistem öngörmüş ve cumhûriyet senatosu kaldırılmıştır. Böylece frenleme vazifesi yerine engelleyici bir fonksiyon ifâde eden cumhûriyet senatosu kaldırılarak isâbetli bir davranışta bulunulmuştur.

Memleketimizde hâlen 1982 Anayasasının öngördüğü parlâmenter sistem uygulanmaktadır. Gerçekten 1982 Anayasası yasama organı ile yürütme organı arasında bir “eşitlik ve denge” kurmak istemiştir. Gerçi cumhurbaşkanlarına normal parlâmenter rejimdeki statüsünden fazla bir yetki verilmiştir. Fakat günümüzdeki parlâmenter rejimlerde yürütme organının yasama organına nazaran biraz daha fazla yetkilere sâhip olduğu görülmektedir. Bu yetki artışı parlâmenter rejimin esâsını bozmamaktadır. Bizdeki parlâmenter rejim Fransa’daki yarı başkanlık sistemiyle İngiltere’deki parlâmenter rejimin arasında bir yer işgâl etmektedir. Bu hâliyle daha çok Almanya’daki sisteme benzemektedir. Buna “Neoparlâmenter” sistem, yâni “Yeni Parlâmentarizm” denilmektedir. Artık dünyânın hemen hiçbir yerinde eski parlâmenter rejim görülmemektedir. Şimdiki parlâmenter rejimde yürütme organı daha yetkilidir. Bu durumda parlâmenter rejimin temel prensibi olan güçler arasındaki “eşitlik ve denge” prensibi yürütme organı lehine bozulmuştur. 1982 Anayasası da bu tip bir parlâmenter sistemi kabul etmiştir.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu