08/12/2009 20:19
1911 yılında Konya’da doğdu. İlimizdeki Kayalı Park’ın karşısında eski adı ile Erkek Sanat Okulu’nun tesviye bölümünden mezun oldu.

Kırklareli İli Babaeski İlçesinde vatani görevini tamamladıktan sonra Eskişehir’de güreşe başladı.

Bilahare doğup büyüdüğü Konya’ya avdet ederek Devlet Demiryolları mağazasında memuriyete adım attı. Ölümünden 7-8 yıl kadar önce T.M.O.ne geçerek memuriyet görevini hayatının sonuna kadar burada idame ettirdi.

Halkımız arasında “YÖRELİ” olarak tanınan merhum, Konya’ mız güreşine aralıksız tam 39 yıl amatör bir ruhla hizmet vermiştir. Üstlendiği her görevi adeta ibadet eder şekilde titizlikle yerine getiren nadir insanlardan birisidir.



Ankara Et Balık Kurumu’ndan emekli olan takım arkadaşı hemşehrimiz merhum Osman ÖZ “...hayatım boyunca güreşe aşık tek bir insan tanıdım, o da Yusuf YÖRELİ’dir” diyerek merhum babamın güreş sporuna olan aşk derecesindeki sevgisini katıldığı sohbet toplantılarında dile getirmiştir.

Güreşçi, antrenör, güreş il temsilcisi ve hakem olarak Konya’mız güreşine yıllar boyunca amatör bir ruhla hizmet eden rahmetli Yusuf YÖRELİ’yi; elinde büyüdüğünü ve her şeyini O’na borçlu olduğunu fırsat düştükçe dile getiren, babası merhumun gözlerini açık bırakmayan sporcu evladı Haşmet YÖRELİ’den dinleyelim.

“Rahmetli babam Yusuf YÖRELİ benim ilk ve son antrenörüm, hocamdır. Babamı gerek güreşe başlamadan ve gerekse güreşe başladıktan sonra Konya’daki bütün güreş organizasyonlarının başında idari ve teknik konularda sorumluluklar üstlenen bir insan olarak tanıdım. Güreş hayatım boyunca 52 kiloda serbest ve greko romen stilde gerçekleştirilen müsabakalara katıldım. Müsabakalar öncesi yapılan tartılarda rakiplerimin yanında ve herkesin de hazır bulunduğu ortamlarda “..benim oğlum Haşmet YÖRELİ’yi kim yenerse ona özel bir ödül vereceğim..” dediğini çok iyi hatırlıyorum. Ancak bu özel ödülü kimsenin alamadığını çok daha net bir şekilde anımsıyorum. Benden daha çok sevdiği, gözü gibi baktığı ve yetiştirdiği genç güreşçi adaylarına objektif duygular içerisinde yaklaşan bir hoca tarafsız davranan ve herkese hakkını teslim eden bir yönetici ve ayrıca beraberindekilere çalışma aşkı ve zevki aşılayan, disiplinli ve otoriter bir eğitimci olarak hatırlıyorum. Ruhu şad olsun.

İlimizin ender yetiştirdiği simalardan birisi olan, her türlü zorlukla mücadele etmesini bilen, dürüst çalışmaları ile temayüz eden merhum, Devlet memuru tarifine ve sıfatına uygun bir kişi olması yanında temiz ahlakı, güler yüzü ve kendisine özgü nükteleri ile ününe ün katmıştır. Sohbet toplantılarında sık sık dile getirdiği İNCE KAHVALTI hikayesini anımsamayan yoktur.

Yıllarca bölge birinciliğini kimselere kaptırmamış, Türkiye ikinciliğini kazanmış, ömrünü çok sevdiği ata sporumuz olan güreşe adamış bu spor adamımız aktif spor hayatına 29 Ekim 1965 tarihine kadar devam etmiştir.

Güreşi bıraktıktan sonra çok zor şartlar altında Konya’lı gençlere ata sporumuzu sevdirmeye çalışan ve bunda büyük ölçüde muvaffak olan Yusuf YÖRELİ antrenör olarak da büyük başarılar sağlamıştır.

1960 Roma Olimpiyatlarına katılan ve halen İstanbul Bostancı PTT Hastanesi Başhekim Yardımcısı olan Operatör Doktor Halil Kazım GEDİK, Sulhi GEDİK, Cemal DEMİRBAŞ, Necip ALKAN, Abdulkadir TAŞKIRAN, Hüseyin YILMAZ, Erdağan ve Ömer ALPTEKİN kardeşler, Konya Milletvekili merhum Turan BİLGİN, merhum Necati İRTEM, yıllarca bitmeyen büyük bir aşk ve hırsla milli duygular içerisinde güreşe hizmet eden ve son yıllarına kadar ajanlık yapan, hakemlikte milli kokart takmaya hak kazanan rahmetli Faruk NAZROĞLU, Mustafa GÜDEKLER, Kemal OĞAN, Tuğrul ORHON, Cemal ILGIDIR, Hasan İYİCAN, Osman ÖZ ve Fahrettin AKBAŞ takım arkadaşlarından bazıları idi.

Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak 29 Ekim 1965 yılında genç sayılabilecek bir dönemde 49 yaşında hayata gözlerini yumarak vefat eden Yusuf YÖRELİ vefatı öncesinde önemli ve riskli bir ameliyat geçirmesine rağmen güreş sporundan kopmamıştır.

Konyamızda zamanında Türk gücünün simgesi olan bu mütevazi, dürüst ve nüktedan ismi unutmamız mümkün değildir. Çünkü rahmetli babam kısa sayılabilecek hayatını dolu dolu yaşamış, kalıcı dostluklar kurmuş, bu dostlukların devamlı olmasını ve sürekliliğini sağlamış, arkasında sevgi, saygı ve iyiliklerle dolu anılar bırakmıştır. Nur içinde yatsın.

Aramızda uzun zamandan beri bulunmayan bu büyük spor adamının anısını yaşatmak için adına bir turnuva düzenlenmesi kendisine bütün güreş camiasının hissetmesi gereken vefa borcunun ödenmesi anlamına gelir.

Önceki
Önceki Konu:
Reşat Kaynar
Sonraki
Sonraki Konu:
Haşmet Yöreli

Yapılan Yorumlar

Hüdai Ülker
Hüdai Ülker21 Temmuz 2012

HAŞMET YÖRELİ'YLE İLGİLİ KÜÇÜK BİR ANI

1969 veya 70 yılında, İzmir takımı olarak Konya'ya 'Yusuf Yöreli Güreş Turnuvası'a gitmiştik, böylelikle Yusuf Yöreli ismini o zaman duymuş oldum ve bir daha da unutmadım.

1971-73 yılları arasında askerliğimi Ankara Jandarmagücü'nde güreşçi olarak yaptım. Haşmet Yöreli'yi askerliğim sırasında tanıdım ve kendisiyle 16 ay boyunca Yaşar Doğu Spor Salonu'nda karşılaştık. Haşmet bey o sıralarda bu spor salonunda görevliydi, bunun yanı sıra sanıyorum okula da gidiyordu.

Haşmet Yöreli, tanıdığım en mülayim ve mütevazı insanlardan biriydi. Espriyi ve şakayı çok severdi.

O zamanlar Jandarmagücü takımı antremanları Yaşar Doğu'da yapardı. Güvercinlik'ten Ankara'ya otobüsle gider, sıkı bir antremandan sonra gene otobüse biner Güvercinlik'in yolunu tutardık.

Salona geldiğimizde bizleri Haşmet Yöreli karşılardı ve onun yönlendirmesiyle salonda antremanlara başlardık.

Haşmet beyi anınca, aklıma aşağıdaki şu küçük anı geliyor:

Jandarmagücü'nün unutulmaz ismi Albay Nuri Turan, bir gün sigara içip içmediğimizi anlamak için, aralarında benim de bulunduğum bir grup güreşçiyi kontrol etti. Şanssızlık bu ya, kontrolden az önce hepimiz birer asker sigarası içmiştik. Bu sigaralar da öyle kokardı ki, bir tek sigara içsen bile, sanki 20 sigara içmiş gibi tesir bırakırdı. Albay Nuri Turan, sigaradan nefret ederdi. Asker subay dinlemezdi ve sporla ilgilenen hiç kimsenin sigara içmesine müsade etmezdi. Albay Nuri Turan'ın bizleri 'suçüstü' yakaladığını herkes duymuştu. Haşmet Yöreli bana 'Merhaba sigaracı, gel buraya sigaracı' şeklinde hitap ederek takılmaya başlamıştı, tabi ki espri yapıyordu. Ben de ona, 'Abi, inan ki içmiyorum, iki ayda bir bir tek sigara içiyorum, onu da Nuri Turan yakaladı' dediysem de, Haşmet bey, 'Ben anlamam, Nuri Turan sizleri yakalamış bir kere' diye cevap vermişti.

'Haşmet Yöreli' ismi benim hafızamda çok saygın bir yer etmiş ve 40 yıldır o yerde duruyor.

Şayet bu satırları okursa kendisine saygılarımı sunarım. Allah ona iyilik, sağlık ve mutluluk versin. 40 yıl öncesinden gelen dostlukla ona selam gönderiyorum.

Hüdai Ülker, Berlin

esma
esma29 Aralık 2015

cocuklu yokk

baha
baha28 Aralık 2016

yusuf yöreli hangi alan ya da alanlarda çalışma
yaptığını söylemiyorsunuz

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu