Başarı, birey için anlamlı olan amaçların yapılmış olan günlük programlarla adım adım gerçekleşmesidir. Belirlenmiş "kişisel amaçlar" olmadan başarılı olmak mümkün değildir. "Herkes istiyor" diye, herkesin amaçladığını istemek, gerçekten bir "amaç" sahibi olmak demek değildir. "Genel amaçlar" peşinde olmak, hem insanın enerji ve gayretini yoğunlaştırmasını engeller, hem de ulaşıldığında insanı mutlu etmez.
Amacını açık-seçik belirlememiş bir kişi dümeni olmayan bir gemiye benzer. Gemi sürekli yol alır, içindekiler çalıştıklarım zanneder ancak geminin akıbeti şansa ve kadere kalmıştır. Böyle bir gemi kayalara çarparak parçalanabileceği gibi, hiç ilgisiz bir limana da gidebilir.
Bütün başarılı işletme ve kurumlar amaçlarını belirlemek ve bu amaçların nasıl gerçekleşeceği konusunda plan yapmak için zaman ve enerji harcarlar. Ancak gözlemlerimiz çok az sayıda insanın bunu yaptığı yolundadır. Fakat hayatta başarıya ulaşmış bütün insanlar amaçlarını saptamış ve bu amaca yönelik bir plan yapmış olanlar arasından çıkar.
GERÇEK BİR DİYALOG
Bu ders yılının başında, öğrencilerimizden birine hangi fakülteye girmek istediğini sorduğumuzda: "Benim isteğimin ne önemi var, nereyi kazanırsam oraya.." dedi. "İsteğin önemsiz olur mu, sen nereye girmek istiyorsun" diye ısrar ettiğimizde, "Boğaziçi Elektronik Mühendisliği" cevabını aldık. Bunun üzerine: "Yazın ne yaptın?" diye sorduk. Sorumuza şaşırmış gibi yüzümüze baktı: "Ne yapacağım" dedi, "Mayıs sonunda yazlığa gittik. Eylül sonuna kadar tatil yaptım, şimdi de kursa geldim."
Birçok öğrencinin yanılgısını yansıtan bu diyalog, "istek"le "hayal" arasındaki ilişkiyi açık-seçik ortaya koymaktadır. Bu öğrenci, insanın istediğine "kendiliğinden" ulaşabileceğine veya istediğini elde etmenin bir "şans işi" olduğuna inanmaktadır. Eğer bu öğrenci amacının Boğaziçi Elektronik Mühendisliği olduğuna açıkça karar vermiş, buna inanmış ve bu amacını gerçekleştirmek için kendisine aylık, haftalık ve günlük programlar yapmış olsaydı, amacına ulaşma şansı çok daha fazla olacak ve isteği bir "dilek" olmaktan öteye geçerek, gerçekçi bir "amaç" haline gelecekti.
Bu noktada bir konuya açıklık getirmekte büyük yarar vardır. Yukarda anlatılan öğrenci bütün söylenenleri yapmış da olsa, Türkiye bütününde %1'lik dilim içindeki bu bölüme girmesi yine de
; mümkün olmayabilirdi. Bu size bir çelişki gibi gözükmesin, çünkü amaca ulaşmak için en başta o amaca inanmak ve yukarda anlatıldığı gibi şartlarım yerine getirmek gerekir. Her insan amacına ulaşamayabilir, fakat amaçlarına ulaşanlar mutlaka amaçlarına inanan, amaçları doğrultusunda mücadele eden ve şartlarını yerine getirenler arasından çıkar.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu