08/12/2009 20:17
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı.

Mustafa Kemal, 1881'de Selânik'te bugün müze olan üç katlı bir evde dünyaya geldi. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Efendinin altı çocukları vardı. Fatma, Ahmet, Ömer, Mustafa (Kemal Atatürk), Makbule (Boysan, Atadan) ve Naciye. Bu çocuklardan Fatma dört, Ahmet dokuz, Ömer sekiz yaşında kuşpalazı hastalığına yakalanıp öldü. En küçükleri Naciye, Mustafa Kemal'in Harp Okulunu bitirdiği yıl, on iki yaşındayken hayata gözlerini kapadı. Ailede çocuklardan en uzun yaşayan Makbule Hanım olmuştur.

Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Efendi, gümrüklerde çalışan bir memurdu. Bu nedenle Mustafa Kemal orta gelirli bir aile ortamında büyüdü.

Makedonya'nın önemli bir kenti olan Selânik, ekonomik, siyasi ve kültürel bakımdan komşu devletlerdeki akımlardan etkilenen bir bölgeydi. 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı Devleti hızla çöküşe doğru sürüklenirken Avrupa'dan gelen ve Balkanları derinden etkileyen özgürlük, milliyetçilik ve eşitlik düşünceleri her tarafta yayılmaktaydı. Mustafa Kemal de bu düşüncelerden etkilenerek büyüdü. Çok sonraları "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir." diyecektir.

Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım, oğlunu mahalle mektebine vermek istedi. Babasıysa onun daha çağdaş bir eğitim görmesini ve aydın bir insan olmasını istiyordu. Mustafa Kemal, ilk önce mahalle mektebine gönderildi. Daha sonra Şemsi Efendi İlkokuluna gitti. Ancak hayatının dönüm noktası Selânik Askeri Rüştiyesine girmesiydi. Daha sonra 1898'de Manastır Askeri İdadisini bitirdi. İstanbul'a gelerek Mekteb-i Harbiyeye yazıldı. 1902'de Harp Akademisini kurmay yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.

Mustafa Kemal, özellikle matematik derslerinde oldukça başarılıydı. Tatillerinde Fransızcasını ilerletiyordu. Okul sıralarında yakın arkadaşları Ömer Naci ve Ali Fethi (Okyar) ile birlikte, Namık Kemal, Tevfik Fikret gibi şairler üzerine tartışmalar yapıyordu. Mustafa Kemal, ayrıca düzgün bir Türkçe kullanmaya özen gösteriyor, edebiyatla ilgileniyordu. Tüm bu çalışmaları ilerde iyi bir konuşmacı olmasını sağlamıştır.

Mustafa Kemal meşrutiyet düşüncelerini ve İttihat ve Terakki Cemiyetinin çalışmalarını sempatiyle karşılıyor ve destekliyordu. Harp Okulundan mezun olduğunda, hürriyet, eşitlik, milliyetçilik idealleriyle doluydu. Hatta Suriye'de görev yaptığı sırada "Vatan ve Hürriyet" adıyla gizli bir örgüt kurmuş, daha sonra bu örgüt İttihat ve Terakki ile birleşmiştir.

Mustafa Kemal'in uzun, yorucu ve başarılarla dolu bir askerlik yaşamı oldu. 1905'te Şam'da görev yaptı. 1909'nda İstanbul'da 31 Mart İsyanı'nı bastıran Hareket Ordusu'nun kurmay başkanı olarak görev aldı. İsyanın bastırılmasından sonra Selânik'e döndü. Mustafa Kemal burada bulunduğu sırada süvari, bölük, alay, tugay eğitim ve manevralarını anlattığı "Cumalı Ordugâhı" adlı eserini yazdı. İtalyanlar Trablusgarp'a saldırınca gönüllü olarak bu savaşa katıldı. Burada binbaşılığa yükseldi. Ekim 1912'de Balkan Savaşı başladı. Mustafa Kemal, 24 Ekim 1912'de Trablusgarp'tan yola çıktı ve İstanbul'a geldi. Olaylar hızlı gelişmiş, doğum yeri olan Selânik düşmüş, Bulgar ordusu ilerleyerek Çatalca'ya kadar gelmişti. Mustafa Kemal, bir süre sonra Bolayır Kolordusu Kurmay Başkanlığına getirildi. Bu görevdeyken Dimetoka ve Edirne'nin düşmandan geri alınışında büyük etkisi oldu. Ali Fethi Beyin askerlikten istifa edip Sofya Elçiliğine gitmesi üzerine, Mustafa Kemal de onun isteğiyle askeri ataşe olarak yanına gitti. Burada birçok Avrupa kentini gezme olanağını buldu. Rütbesi 1914'te yarbaylığa yükseltildi.

28 Haziran 1914'te I. Dünya Savaşı patlak verdi. Mustafa Kemal askerlik yaşamı boyunca üstlendiği en zor ve önemli görevlerden bazılarını bu büyük savaş sırasında üstlenmiştir. Mustafa Kemal'in Çanakkale Savaşları sırasında, özellikle Conkbayırı, Anafartalar ve Arıburnu savaşlarında gösterdiği askeri deha "Çanakkale geçilmez" destanını yarattı. Bunun yanında Mustafa Kemal, hem doğuda Kafkas cephesinde hem de güneyde Hicaz cephesinde birçok askeri başarıya imza attı. Mondros Mütarekesi'nin yapıldığı günlerde, güneyde bulunan Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına getirildi. Daha sonra bu ordu kaldırılınca İstanbul'a döndü.

13 Kasım 1918'de İstanbul'a geldiğinde İtilâf Devletleri'nin donanmalarının limana girmiş olduğunu gördü ve ünlü "Geldikleri gibi giderler." sözünü söyledi. Bu arada İttihat ve Terakki Cemiyetinin önde gelenleri de yurt dışına kaçmış, Padişah Meclis-i Mebusanı dağıtmıştı. İstanbul'da çok karışık bir ortam vardı. Ordu neredeyse tümüyle terhis edilmiş, kadro olarak yalnızca 15. Kolordu bırakılmıştı. Ne var ki bu kolordunun hiçbir yetkisi yoktu.

Mustafa Kemal kurtuluşun Anadolu'dan olacağına inanıyordu. Osmanlı hükümet yetkilileri, Samsun ve çevresindeki karışıklıkların önlenmesi için ona görev teklif eti. Anadolu'ya gitmek için uygun bir fırsat bekleyen Mustafa Kemal, kendisine önerilen bu görevi kabul etti. Sonunda, 9. Ordu Müfettişliğine atandı. Yapmayı düşündüğü çalışmaları daha rahat yürütmek için, genelkurmaydaki arkadaşlarının yardımıyla kendisine geniş yetkiler verilmesini sağladı. 16 Mayıs 1919'da Bandırma adlı bir gemiyle İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıktı. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varan Mustafa Kemal, burada kısa bir süre kaldı. Sonra Havza'ya oradan da Amasya'ya geçti. Amasya'da ünlü Amasya Genelgesi'ni hazırladı. Bu genelgede, Türk ulusunun birlik ve bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılacak olan Kurtuluş Savaşı'nda izlenecek yol belirleniyordu. Amasya Genelgesi'nden sonra Sivas ve Erzurum illerinde birer kongre yapıldı. Bu kongrelerle yeni Türk Devleti'nin temelleri atılmış oldu. 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu. TBMM'nin başkanlığına Mustafa Kemal getirildi ve ilk hükümet de oluşturuldu. Böylece Kurtuluş Savaşı resmen başladı. Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara oldu.

Ulusal Kurtuluş Savaşı çok güç koşullar altında yapıldı. İlk önce işgalci ulusların ve İstanbul Hükümeti'nin kışkırtmasıyla ortaya çıkan iç ayaklanmalar bastırıldı. Bu ayaklanmaların bastırılmasında "Kuva-yi Milliye" olarak adlandırılan milis güçler çok önemli bir rol oynadı. Anadolu'nun içlerine kadar ilerleyen Yunan ordusu İnönü Savaşları ile durduruldu. 1921'de Ruslarla Moskova Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla Sovyetler Birliği yeni Türk devletini resmen tanıdı. Böylece Ankara Hükümeti uluslar arası alanda çok önemli bir siyasi başarı kazanmış oldu. Bu sırada halk Anadolu'nun çeşitli yerlerindeki işgal güçlerinden kurtulmak için mücadele ediyordu. TBMM, Mustafa Kemal'i süresiz olarak başkomutanlık görevine getirdi.

Mustafa Kemal, ordunun başkomutanı olur olmaz Yunanlılara karşı hazırlıklara girişti. Yunanlılara karşı yapılan Sakarya Savaşı'nı, yaralı olduğu hâlde cepheden yöneterek kazandı. TBMM, Sakarya Savaşı'nda gösterdiği üstün hizmetlerden dolayı Mustafa Kemal'e mareşal rütbesi ve gazi unvanı verdi. Mustafa Kemal, 30 Ağustos 1922'de bizzat yönettiği Büyük Taarruz'un sonunda Yunan ordusunun çok önemli bir bölümünü etkisiz hâle getirmeyi başardı. 1 Eylül 1922'de ünlü emrini verdi: "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" Bu emirle başlayan ileri harekât sonucunda Yunanlılar İzmir'den denize döküldü.

29 Ekim 1923'te yeni Türk Devleti'nin yönetim biçiminin cumhuriyet olması kabul edildi ve ilk cumhurbaşkanı olarak Mustafa Kemal seçildi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamalarının hepsinde, çağdaş uygarlık yolunda atılan adımlarda, ümmetten millete geçişte, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa geçmesi gibi dev adımlarda Mustafa Kemal'in önderliği ve yol göstericiliği çok önemli bir rol oynamıştır. Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti'nin yıkılışından sonra bu devletin kalıntıları arasından yeni ve modern bir devlet kuran bir liderdir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı ve çağdaşlaşma yolunda yapılan devrimlerin yaratıcısıdır. Ancak bütün bunları gerçekleştirmek kolay olmamıştır. O, yaşamı boyunca hep engellerle ve yetersiz, elverişsiz koşullarla karşılaştı ama hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadı. Çünkü ileri görüşlü, disiplinli, sabırlı ve yaratıcı bir kişiliği vardı. Her zaman açık sözlüydü ve doğru bildiği bir düşünceyi savunmaktan hiç çekinmedi.

Mustafa Kemal, çok yönlü bir insandı. Sanata, eğitime, kültüre büyük önem verirdi. Türk insanının dilini, dinini, tarihini, kültürel ve geleneksel özelliklerini tanıması amacıyla onun teşvikiyle Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gibi çok önemli devlet kurumları kuruldu. Mustafa Kemal, ölçülü, saygılı ve nazik bir insandı. Bir kez evlendi ancak evliliği boşanmayla sonuçlandı.

Mustafa Kemal, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda vefat etti. Mezarı Ankara'da, Anıtkabir'dedir.

İLGİLİ KONULAR

Atatürkçülük, Cumhurbaşkanı, Atatürk Devrimleri

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar: