08/10/2014 21:00
Son yıllarda iletişim yöntemleri çok ilerlemiştir, ama hala en önemli olan iletişim, yüz yüze iletişimdir.

Aksanınızı saklamaya çalışmayın ama anlaşılır şekilde konuşun.

Sizi anlamakta güçlük çekebileceklerinden kuşku duyduğunuz insanlarla birlikteyseniz ağır konuşun, gözlerinde anlamazlık belirtisi arayın, sizi anlayıp anlamadıklarını kontrol edin.

Konuşurken "şey...", "hımm..." gibi, herhangi bir anlam taşımayan ve "bilirsiniz ya?.." gibi koşullandırıcı sözcükler kullanmayın. Bunlar gereksiz boşluk doldurucu sözcüklerdir ve mesajınızı zayıflatırlar.

Konuşma becerinizi geliştirin. İnsanlara adlarıyla hitap edin, sorular sorun, ilgi duyduğunuzu gösterin, dikkatle dinleyin ve konuşmaya son verme teknikleri geliştirin: "Tekrar teşekkür ederim, Jim. Konuşmamızdan çok memnun kaldım, seninle salı günü saat ikide görüşürüz."

Sizinle konuşan kişi konudan ayrılmadığı sürece onun sözünü kesmeyin. Birinin konuşması ağır ya da duraklamalıysa onun cümlelerini tamamlamayın, söylediklerini tekrar etmeyin, sabırlı olun.

Sadece söylediğiniz şeylerin değil onları nasıl söylediğinizin de önemli olduğunu unutmayın. Kırıcı bir ton kullanmayın ve astlarınızı asla onlardan yüksek sesle konuşarak susturmayın. Üst yöneticilerinizle veya müşterilerle konuşurken boyun eğici bir ton kullanmayın.

Sesinizi banda kaydedin, eleştirici kulakla dinleyin ve gerekirse bir ayna önünde tekerlemeler söyleyerek konuşmanızı düzeltin.

Çok hızlı veya çok yüksek sesle konuşmayın. Sesiniz monotonsa, derin bir soluk alın ve sözlerinizi daha güçlü bir şekilde seslendirmeyi deneyin. Bunun için herhalde ağzınızı daha fazla açmanız gerekecektir.

Göz göze gelin ama dik bakışlarla karşınızdakinin bakışlarını kaçırtmayın. Araştırmalar bir konuşmada güçlü kişinin göz temasını ilk olarak bozduğunu ama bunu iki üç saniye sonra ve ağır ağır yaptığını göstermiştir. Birisiyle yüz yüze konuşurken iki gözüne de aynı anda bakmaya çalışmayın, sonunda siz şaşı gibi görünürsünüz. Önce bir göze, sonra diğerine bakın.

Çok hızlı konuşmayın. Bu güvensizlik belirtisidir.

Cümlelerin sonunda sesinizi alçaltmayın. Bu sıkıldığınızı ya da heves eksikliğinizi gösterir.

İnsanlarla konuşurken odadaki başka şeylerle dikkatinizi dağıtmayın. Konuşmaya tüm dikkatinizi verin. Gözleriniz başka yönlere bakıyorsa, bu hem kabalıktır hem de konuştuğunuz kişiye haksızlıktır.

Çok konuşmayın. Bilgi veriyor olmanız durumunda bile konuşmanın en az yüzde 20'sini karşınızdaki kişiye bırakın. Sizi anlayıp anlamadıklarını ancak konuşmalarıyla öğrenebilirsiniz. Diğer mülakat ve konuşmalarda, karşınızdakini ikna için çalışıyor olsanız bile, zamanın yüzde 5O'sinden fazlasında konuşmayın.

İnsanları kendileri hakkında konuşmaya teşvik edin. Uzmanlıklarını bildiğinizi gösterin ve bunun üzerinde durun: "Tony, bu işte sen iyisin, ne diyorsun bakalım?" "Sen" ile kurulan cümleler her zaman "ben" ile kurulan cümlelerden daha iyidir.

Tanıdığınız en sıkıcı insanı düşünün: hep kendinden söz ediyordur, değil mi?

Fikirlerinizi gerçeklermiş gibi sunmayın. "Bence..." diye söze başlayın. Karar vermekte güçlük çektiğinizi itiraftan kaçınmayın; ama sözü fazla uzatmayın ve uzun uzun düşünmeyin -o zaman kararsız görünürsünüz.

Hep ciddi olmayın, yoksa çok sıkıcı olursunuz. Fıkralar anlatmanız gerekmez, ama günlük olayların mizahi yanlarını arayın ve konuşmayı hafifletmek için anekdotlar anlatın. Kendi yanılgılarınızı dalga geçerek anlatın, başkalarıyla alay etmeyin.

Sır saklayan ve dedikodu yapmayan, güvenli biri olarak tanınmalısınız.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu