Yeryüzüne inen suların bir kısmı kumlu ve çakıllı katmanlardan geçerek daha alt kısımlardaki geçirimsiz killi tabakaların üzerinde birikir. Bu sulara yer altı suları denir. Yer altı suları bazen iç katmanlarda hareketsiz bir şekilde toplanır. Bazen de yer altında akarak yer altı nehirlerini oluşturur. Yer altı suları eğim koşulları ve akışın uygun olduğu zayıf yerlerden yeryüzüne çıkabilir. Yeryüzüne çıkan bu sulara kaynak suları denir. Yer altı suları yerkürenin iç katmanlarında bulunan ısı enerjisinin yeryüzüne taşınmasını da sağlar. Bu enerji de jeotermal enerjinin kaynağını oluşturur.
Yer altı suları en temiz sulardır. Buna karşılık baraj ve göllerde biriken suların içilebilir ve kullanılabilir olması için temizlenmesi gerekir. Bu nedenle, su şehir şebekesine ulaşıncaya kadar çeşitli işlemlerden geçirilir. Bunlar; dinlendirme, havalandırma, çöktürme, süzme ve mikroplardan arındırma işlemleridir.
Baraj ve göllerde biriken sular, ilk olarak dinlendirme havuzlarında toplanır. Burada su içinde bulunan katı maddelerin kendiliğinden çökelmesi sağlanır. Dinlendirilen su şelâle gibi bir setten akıtılarak suyun hava ve güneşle temas etmesi sağlanır. Böylece suda bulunan bazı mikroplar ölürken zararlı gazlar da ayrılır. Havalandırılmış su, çöktürme havuzlarına alınır. Suyun içerisine şap adı verilen kimyasal bir madde atılır. Böylece su içinde asılı bulunan küçük tanecikler çöktürülmüş olur. Çöktürme işleminden sonra su, çakıl, kum ve ince kum katmanlarından oluşan süzgeçlerden geçirilerek süzülür. Böylece suyun bulanıklığı giderilmiş olur.
Süzülen suya son işlem olarak çok az miktarda klor katılır. Klor zehirli bir gaz olup suyu mikroplardan arıtmak amacıyla kullanılır. Böylece su içilebilir ve kullanılabilir hâle gelir. Bu su depolarda toplanarak şehirlere gönderilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.