Ramazanoğulları tarafından 16. asırda Adana’da inşâ edilen câmi, medrese, harem ve türbeden müteşekkil yapı. 1513’te Ramazanoğlu Halil Bey tarafından inşâsına başlanan külliye, oğlu Piri Mehmed Paşa tarafından 1541’de tamamlanmıştır.

Külliye, câmi, medrese türbe ve vakıf sarayı denilen bir harem dâiresiyle Tuz Hanı da denilen bir selâmlıktan ibârettir. Külliyede Selçuklu ve Osmanlı mîmârîsi yanında güneyden gelen Zengî ve Memlük mîmârîlerinin de tesirleri görülür. 34,50x32,50 m ebâdında kareye yakın bir plâna sâhip olan câminin revaklarla çevrili bir iç avlusu vardır. Asıl câmiden iki misli fazla cemâat alacak ölçüdeki son cemâat yeri ve avlu sıcak iklime uygundur. Avlunun kuzey yönünde çift sıra hâlinde toplam on sekiz, batı yönündeyse tek sıra hâlinde dört küçük revak kubbesi vardır. Câminin doğu ve batı yönünde iki taçkapısı harimin ise üç kapısı vardır. Mihrab önünde on iki köşeli yüksek bir kasnağa oturtulmuş kubbesiyle Şam’daki Emevî Câmiine büyük benzerlik gösterir. Câmide mekanın eni, derinliğinden fazla tutularak, birinci safta daha çok cemâatin bulunması temin edilmiştir. Bu hâliyle tipik bir ulu câmi özelliği gösterir. Avlu döşemelerinde ve kemerlere kadar cephede Zengî ve Memlûk mîmârî tarzına uygun olarak siyah beyaz taşlar kullanılmıştır.

Câminin minâresi doğu portaline bitişik ve öne çıkıntı yapan dört köşe kâide üzerinde yükselmektedir. Câminin doğusunda medrese (1540) güneydoğusunda da Ramazanoğulları türbesi (1541) bulunmaktadır.

Önceki
Önceki Konu:
Biyolojik Savaş
Sonraki
Sonraki Konu:
Cafer-i Tayyar

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu