08/12/2009 20:19
MİLLİ ŞAİRİMİZ EŞREF ŞEMİZADE

Aydın Şemi-Zade

1875 yılı Rusya mecburundan Kırımdan Dobruca' ga kaçkan vakit da meşhur içtimai erbab ve mutefekkir Abdugafar Çelebi' in Murtaza oğlunun apayı Suvade hanım Karadeniz'in ortasında furtunaga uğrağan gemide bir çocuk doğura. Oğlançıknın adını Abduraman koyalar. 25 yıl sonra Afuz Abduraman'ın maksadı-halkına zemaneviy bilgi ve umut getirmektir. Halk mektebinde hocalık vazifesini becergeninden başka daa öğrencilik zamanında "Şemi" yani "Işık getirgen" tahallüsini takkan genç erkek Kezlev şehirinde öz parasına kitaphane aça ve onun yanında kavehane yaptıra. Birkaç yıl geçirip Cugen köyünden güzel bir kız ala. Sare İsmail - kızı hakikaten de pek dulber gelinçek olmuş - bunı fotograf resmi tasdik ete. 1908 senesi 21 Haziran günü Eşref oğlançık dünyağa gele.

1915 senesi Abduraman Efendi ve oğlu Eşref İstanbul'a seyahat eteler. Afuz Abduraman Efendi kendisi Türkiye tabiyatında olganından oğlu Eşref'e de Türkiye pasaportu ala.

Altı yaşında Eşref rüştiyede okup başlay. Birkaç yıldan son babası onu Kezlev-deki Tabii İlimler Lisesine vere ve bu okul yurtunu Eşref 1924 senesi bitire.

Eşref pek erte şiir yazıp başlay. Birinci 1923 senesinde basılgan "Köyde Yaz Akşamı" namlı şiir ola:

Gün etegi yerge değdi,

Kızıl çabak allandı.

Kök koyuca anter giydi,

Çille-kurtlar canlandı...

Daa da bu zamandan bir tesadüfi olarak şiirden dört satır görseteim:

Yüzün açkan şark kızıday erkelenip

Bahar tanı yavaş-yavaş belgi verdi.

Kara köknün perdesini artka gerip,

Çıkkan güneş her bir şeyge kolge serdi.

Duvak giygen kelinlernin çeresiday

İndce duman ortalıknı aldı sarıp.

Yiğitlernin yeşil giygen Zoresiday

Yaş selbiler kaldı birden oyga dalıp.

Al guneşnin tasma-tasma çum kamçısı

Kökke dogru gerilgende kız kaşıday,

Dal ucunda yaltıragan çık tamçısı

Tamçı yerge öksüzlerin göz yaşıday...

Kırım Tatar klasikleri arasına girgen Bekir Çoban-Zade, Abdulla Lâtif-Zade yaş şairge kıymet kestiler ve Akmescit' ke davet etip edebiyat çevrelerine koşulmaga yardım berdiler. 1927 senesi Eylül ayında Kırım Tatar yazuvının Arap urufatından, latin elif be'sine geçüvinen baglı olan konferansda Eşref Şemi-Zade heyetnin katipni olarak tayinlendi. Aynı vakıtta 1927 senesinden 1929 senesine kadar o, her bir sanı sabırsızlıknen bekleningen "Göz aydın" mecmuasının muharriri olarak çalışa.

1929 Mart ayında Eşref Şemi-Zade Moskova'-da Devlet Sinama Enstitüsünün edebi-seneryo fakültesine okumaya gire. Şairnin şahsiyet olarak yükselmesine Moskova'da ki okuv yıllarnın tesiri pek büyük oldu.

1932 senesi Ağustos ayında sinema enstitüsünü bitirip, Kırım'da belli maarifçi, ressam, alim ,içtimai erbapların bergen Badaninskiyler meşhur sülalesine ait olgan Sayde hanım isimli refikasıyla beraber Akmescit' ke kayta.

Burada ilk önce devlet neşriyatında, sonra 1937 Eylül ayına kadar Yazıcılar birliginde baş katip vazifesini alıp bardı.

Lâkin Bolşeviklerin ajanlarından Yusuf B. adlı birisi 26 Eylül 1937 tarihinde Akmescit'te ki Yazıcılar Birliği meclisinde çıkışta bulundu:

"Eşref Şemi-zade'ge keleyik... Burjuvazi milletçileri de konaknı onıýn evinde tapa ediler. O, þahsi ömüründe, hem de yaratıcıgılında sıkı surette burjuva milletçilerinen baglandı... 1931 senesi basılıp çıkan Dinyaper isimli şiir'inde zararlı fikirler baş görsetti... Atta katmerli burjuva milletçisi Çoban -Zadege bagışlap maktav şiiri yaza."

Ve ilave, ve ilave... Bolşevik ideolojisinin üslubu bir edi.

1931 senesi "Dinyaper" şiiri basılgandan sonra memleketnin meşhur şairleri sırasında görümlü yer ala. Bu şiir bir kaç dile tercime olungan edi. Şair bu eserde kadim Türklerin çöllerinde olup keçken tarihi vakaları geniş surette tasvir ete.

Hey Dinyeper, hey tarihler örekesi !

Hey çalargan asırların koletkisi !

Söyle, bu taşlar üzerinde yangradımı

Bir vakitta kaçakların açuv sesi ?

Cesetlerden köprü kurup ırmak geçken

Atillalar bu sırtlarda adaştımı ?

Bir aygırga kızlarını berip gidgen

Peçenegler senmen bunda savaştımı ?

Söyle, Dinyaper, aç dünyada görgeninni,

Hıdrellez' de yoldan çıkıp yürgeninni,

Ev devirip, köy araştırıp, şehir basıp,

Muradınna nasıl etip ergeninni...

Daa 20.senelernin sonunda Sovyet hükümeti ve Bolşevik yol başçılarının hakiki mahiyetini anlagan Şemi-Zade eserlerinde Stalin' ge ve onun etrafındaki þahislara heç bir satır bile bagışlamadı. 1937 Eylül ayında şairni Yazıcılar Birliginden çıkaralar, işindem mahrum eteler. Ailesini bakmak için Eşref kitabhanesini satmaga mecbur ola. Ev yanında bir otomobil duraklasa karısı Sayde seskenip peksimet ve erkek urbaları ile doldurulgan bohçaga göz atar edi. Şairi tek 1941 senesi 24 Haziran günü tevkif ettiler.



İki ay devamında Akmescit' te NKVD' nin bodrumlarında bulungan son Eşref Sibirya'ga İrkutsk şehrine yollana. Onda 4 Nisan 1942 tarihinde azat ola. Azat olmasında ona en çok Kırım Tatar'ı hakim Asan Karamanov çok büyük yardımlarda buluna.

Azat olunduğu gibi İrkutsk Yazıcılar birliği vasıtasınen Eşrefni tedavilemek maksadınen hastanege yollaylar. 1942 senesinde Özbek yazıcılarının davetinen Taşkent şeherine gele.

1944 senesi baharında karısı Sayde ve oğlu Aydın'la ilgili sevinçli haber alıp Mayıs 17'de Kırım’a kele ve þu gecesi bütün halkmen beraber Özbekistan'ga sürgün ola.

Eşref'nin ailesi Andican vilayetinin Çınabad mıntıkasında "yerleştirildi". Okumuş insanlar epsi bir yerde kerek. Mıntıka yönetmenleri şairge mıntıka plan dairesinin reisi olarak çalışmasını istediler. Böyle mesuliyetli iş başında bir Tatar' nın olmasını NKVD şefleri beğenmediler ve Eşref' ni medeniyet dairesine keçirdiler.

Babam o yılları halkımıznın yakın kelecegine ümidsiz bakar edi. Lâkin çok yıllardan son Kırım Tatarları'nın vatanına avdet etip yeni hayat başlacagına heç şüpesi yoktı.

Eşref Şemi-Zade' gi 4 Ekim 1949 tariginde tekrar hapiske alalar. Bu sefer şair 25 yıl hapis cezası ala.

23 Eylül 1949 senesi yazılgan sorgu protokoluna göre şairge şu kabaatle suçlaylar.

- Kominist partisi ve Sovyet hükümeti Kırım Tatar yazısını latin alfabesinden, kril alfabesine keçire. Körüşünüz nedir ?

- Ben Kırım Tatar ve diger Türk halklarının yazısını latin alfabesinden kril alfabesine geçişine Ruslaştırma politikasının tahakkuk edilmesi deb kıymet biçem.

17 Kasım 1949 tarihinde yazılgan sorgulama: "-Sait Asmasov ifadelerine göre siz Türkiye Cumhuriyetini burjuvazi siyasetçilerini övüyormuşsunuz. Bunu tasdik ediyormusunuz.?

- Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa Atatürk progresif siyasetçi olmuşı ve Türk halkı arasında meşhur olmuşı benim derin kanaatimdir."

Gorbaçov zamanında başlagan " Perestroyka " zamanı Moskova'da bana bir oda içinde 16. 02.1950 tarihli 645 no' lu tahkikat dosyasını okumaya verdiler. Onun el yazması kopyasını çıkarttım

Bu dosyada yazılanlara göre : şair'e Kırım Tatar halkı Kırım'dan Orta Asya' ga göçürülgeni için bütün Kırım Tatarları adına Sovyet hakimiyetine ve þahsen Stalin'ge büyük teşekkür bildirgen, bununnen beraber göçürülgenlerin güzel, bahtlı yaşadıklarını anlatan bir makalege imza koyarsa hapis müddetinin 10 yılga kadar azalabileceğinı söylediler. Bu vahşi teklif şair tarafından hemmen reddedildi.

Nikita Khrusçöv kanlı Stalin dönemini bitirdikten sonra 1954 senesinin sonunda Şemi-Zade azat oluna ve Ocak ayının en başında Yanı Yol şehirinde yaşagan ailesine kavuşa. 1958 senesinde Taşkent şehrine yerleşe.

Taşkent'te Devlet neşriyatında çeşitli vazifelerde çalışa. Bu yıllarda bir kaç şiir silsilesi ve iki destan yazdı. " Közyaş Duvar " destanı haklı olarak şairin yaratıcılığının en yüksek mertebesi sayılır. Bu destanda şair allegorik şekilde Kırım Tatar halkının ağır ve kederli takdirini anlata. Destan şairnin öz halkına nasihatidir:

Kandırıcı nefis, doğru

Sözmen doğğan halkının

Milliy ruhun kötermeye

Gitsin cemi akılın.

Milli ruh... bu yüksek anlam Gaspıralı, Çelebi Cihan, Cafer Seydamet, Ali ve Huseyn Badaninskiy' ler kibi adamların düşünceleri ve kaygıları idi.

Yusuf B. degen biri etrafına toplangan "arkadaşlarnın " gayretinen şair bir kaç kez neşriyat faaliyetinden bağlı olgan işlerden kuvuldı. Şair'nin büyük oðlu 1956 senesi milliy hareketnin teşkilatçısı oluşı, ikinci oğlununda milliy areketnin faal iştirakçisi oluşu kominist devletinde vaziyetini kuvvetlendirmez edi. Taşkent'te Kırım Tatar tilinde çıkan gazete ve mecmualara Eşref' nin ayagını bastırmaz ediler. Lâkin Özbek yazıcıları ve neşircileri şair' nin bilgi ve semereli kabiliyetine yüksek kıymet biçtiler ve onu KGB 'nin tembihlerine bakmadan ona redaktörlük vazifeleri verdiler.

1978 senesi edi. Bu müstakil ve vicdanlı insanları imha etüv usulları şekillengen yıllar edi...

Eşref Şemi - Zade 1978 senesi Moskova şeherinde büyük oğulunun evinde 11 Mart sabah saat 8.15'te son nefesini verdi...

Şair' nin kadını Sayde Hanım kocasını doğduğu yarımadada defin edeceğini kattı kararını beyan etdi. "Sürüklep alıp ketsemde Kırım’ ga alıp keterim!"-anamıznın bu sözü bizlere güven verdi.

Çinko tabutna kongan şair' nin naaşı Akmescit' e gidecek uçak'ın türlü sebeplerle geciktirilmesine rağmen, bu kararlı kadın ve çocuklarının istekleri karşısında ilgililer bir şey yapamadılar.

Radyolar eşittiruvlerin sonunda: "şair geçingeninden sonra Vatanına döndü" -dediler.

Çelebi Cihan'ın aytkan sözü vardır:

"Millet ! ... Dirileri yaşatan ölülerdir..."

Yazarın Adı: Aydı ŞEMİ – ZADE / KIRIM

KALGAY Dergisi, Ekim – Kasım – Aralık 2000, Sayı: 18, Sahife 14 – 15 - 16

Önceki
Önceki Konu:
Seytemur Emin
Sonraki
Sonraki Konu:
Cebbar Akimov

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu