08/12/2009 20:17
İznik Osmanlı devrinde, büyük çini merkezlerinden biridir. Osmanlı devrinden zamanımıza kadar gelen en eski çinileri 1391 tarihinde inşaatı tamamlanan İznik Yeşil Cami minaresinde görmek mümkündür. Bu çinilerin renk ve kalite bakımından Selçuklu çinilerine nazaran daha farklı bir işçiliği vardır. İznik'te 15.yüzyılın ilk senelerinde başlayan çinicilik çok kısa bir zamanda büyük bir gelişme gösterdiğinden şehre çinili İZNİK adı verilmiştir. 17.yüzyılda İznik'i gezen Evliya Çelebi, bu şehrin dokuz mahallesinde halkın çini ve çanak çömlek imal ederek geçimini sağladığını ve İznik'te 340 adet çini fırının bulunduğunu seyahatnameside belirtmiştir. İznik'te çinicilikle meşgul olan esnaf bir Lonca halinde teşkilatlanmıştı. Bunların başlarında Kaşici başı bulunuyordu. Tarihte çini Kaşi adı ile geçer. Bu isim çininin vaktiyle yapıldığı Kaş şehrine izafeten verilmiştir. Osmanlı Padişahları yaptıracakları cami, medrese, köşk ve sarayların tezyinatı için lüzumlu olan çiniyi iznik Valisine bir emir göndererek ısmarlardı. Böyle bir çini siparişi alındığında Kaşici başı ustaları toplar aralarında iş bölümü yaparak siparişlerin zamanında yetişmesini sağlardı.

Osmanlı devrinde mimari eserlerin iç tezyinatında kullanılan çiniler 24×24 cm. ebatında ve 2-3 cm.kalınlığında tabakalar halinde yapılmıştır. Yalnız İznik Yeşil Cami minaresmi süsleyen çiniler, kare, eşkenar ve dikdörtgen şeklinde tuğlalardan ibarettir. Bunlar firüze kahverengi, lacivert ve koyu yeşil renkte olup üzerinde hiçbir figür veya motif bulunmamaktadır. Umumiyetle Selçuk çini tezyinatı Osmanlıların ilk devirlerde bazı küçük değişikliklerle devam etmiştir. İstanbul Çini Köşk Müzesi mihrabında, Selçuklu hendesi ve yıldızlardan müteşekildir. İznik çinilerinde hendesi şekiller yerine zarif kıvrık dallar üzerine serpiştirilen Hatayi ve Rumi tezyinata önem verilmiştir. Bugün birçok mimari eserimizi süsleyen ve bazı Avrupa müzelerinin en mutena köşelerinde muhafaza edilen İznik çini ve seramiğinin yapılma işine 16.yüzyılda büyük önem verilmiştir. Çinicilikteki bu inkişaf 16.asırda artan inşa faaliyetlerine sıkı sıkıya bağlıdır. 16.asrın 1.yarısında imal edilen çinilerde beyaz zemin üzerine çiçek motifleri, rumiler ve palmetler mavi, lacivert ve sarı renkte işlenmiştir. 16.yüzyılın ikinci yarısından itibaren çinilerin renk ve motiflerinde kendini gösteren değişme neticesinde büyük bir zenginlik ve kalite yükselmesi görülür. Beyaz zemin üzerine natüralist çiçek ve yaprak, şakayık, lale, sümbül, kararıfil, gül, erik ve nar çiçeği motifleri itina ile işlenmiştir. Sırlar parlak ve çok temizdir.

İznik'te ilk medrese olma özelliğini taşıyan Süleyman Paşa Medresesinin yeniden dekore edilip bu alanda kullanılmak düşüncesi de İznik çiniciliğinin yeniden doğuşunu müjdelemektedir. Çiniciliğin ilçemizde eski görkemine kavuşturulması için atılan en büyük adımlardan biri olmuştur. Yeni çehresiyle bu medrese ilgili kişilere, değişik konularda çalışan yerli ustalara ev sahipliği yapmaktadır.

Önceki
Önceki Konu:
Sansarak Kanyonu
Sonraki
Sonraki Konu:
İznik Gölü

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu