08/12/2009 20:17
(1884 Gönen - 1920 İstanbul) Türk öykü yazarı. Çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Öğrenimine Gönen'de başlayan Ömer Seyfettin, Ayancık'ta ve annesiyle birlikte geldiği İstanbul'da Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniyeye devam etti. Eyüp'teki Baytar Rüşdiyesini bitirip, Kuleli Askeri İdadisine yazıldı. Bir süre sonra da Edirne Askeri İdadisine geçerek öğrenimini burada tamamladı. 1903-1910 tarihleri arasında İzmir'de teğmen, daha sonra üsteğmen olarak Rumeli'de görev yaptı. Askerlikten ayrılıp Selânik'e gitti ve Genç Kalemler Dergisi'nde yazmaya başladı. Balkan Savaşı'nda tekrar subay olarak orduya döndü. Yunan güçlerinin elinde bir yıl kadar esir kaldı. Esareti sırasında da öykü yazmaya devam ederek bunları Halka Doğru, Türk Yurdu ve Zakâ dergilerinde yayımladı. İstanbul'a dönünce ordudan ikinci kez ayrılıp, ölümüne kadar Kabataş Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı.

Servetifünun Edebiyatı'nın ağdalı Arapça ve Farsça kavramlarla yüklü diline karşılık, hikâyelerinde arı Türkçeyi kullanan Ömer Seyfettin, bu konuda yeni bir akımın öncüsü oldu. Genç Kalemler dergisinde yayımladığı ilk hikâyeleriyle ün kazanmaya başladı. Öykülerinin konusu genellikle toplumsal yaşamdı. Öykülerinde doğal Türkçenin yanı sıra milli uyanışa, Türk toplumunun özünü kuran yerli ve gelenekçi unsurlara, tasvir ve yorumdan çok olaya, olayı doğuran ilkelere önem verdi.

Ömer Seyfettin'e göre öykü ve romanda amaç, gelenekleri olduğu gibi işlemek, olayları göründüğü gibi göstermek olmalıydı. Bazı öykülerinde Balkan Savaşı'nın yanı sıra milli uyanışa, Türk toplumunun milli özelliklerine değindi. Bulgar ayaklanmasında ve Balkan Savaşı'nda çekilen acıları açık bir dille anlattı. Öykülerinde, halk deyimleri, halk fıkra ve masalları geniş bir yer tuttu. Ömer Seyfettin, öykülerinde, genellikle anıları, halk inançlarını, tarihi olayları ve toplumun bozuk düzenini işledi. Seçtiği konular kendisinden önceki yazarlarda çoğunlukla olduğu gibi yalnız İstanbul'da geçmedi, yurdun her bucağında yaşayan insanlar ve yaşayışları bu öykülerde yer aldı.

Ömer Seyfettin'in dili yumuşak, anlatımı akıcı ve kolaydır. Genellikle tarih ve toplum konularını işleyen yazılarında, düşünce ağır basar. Bazı hikâyelerinde duygusal izlenimler ön plâna çıkar.

Başlıca yapıtları şunlardır:

Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür (1910), Harem (1918), Efruz Bey (1919).

Önceki
Önceki Konu:
Ozansoy, Munis Faik
Sonraki
Sonraki Konu:
Önder, Mehmet

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu