08/12/2009 20:18
1938 yılında Çanakkale'de doğdu. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şâdiye Hanım'dır. 1950’de İstanbul Vezneciler ilkokulu'nu, 1956'da Vefa lisesi'ni bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi . Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ile Türk-İslam sertifikalarını alarak, 1960 yılında Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde açılan asistanlık imtihanını kazanarak , Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi. Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlikte bulundu.

1965 yıında XV. Yüzyıl şâirlerinden olan "Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "İlahiyat Doktoru" ünvanını aldı. 1967-1968 yılları arasında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini tedris etti. 1973 yılında ise, "Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlât" adlı doçentlik tezi ile doçentlik ünvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi. 1977- 1980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi .

1982 yılında profesörlüğe yükseldi . Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle , 1987 yılında emekliliğini isteyerek üniversiteden ayrıldı.

İlk dini eğitimini ailesinde gördü . Genç yaşta vefat eden annesi, zikir ehli bir hanımdı . Babası Necati Efendi; Serezli Hasib Efendi, Kazanlı Abdülaziz efendi, Mehmed Zahid Kotku Efendi gibi alim ve fazıl şeyh efendilerin sohbetinde ve hizmetinde bulunmuş, hal ehli bir kimsedir. Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin yakın dostlarındandı. Bu münasebetle , küçük yaşta hocaefendilerin meclislerine devam etti, onların maddi ve manevi ilgilerine mazhar oldu.

Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin bizzat elinden tutarak kürsüye oturtması ile İskenderpaşa Camii'nde, dergahın eğitim kitabı olan Gümüşhanevî'nin "Ramûz el- Ehâdis" adlı hadis kitabından hadis dersleri vermeye başladı (1977).

Yine onun arzusu üzerine , 13 kasım 1980 günü vefatından sonra, cemaatin eğitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, tebliğ ve irşad görevini üstlendi .

Onun döneminde hadis derslerine ilgi daha da arttı . Cemaat yer bulamadığı için camiye ilaveler yapıldı; ders dinlenilecek yerler beş-altı kat genişletildi . Ayrıca Ankara, İzmir, Bursa, Sapanca, İzmit ve Eskişehir'de mûtad hadis dersleri başlatıldı.

Yurt içi ve dışında basın-yayın, eğitim, kültür-sanat, sağlık, sesli ve görüntülü yayıncılık gibi, hayatın her sahasını kavrayan çok yönlü vakıf, dernek ve şirketin kuruculuğunu yaparak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in Medine-i Münevvere'de yaptıklarını bu çağda yapmak için gereken her türlü müessesenin kurulmasına önderlik etti ve hizmet sahasını genişletti.

Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin emri üzerine kurduğu "Hakyol Vakfı"nın çalışmalarıyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde şubeler açtırdı . Eğitim ve yardımlaşma faaliyetini yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptı.

Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim Kültür ve Sanat Vakfı" nı, sağlık hizmetleri için "Sağlık Vakfı"nı kurdurdu. Hanımların eğitimi ile ilgili olarak "Hanım Dernekleri"nin; çevre ile ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim, Ahlak, Kültür ve Çevre Dernekleri"nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti . Bu çalışmalarla, toplumun güzel amaçlar için bir araya gelmesini, organize olmasını sağlamaya çalıştı.

Vakıflara ait harabe haline gelmiş bir takım ecdad yadigarı eserlerin tamir ve tecdidiyle ilgilendi; onların gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Şeyh Murad Efendi Dergahı, Kanuni zamanında yapılan ve şimdi Şadiye Hatun Teşhis Kliniğinin hizmet verdiği külliye .... gibi.

Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın çalışmalarıyla ilgilendi. 1983 eylülünde "İslam" dergisini, 1985 nisanında "Kadın ve Aile" ve "İlim ve Sanat" dergisi yayınlanmaya başladı. Daha sonra "Gülçocuk" dergisi çıkartıldı. Sağlık va bilimle ilgili konularda ise "Panzehir" dergisi yayınlandı . Kitap yayıncılığı için "Seha Neşriyatı" kurdurdu; çeşitli dini, edebi, tarihi, kültürel eserler neşredildi. Yayıncılığın geliştirilmesi, haftalık ve günlük yayınlara geçilebilmesi için çalışmalar başlattı. Onun gayretleriyle bir matbaa tesis edildi (Ahsen), dizgi tesisleri kuruldu (Deha). Sesli ve görüntülü yayıncılık alanında hizmet etmek, milli ve manevi değerlerimize uygun yayınlar yapmak üzere "Ak-Radyo (AKRA)" adı altında bir müessesenin kurulmasına öncülük etti (1992). Halen İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adapazarı, Denizli başta olmak üzere yüzden fazla merkezden radyo yayınları yapılmaktadır. Ayrıca uydudan yayın yapan radyo dünyanın birçok yerinden de dinlenilebilmektedir.

Kaliteli bir eğitimi temin etmek amacıyla, özel eğitim kurumlarının kurulmasını teşvik etti. Çeşitli illerde ilkokul öncesi, ilkokul ve orta öğrenime yönelik eğitim tesisleri kurdurdu.

Yurtdışındaki müslümanlarla diyaloğu sağlamak amacıyla "İskenderpaşa Turizm (İSPA)" adı altında bir seyahat acentası kurulmasına öncülük etti.

İlmi seviyesi yüksek hocalar yetirştimek amacıyla İstabul'da, Ankara'da, Konya'da ve Bursa'da hadis ve fıkıh enstitüleri açtırdı. Buralarda İlahiyat fakültelerinde okuyan veya mezun olan kimselere, özel hocalardan Arapça, hadis, tefsir ve fıkıh dersleri verdirilmesini temin etti.

Sohbetlerine yurt içinde yurt dışında büyük ilgi gösterilmesi ve çeşitli yerlere davet edilmesi, onun çok seyahat etmesine neden oldu. Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, Afrika'da, Orta Asya ve Avustralya'da pek çok ziyaretler, vaazlar, sohbetler yaptı; eğitim proğramlarına katıldı. Her yıl hac ve umre dolayısıyla değişik ülkelerden gelen müslümanlarla görüştü, diyalog kurdu.

Hakkı ve hayrı, iyiyi ve güzeli tebliğ etme yönünde şumüllü ve verimli çalışma yapmaktan bir an bile geri kalmadı. Çevresini de daima bu tür çalışmalara teşvik etti.

Doğu dillerinden Arapça ve Farsça'yı, batı dillerinden Almanca ve İngilizce'yi bilmekte; yurt içinde yurt dışında çok yönlü sosyal faaliyetlerini; tebliğ ve irşad çalışmalarını el'an devam ettirmektedir.

Esat Coşan Öldü!

İskenderpaşa Cemaatının lideri Prof.Dr.Esat Coşan Avustralya’nın Dubbo kenti girişinde geçirdiği trafik kazası sonucunda hayatını kaybetti.Yanında bulunan damadı Prof.Dr.Ali Yücel Uyarel de vefat etti.Coşan ve Uyarel'in Süleymaniye Camii haziresine gömülmesi için ailesi tarafından hükümete yapılan müracaat üzerine hazırlanan kararname cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanmadı.Bunun üzerine Coşan ve Uyarel Eyüp Sultan kabristanına gömüldü.

Kaynakça

Prof.Dr.Esat Coşan Emekli Oldu

Zaman 13 Mart 1987

Makalat Hacı Bektaş-ı Veli –kitap-

Prof.Dr.Esat Coşan Seha Neşriyat İstanbul 1987

(Prof.Dr.Esat Coşan’ın doçentlik tezi)

Ne kadar sevindim bilemezsiniz Taha Kıvanç

Zaman 15 Ağustos 1995

(Prof.Dr.Esat Coşan’ın öncülük ettiği kuruluşlar hakkında)

Manevi Dünyamız

Prof.Dr.Esat Coşan: Birlik olma zamanı

Konuşan A.İhsan Gülcü

Türkiye 3 Şubat 1995

Fazilet’in Cemaat Kaybı Ergun Aksoy

Radikal 30 Nisan 1998

(Prof.Dr.Esat Coşan 1990 yılında değişik sebepler yüzünden RP genel başkanı Prof.Dr.Necmettin Erbakan ile münasebetlerini dondurdu.Cemaat lideri Esat Coşan’ın beş yakın çalışma arkadaşı da BBP MKYK üyeliğine seçildi.)

Erbakan’dan Tarikat Ziyareti Semra Pelek

Milliyet 20 Mart 2000

(Yaklaşık on yıl sonra Erbakan, Esat Coşan’ı babası Necati Coşan’ın evinde ziyaret etti.)

Türkiye’de Modernleşme, Din ve Politika:İskenderpaşa Cemaati Örneği

Dr.Emin Yaşar Demirci

Yüzüncü Yıl Üniversitesi –doktora tezi-

*Esad Coşan ve öteki sözcüklerin yazılarında dile gelen görüşlere göre cemaat, devletin yalnızca düzenleyici bir rol oynadığı rekabetçi bir piyasa ekonomisini savunuyor.Kapitalizimi tekelci büyük sermeyenin, serbest piyasa ekonomisini ise orta ve küçük boy işletmelerin hakim olduğu düzenle özdeşleşiyor.

*Demirci, çağdaş dinsel akımları, modernleşmeye direnen tepkici akımlar (Vehhabiler, Taliban vs); İslam dinini totaliter bir siyasi ideoloji olarak kullanan İslamcılar ve Müceddidi geleneği sürdürerek, gelenekle modernliği bağdaştırma arayışında olan Yenileşmeci İslami akımlar olarak ayırıyor.Türkiye’deki dini akımlar içinde de bunların yansımaları mevcut.İskenderpaşa Cemaatının yenileşmeci akımların önde gelen örneklerinden biri olduğunu söylemek mümkün.

İskender Paşa Şahin Alpay

Milliyet 29 Ağustos 2000

(Dr.Demirci’nin tezi üzerine yorumlar)

Nakşibendiler ve Türkiye cumhuriyeti:Zulümden Yeniden Dini, Siyasi ve Toplumsal Mevkiye Ulaşma (1925-1991)

Thierry Zarcone Çeviren Eriman Topbaş

Türkiye Günlüğü Yaz 1993 s.23 sf.99-105

(Esad Coşana, modernliğin vasıtalarına göre yumuşak ve güler yüzlü bir tavrı muhafaza etmiştir.Müslümanların deamlı değişmekte olana dünyaya uymak, modernlikle ve yabancı kültürlerle temastan kaynaklanan acıları tedavi edebilen islami çareleri geliştirmek zorunda olduklarını söylüyor.)

Önceki
Önceki Konu:
Abdurrahman Dilipak
Sonraki
Sonraki Konu:
Refii Cevad Ulunay

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Son Ziyaretler: