Aile korunamadığında kaçınılmaz süreç olan boşanmanın pek çok sebebi vardır. Bunlar arasında en önemlileri şunlardır:
Eşin hayatına müdahale, aldatma, kaba davranışlar, terk etme, uyumsuzluk, aile büyükleriyle aynı evde oturma, aile büyüklerinin veya eşin kadını hizmet etmesi gereken kişi olarak görmesi, eşler arasındaki cinsel sorunlar, işkolik eşe sahip olma, eşlerin birbirine yeteri kadar zaman ayırmaması, işsizlik, din ve mezhep farklılıkları, alkol, kumar ve şans oyunlarına düşkünlük, eşlerden birinin psikolojik sorunlarının olması...
Aldatma işaretlerini sezmek kolaydır. İş arkadaşlarına eşinden daha fazla zaman ayırma, sırlarını eş yerine dostlarla ve arkadaşlarla paylaşma, karşı cinsten biriyle uzun süreli yemeklere çıkma, gözü dışarıda olma, karşı cinsten biriyle ilgilenme tehlike işaretleridir. Bu durumla karşılaşan eşin, bir danışmana başvurmasında büyük fayda vardır
Boşanma Sebeplerine Genel Bir Bakış
Aldatma, geçici bir haz verse de, kişiyi asla mutlu etmez. Haz ile mutluluk arasında büyük fark vardır. Haz, geçici olarak hoşlanma, neşe ve sevinçtir. Mutluluk ise uzun süre dertsiz, endişesiz ve iyi olma halidir. Mutluluk, derin ve kalıcı bir duygudur. Eşini bu kısa süreli haz için aldatma eğiliminde olan kimse, hazzın çekiciliğine kapılmadan önce kendisine şu soruları sormalıdır:
1) Bu hazzı sonsuz kere yaşayıp mutlu olabilir miyim? Sürekli tatlı yiyen veya uyuşturucu kullanan biri, bu hazzı sonsuz kere yaşayıp mutlu olabilir mi?
2) Bu hazzı yaşadığımı eşimin bilmesini ister miyim? Mesela karşı cinsten biriyle bir saat baş başa kişisel problemlerimi konuşmamı eşimin bilmesini ister miyim?
3) Bu hazzı eşimin mutluluğu pahasına mı yaşamaktayım Başkalarıyla beraberliğim bana haz verebilir, ama çocuklarım ve eşimin mutluluğu ne olacaka
Evlilikte, aileyi kemiren dertlerden biri de sadakatsizliktir. Sadakatsizlik, çiftler üzerinde tedavisi imkansız yaralar açar. Bu yaralar çocuklara, anne-babalara ve akrabalara kadar yayılabilir. Sadakatsizlik, eşlerin olduğu kadar bütün yakın akrabaların da iş verimini düşürür ve onları huzursuz eder. Sadakatsiz kişi, dürüstlüğünü kaybeder ve kendisinin yalancı, dolandırıcı ve vicdansız olduğunu düşünür. O halde bu beladan mutlaka uzak durmak lazım.
Eve geç gelme, pek çok evliliğin tıkanmasına sebep olur. Modern toplumlarda, iş sebebiyle eve geç gelme yaygındır. Bu duruma işkolik babalarda ve mesleğinde ilerlemeyi anneliği ve evliliği ile aynı anda yürütmeye çalışan annelerde sık rastlarız. Bu durumdaki eşler, işlerine gömülüp birbirlerini ihmal ederler. Ayrı
kalma ve ilgisizlik giderek yerleşir ve duygusal ayrılmayı fiili ayrılma tamamlar. Bu tür boşanmaların altında, "önce ben" felsefesi yatmaktadır.
Boşanmaların en önemli sebeplerinden biri de dayaktır. Dayak genel olarak çözülebilir bir problemdir. Araştırmalar, ev içi şiddetin Amerikan kadınlarının yüzde 20-30'unu etkilediğini göstermektedir. Dayak olayı önce sözlü tehditlerle başlayıp, daha sonra fiziksel şiddete dönüşür. Erkeklerin çoğunluğu için dayak öğrenilmiş bir davranıştır. Çocukken dövülen ve ailelerinde buna şahit olan kimseler dayağı bir norm olarak görüyorlar. Aile fertleri dayak attıkları için göz altına alındığında, zanlılar ceza almadıkları zamana göre olayın tekrarlanma ihtimali yarı yarıya düşmektedir. Dayak atan kişi, davranışlarından sorumlu tutulacağını bildiği zaman, davranışını kontrol altına almak için büyük çaba harcamaktadır. Dayak olayı, alkol, uyuşturucu ve madde kullanımı sebebiyle de olmaktadır. Sebebi ne olursa olsun bu gibi olaylarda, uzman aile terapistlerine başvurmak en uygun çözümdür.
Doğrular, tartışılarak bulunacağına göre, evlilikte de tartışma gereklidir. Boşanmaya sebep olan, tartışmalar değil, tartışmaların çatışmaya ve kavgaya dönüşmesidir.
Evlilikte, taraflarca benimsenen bir i§ bölümünün olmayışı,üretilen hizmetlerin adil bir şekilde paylaşılamaması, problemleri çözen ikna edici yöntemlerin yeterince bilinmeyişi, işbirliğine yanaşmamalar, eşlerin birbirlerine yardımcı olmamaları ve sevgisizlik gibi etkenler, boşanma için uygun ortam hazırlamaktadır.
Bunların içinde boşanma yolunu açan en önemli faktör hiç şüphesiz sevgisizliktir.